2035 yılından itibaren fosil yakıtlar ile çalışan araçların yasaklanması veya ithal edilen ürünlere Sını...

  2035 yılından itibaren fosil yakıtlar ile çalışan araçların yasaklanması veya ithal edilen ürünlere Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması ile karbon ücretlerinin getirilmesi Avrupa Yeşil Mutabakatı ile hayatımıza girecek olan radikal değişiklikler arasında Avrupa Yeşil Mutabakatı (EU Green Deal), son yıllarda ülkemizde oldukça popüler bir konu haline geldi. Kamu kuruluşları, sanayi odaları, ticaret odaları, akademik kuruluşlar, bankalar ve daha pek çok kuruluş farklı yönleri ile Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı inceleyerek kendi sektörlerine olan etkilerini tanımlamaya çalışıyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde getirilen düzenlemeler ile birlikte birçok radikal değişiklikle tanışacağız. Örneğin 2035 yılından itibaren fosil yakıtlar ile çalışan araçların yasaklanması veya ithal edilen ürünlere Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması ile karbon ücretlerinin getirilmesi Avrupa Yeşil Mutabakatı ile hayatımıza girecek olan radikal değişiklikler arasında. Birbiri ile bağlantılı olan yasal düzenlemeler ancak bir bütün olarak kapsamlı bir şekilde incelendiği takdirde Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın tam olarak ne olduğu ve ülkemizi gelecekte nasıl etkileyeceği anlaşılabilir. Paris İklim Antlaşması’nı imzalayarak 2050 yılında net-sıfır hedefine ulaşmayı taahhüt eden Avrupa Birliği, aslında Avrupa Yeşil Mutabakatı ile bu dönüşümün haritasını çıkardı. Bu çerçevede, Türkiye açısından Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın iki açından kritik öneme sahip. Birincisi; AB, Türkiye’nin en büyük ticari ortağı ve Avrupa Yeşil Mutabakatı bu ilişkiyi köklü bir şekilde değiştirebilir. İkinci olarak; 2053 yılında net-sıfır olmayı taahhüt eden Türkiye’nin benzer hazırlıklara başlaması gerekmekte. Dolayısıyla Avrupa Yeşil Mutabakatı ile ilgili düzenlemelerin Türkiye’de özellikle de Avrupa Birligi ülkeleri ile ticari işbirliği yapan firmalar tarafından çok dikkatli bir şekilde takip edilmesi gerekiyor. Bu yazımızda ana hatları ile Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı ve bu kapsamda getirilecek olan düzenlemeleri incelyeceğiz. YEŞİL MUTABAKAT NEDİR? Avrupa Yeşil Mutabakatı diğer bir deyişle 55’e Uyum Paketi (Fit for 55), Türkiye’nin en büyük ticari ortağı olan Avrupa Birliği’nde endüstri, tarım, ticaret, üretim, teknoloji, yatırım, finansman, eğitim gibi pek çok alanda 17. yüzyılda başlayan Sanayi Devrimi’nden daha büyük değişikliklere yol açacak yasal düzenlemelerden oluşur. Sanayi devrimi sonrasında ana enerji kaynağı olarak kullanılan petrol ve türevlerinden oluşan fosil yakıtların yerini yenilenebilir ve alternatif enerji kaynaklarına bırakacağı yeni bir dünya düzenini öngören Avrupa Yeşil Mutabakatı, uluslararası ilişkiler ve ticaret paternlerini büyük ölçüde etkileme potansiyeline sahip. Bazı uzmanlara göre bu süreç dünya genelinde sermayenin yeniden dağıtılmasına da yol açacak. Avrupa Birliği (AB), 2021 yılında çıkardığı “Avrupa İklim Yasası (European Climate Law)” ile iklim değişikliği ve biyoçeşitlilikte bozulma ile mücadele kapsamında:   2030 yılına kadar karbon emisyonlarını yüzde 55 azaltmayı, 2050 yılında ise dünyanın ilk karbon nötr kıtası olmayı hedefliyor. Avrupa İklim Yasası ile benimsenen iklim hedefleri sayesinde bundan sonraki AB üyesi ülkelerin hükümetleri, Avrupa Yeşil Mutabakatı ile getirilecek düzenlemelere uygun hareket etmek zorunda. İş dünyasını ve diğer paydaşları etkileyecek tüm yasal düzenleme ve politikalar için aynı zamanda çerçeve oluşturan AB İklim Yasası, yatırımların çevreci projelere kaydırılması gerektiği ile ilgili piyasalara güçlü bir sinyal veriyor. Bu sayede iş dünyasının, riskli ve uzun dönemli çevreci yatırımları yapma konusunda daha istekli davranması teşvik edilmek isteniyor. Geleceğin ekonomisinin yapı taşlarını belirleyen Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın kapsadığı başlıca alanlar; Biyoçeşitlilik ile ilgili stratejiler Döngüsel ekonomi Sürdürülebilir gıda Hidrojen Bataryalar Denizde yenilenebilir enerji sistemleri olarak ön plana çıkıyor. Avrupa Birliği; 2050 yılında iklim nötr olma hedef doğrultusunda ekonomi, toplum ve endüstri de kökten bir değişimi beraberinde hedefliyor. Bu kapsamda bilim insanları, yatırımcılar, şirketler, şehirler, tüketiciler, hanehalkları ve bireylerin iklim değişikliği ile mücadele adına kolektif hareket etmesini amaçlıyor. Konuya Türkiye persfektifinden bakıldığında Avrupa Yeşil Mutabakatı ile ilgili tartışmaların sadece AB’ye ihraç edilen bazı ürünlere karbon ücreti öngören Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması ile sınırlığı kaldığı aşikar. Halbuki, Avrupa Yeşil Mutabakatı, günübirlik yaşamdan ticari ilişkilere kadar bir çok köklü değişikliği beraberinde getiriyor. AMACI NEDİR? Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın ana amacı, insan kaynaklı sera gazı emisyonları nedeni ile derinleşen iklim krizine bağlı çevresel felaketlerin önüne geçmek olarak özetlenebilir. Yapılan bazı analiz ve çalışmalar iklim değişikliğine bağlı çevresel felaketlerin ülke ekonomileri için ciddi maliyetlere yol açacağını gösteriyor. Örneğin, Beyaz Saray tarafından yapılan bir açıklamaya göre 2100 yılında sıcaklık artışının 2.4 dereceye ulaşması halinde çevresel felaketlerle mücadele kapsamında ABD yıllık 2 trilyon dolar harcama yapmak zorunda kalacak. Avrupa Birliği, gelecek nesillerin iklim değişikliğine bağlı yangınlar, seller ve kuraklık gibi felaketler ile boğuşmaması için 19. Yüzyılda Sanayi Devrimi ile başlayan dönüşüm ölçüsünde büyük bir dönüşümü başlatarak “Avrupa Yeşil Mutabakatı (EU Green Deal)”nı bu dönüşümün mavi haritası olarak da ortaya koymuştur. EKONOMİK ETKİLERİ Avrupa Yeşil Mutabakatı yada diğer ismiyle 55’e Uyum Paketi’nin ana hedeflerinden biri de; küresel ısınmadaki hızlı artış nedeni ile bir an önce gerçekleşmesi gereken enerjide yeşil dönüşümün, enflasyon artışlarına yol açmadan ve AB’nin endüstriyel rekabet gücüne zarar vermeden hayata geçirilmesidir. FAYDALARI Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın en belirgin faydası, şu ana kadar büyük oranda gönüllülük esasına dayalı olarak yürütülen iklim değişikliği ile mücadele faaliyetlerinin yasal ve hukuksal bir zemine oturtulmasını sağlamasıdır. 1990’lı yılların başından beri küresel ısınmanın dizginlenmesine yönelik atılan tüm adımlara rağmen, bu tarihten itibaren yapılan sera gazı emisyonları yaklaşık %85 oranında arttı. Bu durum, gönüllülük esasına dayalı iklim değişikliği ile mücadele yönteminin etkili olmadığını gösteriyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı, 2035 yılında fosil yakıt ile çalışan araçların yasaklanması ve yeni vergi yükümlülükleri gibi yaptırımlar ile hem üreticilerin ve hem de tüketicilerin iklim değişikliği ile mücadeleye uyum sağlamasını hedefliyor. Hukuki ve yasal yaptırımlar sayesinde, sera gazı emisyonlarının atmosferde konsantrasyonundan kaynaklanabilecek çevresel felaketlerin önlenmesi amaçlanıyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı (EU Green Deal)’nın bir diğer faydası ise kaynak kullanımı ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi azaltmaktır. Genellikle karbon emisyonundaki artış ile ekonomik büyüme arasında doğru bir orantı olduğuna inanılır. Ancak AB’nin 1990’lı yılların başından itibaren takip ettiği politikalar söz konusu görüşün doğru olmadığını gösteriyor. 1990’dan itibaren ekonomik anlamda yüzde 62 büyüyen AB’de karbon emisyonları yüzde 24 azaldı. Bu sonuç aynı zamanda 55’e Uyum Paketi’nin hedeflerinin gerçekçiliğini de ispatlatmaktadır. ZORUNLU MU? Avrupa Yeşil Mutabakatı olarak bilinen 55’e Uyum Paketi ile ilgili yasal süreç oldukça dinamik bir şekilde devam ediyor. 2023 yılının başından itibaren bu yasal düzenlemelerin kademeli olarak devreye girmesi hedefleniyor. AB ekonomileri, pandemi sürecinin verdiği hasarı henüz atlatamadılar. Bunun üzerine Şubat 2022’de başlayan Ukrayna-Rusya Savaşı, AB’de enflasyonun yükselmesine neden olan enerji fiyatlarında dalgalanmalara ve tedarik zincirinde bozulmalara yol açtı. Bu nedenle böylesine zorlu bir süreçte devam eden Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamındaki düzenlemelerin hayata geçirilmesi ile ilgili görüşmelerin tam olarak ne zaman neticeleneceğini kestirmek güç. Bununla birlikte 2023 yılından itibaren yeni Emisyon Ticaret Sistemi ve Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması gibi düzenlemelerin de hayata geçmesi bekleniyor. Avrupa Komisyonu tarafından Yeşil Mutabakat çerçevesinde teklif edilen taslak düzenlemelerin Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi’nde ayrı ayrı görüşülmesinden sonra yapılacak üçlü görüşmeler ile bu düzenlemelerin yasalaşacak. NELERİ KAPSIYOR? 55’e Uyum Paketi aslında birbiri ile bağlantılı teklifler bütününden oluşan AB tarihindeki en kapsamlı yasal düzenlemelerden birisidir. 14 Temmuz 2021’de açıklanan paket ile iklim, enerji, yakıtlar, ulaşım, binalar, toprak kullanımı ve ormanlar ile ilgili mevcut 8 yasal düzenlemede değişiklik yapılması ve 5 yeni yasal düzenlemenin hazırlanması planlanıyordu. Bu kapsamda, AB’de genel anlamda enerji yoğun sektörlerin dahil olduğu Emisyon Ticaret Sistemi’nin gözden geçirilmesi teklifi, 55’e Uyum Paketi’nde en dikkat çeken düzenlemelerin başında geliyor. ÖZET Emisyon Ticaret Sistemi’nin Gözden Geçirilmesi Araçlar için Yeni CO2 Standartları Alternatif Yakıt Altyapısı Düzenlemesi Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması Sosyal İklim Fonu Çaba Paylaşım Düzenlemesi’nin Gözden Geçirilmesi Enerji Verimliliği Direktifinin Gözden Geçirilmesi Yenilenebilir Enerji Direktifi’nin Gözden Geçirilmesi Enerji Vergilendirme Direktifi’nin Gözden Geçirilmesi Yeni Döngüsel Eylem Planı ve Endüstriyel Dönüşüm Toprak Kullanımı ve Ormancılık Düzenlemesi İklim Diplomasisi 55’e Uyum Paketi oluşturulurken sadece karbon ücreti getirilmesi gibi tek bir enstrümana bağımlı kalınmadı. Teklif hazırlanmadan önce yapılan etki analizlerine göre, sadece katı yasal düzenlemeler ile emisyonların azaltılmaya çalışılması toplumun farklı kesimlerine ciddi mali yükler getireceğinden istenen sonuçları üretmeyeceği sonucuna varıldı. Ayrıca karbon ücretlerinin artırılması da market bariyerlerini aşmak için yeterli olmadığında aşağıda belirtilen enstrümanlar kullanılarak en dengeli politikalar oluşturulmaya çalışıldı; Ücretlendirme (ETS ve CBAM’deki karbon ücretleri) Hedefler (farklı sektörler ile ilgili emisyon hedeflerinin belirlenmesi vb) Standartlar (Araçlar ile ilgili emisyon azaltım standartlarının getirilmesi vb.)) Destekleyici tedbirler (Artan karbon ücretlerine karşı dar gelirli vatandaşların korunması için oluşturulan Sosyal İklim Fonu vb.) MUTABAKAT VE TÜRKİYE Paris İklim Antlaşması çerçevesinde 2053 yılında net-sıfır olmayı taahhüt eden Türkiye’nin Avrupa Yeşil Mutabakatı ile AB’de başlayan büyük yeşil dönüşüm sürecinin bir benzerinden geçmesi gerekiyor. AB’nin ETS’yi güçlendirmesi ve CBAM ile ETS’yi uluslararası ticareti kapsayacak şekilde genişletmesi dünya genelinde karbon rejimlerinin genişlemesine yol açacak. CBAM ile AB’ye ihraç ettiği belirli kalemlerde vergi ödemek mecburiyetinden kurtulmak için yerli ETS kurulum çalışmalarını hızlandıran Türkiye’de özellikle karbon yoğun endüstrilerin düşük emisyonlu teknolojilere geçmek için çalışmalarını hızlandırmaları gerekiyor. Kısa dönemde ise 2027 yılından itibaren uygulamaya girmesi beklenen CBAM kapsamında uygulanacak karbon ücretlerinden en az seviyede etkilenmek için ilgili sektörlerin karbondan arındırılması için kapsamlı ve koordineli çalışmaların yürütülmesi bir zorunluluk haline geldi. Yeni Döngüsel Ekonomi Eylem Planı kapsamında hayata geçirilecek olan “Sürdürülebilir Ürün İnisiyatifi” ile çok geniş bir yelpazede ürünlerle ilgili getirilecek olan yeni standartlar nedeniyle, önümüzdeki dönemde kirliliğe yol açan şirketlerin kademeli olarak tedarik zincirlerinden çıkarılması bekleniyor. Türkiye’nin uluslararası ticarette rekabet gücünü koruyabilmesi için özellikle ürünlere yönelik olarak getirilecek olan bu düzenlemeleri yakından takip ederek uyum kapsamında gerekli tedbirleri alması gerekiyor. YATIRIM PLANI Bir büyüme stratejisi olarak dizayn edilen 55’e Uyum Paketi, yenilikçi düşük emisyonlu teknolojilerin geliştirilmesi ve yeşil iş alanlarına uygun yeni istihdamların sağlanması yeşil ekonomiyi canlandıracak maddeleri de kapsıyor. Avrupa Komisyonu’nun teklifi ile yatırımcılara açık bir rehberlik sunularak, uzun dönemde kullanımdan kalkması beklenen fosil yakıtlara dayalı projelere yatırım yapmamaları sağlanacak. Özellikle yenilenebilir enerji alanında yapılacak yatırımlar sayesinde uzun dönemde rekabet gücünün artırılması da hedefleniyor. Ayrıca Avrupa Birliği ekonomisinin güçlendirilmesini hedefleyen NextGenerationEU paketinin yeşil dönüşümü desteklemesi amaçlanıyor. Ufuk Avrupa (Horizon Europe) programı kapsamında da küçük işletmelerin ve yeşil dönüşüm için gerekli yenilikçi projelerin desteklenmesi ön görülüyor. Bülent Özgen/Çevre ve Doğa