Ha geldi ha gelecek derken şimdi de bir an önce bitsin ve gitsin istiyoruz. Şu içinde (son günlerini) yaşadığımız 2020 yılından bahsediyorum. Öyle sayıların, renklerin, günlerin ve tarihlerin uğurun...

Ha geldi ha gelecek derken şimdi de bir an önce bitsin ve gitsin istiyoruz. Şu içinde (son günlerini) yaşadığımız 2020 yılından bahsediyorum. Öyle sayıların, renklerin, günlerin ve tarihlerin uğuruna inanmam ama yaşadığımız yılın bizlere hiç iyi gelmediğini söyleyebilirim. Fakat bir küçük parantezi de açmak istiyorum. Diyoruz ki, 2020 yılı bize çok acı getirdi, hüzün getirdi. Depremler, seller, savaşlar, salgın hastalıklar, terör olayları, tacizler, cinayetler ve birçok insanlık dramı… Peki, daha önceki yıllarda böyle acılar yaşamadık mı? Hep gülüyor ve eğleniyor muyduk? Bir elimiz yağda bir elimiz balda mıydı sanki. Yok. Hiç de öyle değildi… Katliamlardan tutun da feci kazalara kadar her türlü acı yine yaşanmıştı. Arakan’da insanlar öldürülüyordu yine… Yemen’de açlık ve iç savaştan dolayı canlar yitip gidiyordu. Suriye’de Türkmenler başta olmak üzere bütün insanlık hem savaşlarda hem de göç yollarında hayatlarını kaybediyordu. Irkçı terör vahşi yüzünü Yeni Zellanda’da göstermişti. Çin’in Doğu Türkistan zulmü sürüyordu. İdai Kasırgası Güney Afrika’yı kasıp kavurmuş yüzlerce kişi ölmüştü… DEAŞ binlerce kişiyi katletmişti… “Dünyanın ciğerleri” olarak nitelenen Amazon Ormanları’nda haftalarca süren yangın ağır tahribata yol açmıştı. Ülkemizdeki yangınlarda da ciğerlerimiz dağlanmıştı… Kaşıkçı cinayeti! Deprem olmadan İstanbul Kartal'da Orhantepe Mahallesi'nde bulunan 7 katlı bir bina çökmüş, olayda 21 kişi ölmüş, 14 kişi yaralı kurtarılmıştı. Sri Lanka'da kilise ve otelleri hedef alan saldırılarda 3’ü Türk 253 kişi ölmüş, 500'den fazla kişi yaralanmıştı. Süleyman Turan, Ayşen Gruda, Eşref Kolçak, Ozan Arif, Yalçın Menteş, Tarık Ünlüoğlu, Enis Fosforoğlu, Dilber Ay, Aytaç Arman, Yıldız Kenter, Gülriz Sururi, Umur Bugay, Ümit Yesin, Yalçın Gülhan ve Cengiz Sezici aramızdan ayrıldılar. Ve dahası… Hepsini de hatırladığınızı biliyorum. *** Evet gidiyor, gidiyor ama “Gelen gideni aratır” atasözünü de unutmayalım diyorum. Neden? Çünkü bütün bu olayların asil faili biziz de ondan. Yani insanlık! Biz böyle olmaya devam edersek daha çok can yakar daha çok gözyaşı dökeriz… Ne üzerinde yaşadığımız dünyanın kıymetini biliyoruz, ne de birbirimizin. Söz de “akıllı, bilinçli” yaratıklarız… Bu nasıl bilinçtir ki böyle, kendi bindiğimiz dalı kesiyor, ayağımızın bastığı zemini yıkıyoruz. Evet, 2020’yi öyle kapıya kadar uğurlayalım ama gelene yani 2021’e de ‘Hoş geldin’ derken biraz temkinli olalım. Gelen gideni aratır, unutmayalım. *** Baksanıza Türkiye’ye yine ne kötü tartışmalar içindeyiz… Ordumuz üzerinden tartışmalar, salgın ile ilgili tartışmalar, siyaset ve ekonomik tartışmalar… Tartışa tartışa yürüyoruz. Ah bir de omuz omuza olsak, şöyle kol kola… O günlere umutla.