Kızılay İzmir Şubesi Başkanı Kerem Baykalmış, pandeminin ilk dönemlerinde kan stoklarında bir azalma yaşandığını ancak sonrasında duyurularla sorunu aştıklarını söyledi Kızılay İzmir Şube...

Kızılay İzmir Şubesi Başkanı Kerem Baykalmış, pandeminin ilk dönemlerinde kan stoklarında bir azalma yaşandığını ancak sonrasında duyurularla sorunu aştıklarını söyledi Kızılay İzmir Şube Başkanı Kerem Baykalmış’la, Kızılay’ın kan stoklarındaki durumu ve çalışmalarını konuştuk. Baykalmış, kan ihtiyacının süreklilik arz ettiğini vurgulayarak, bağış çağrısını yineledi. Basın ve sosyal medya desteğinin kan bağışlarında önemli bir katkı yaptığını vurgulayan Baykalmış, “Biz güvenli kan teminini yapıyoruz. Bu işlemin yapıldığı, gerek mobil gerekse de kan merkezlerimizde hijyen koşullarına uyulduğunun çok net bir şekilde altını çizerek ifade ettik” dedi. Başkanım, 2020 yılının zor bir yıl olduğunu röportaj öncesi görüşmemizde siz de söylediniz. İlk etapta, pandemiye girdiğimizde malum insanlarda sokağa çıkmakla ilgili bir tedirginlik oluştu. Bu durum, kan bağışlarını etkiledi mi? Türk Kızılay’ı güvenli kan temininden, devletimizle yapmış olduğumuz protokoller neticesinde sorumlu. Biz bölge kan müdürlüklerimizde beraber hastanelerimizin ihtiyaçlarını yine milletimizin bağışlarıyla karşılamaya çalışıyoruz. Bunu da yaparken kullanılan en son teknolojiyle yüzde 99,9 oranında temiz ve güvenli kan temini için çalışmalarımız yine profesyonel kadrolarımızla devam ediyor. Pandemi dolayısıyla özellikle uygulanan kısıtlama tedbirleri vatandaşlarımızın kafalarında soru işareti oluşturdu. Bu vesileyle bizim yaklaşık olarak 600-650 olan günlük kan stoklarımız, milletimizin hem tedbirler dolayısıyla hem de endişelerinden dolayı yaklaşık olarak 200’lere kadar düştü. Tabi şimdi sadece kan stok ve kan temini ile ilgili tedavi koşullarına baktığımızda bu konu sadece pandemiden etkilenmiyor. Allah korusun, şu anda sağlığımız sıhhatimiz yerinde, ama bir kaza geçirdiğimizde kan temizliğine ihtiyacımız olabilir. Geçirmiş olduğumuz hastalık dolayısıyla olacağımız ameliyatlarda kan temini ihtiyacımız olabilir. Dünyaya bebek getiren annelerimizin, doğum esnasında karşılaşabilecekleri sıkıntılarda kan teminine ihtiyaç olabilir. Yani kan temini süreklilik arz eden bir konu. Tabii insanlarımızda sosyal mesafe kurallarına uyulması noktasında ya da bu temin gerçekleştirirken acaba biz bir sıkıntıya düşer miyiz, endişesine kapıldılar ve bu Türk Kızılay’ının kan stoklarını çok ciddi bir şekilde etkiledi. Peki, halihazırda Kızılay’ın kan stoku ne durumda? Herhangi bir sıkıntı var mı? Durum hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? Şu anda sizler gibi çok değerli basın mensuplarımızın da Türk Kızılay’ına vermiş oldukları desteklerle özellikle sosyal medya hesaplarından da yapılan talepler noktasında biz güvenli kan teminini yapıyoruz. Bu işlemin yapıldığı, gerek mobil gerekse de kan merkezlerimizde hijyen koşullarına uyulduğunun çok net bir şekilde altını çizerek ifade ettik. Hatta biraz daha iddialı cümleler kurduk dedi ki, kan merkezlerimize evlerinizden daha temiz. Çünkü çok farklı noktalarda bu temini karşılamak için gönüllülerimiz bizlere destek veriyor. Ama tabii hastalıktayız ve bulaşma riski malumunuz aynı ortamı paylaşmakla yayılıyor. Bu nedenle günde 3 kere hakikaten yüksek standartlarda hijyen ve dezenfektasyon işlemi yapıyoruz. En güvenilir şekilde sağlık taramaları sürekli yapılıyor. Vatandaşlarımızı sağ olsunlar, bu çağrılarımızı karşılıksız bırakmadılar ve ihtiyaçların giderilmesi noktasında destek verdiler. Şuanda kan stoklarımızda herhangi bir sıkıntı yok, olduğu dönemlerde de yine bu çağrılarımızı tekrarladığımızda gerek kurumlarımız gerek vatandaşlarımız sağ olsunlar Kızılay’ı yalnız bırakmıyorlar. Tabii Kızılay’ı yalnız bırakmayınca esnasında ihtiyaç sahibini yalnız bırakmamış oluyorlar. Kan ihtiyacı olanı, vatandaşımızı, mağduru, yalnız bırakmamış oluyorlar. Evet, ben de bazı derneklerin basın danışmanlığını yaptım, yapıyorum. Örneğin Mardinliler Federasyonu’nda, yılda iki defa biz kan bağışı kampanyası yapardık. Sivil toplum kuruluşlarıyla olan bağınız bu süreçte nasıl oldu? Hali hazırda onlardan kan desteği alma konusunda nasıl bir iletişiminiz var? Tabii insani yardımların tek organizasyonu, yine insan gücüyle olur. Buradaki sıkıntıların yaralarını sarmak, buradaki sıkıntıları azaltmak adına sivil toplum kuruluşlarıyla bir paydaş olarak sürdürülüyor. Onun için burada Kızılay'ın, İzmir'de özellikle ifade ettiğiniz gibi federasyonlarımız, derneklerimiz aracılığıyla destekleri çok önemli. Zaman zaman burada sivil toplum kuruluşlarımızla projeler yapıyoruz, onlara gönül vermiş paydaşlarıyla bir araya geliyoruz. Güvenli kan temini noktasında destek alıyoruz, şimdi isim zikretmek çok doğru olmaz çünkü eksik bıraktıklarımız bizlere gönül koymasın. Ama bütün sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler, siyasi partiler, hepsi kan temini noktasında Allah'a çok şükür, hiçbir zaman desteklerini bizlerden esirgemediler. Bu zaten paylaşmanın en önemli unsurlarından bir tanesi. Biz burada paydaş olarak Türk Kızılay’ına destek vermekle, Türk Kızılay’ı da ona bu desteğin karşılığında gerekli altyapıyı sağlamakla mükellef. Gerek deprem dolayısıyla gerekse de güvenli kan temini açısından İzmirli vatandaşlarımız bizi hiç kansız bırakmadılar, sağ olsunlar. Kızılay’ın gündeminde olan projelerden söz eder misiniz? Kızılay İzmir Şubesi 110 yıldır sahada ve tarihi boyunca çok önemli çalışmalara imza attı. Geride bıraktığımız 2020 yılında da tüm zorluklara rağmen ihtiyaç sahibi insanlarımızın yanında olduk. İzmir depremi; gönüllülerimiz ve profesyonel ekiplerimizle sürekli yardım ulaştırdığımız bir afet oldu. Tabii, deprem alanında hizmet veren tüm kuruluşların da yemek dahil her ihtiyaçlarını biz karşıladık. İzmir kamuoyu zaten orada neler yaptığımızı gördü ve biliyor. Devam eden projelerimizden söz edecek olursak, öncelikle çocuklara yönelik olandan söz etmek istiyorum. “Fazla Kalemi Olan Var mı?”, “Mutlu Minik Eller”, “Oyuncaklar Firarda”, “Hilalin Gölgesindeki Çocuklar” sayabileceklerimizden. Tabii bu projelerin büyük ölçüde bağışçılarımızın destekleriyle yürütüldüğünü belirtmem lazım. 2020 yılında aksatmadan huzurevlerini ziyaret ettik. İhtiyaç sahibi öğrencilerimize okullar açık olduğu zamanlarda okulu ziyaret ederek ya da okul üzerinden ulaşarak yardımcı olduk. Ramazan ayında, dini bayramlarda çadır kurma, ihtiyaç sahibi insanlarımıza gıda kolisi dağıtma gibi çalışmalarımız sürdü. Uluslararası alanda da Kızılay’ın etkin ve aktif bir yapısının olduğunu biliyoruz. Bundan söz eder misiniz? Kızılay, bir yardım çatısıdır. Böyle görmek lazım. Ulaştığımız insanlara din, dil, ırk gözetmeksizin insan oldukları için yaklaşan bir yapıdır Kızılay. Dünyada 40 farklı coğrafyada temas noktamız var. 196 ülkede de oluşabilecek insani sıkıntılara müdahale edebilecek pozisyondayız. En son Azerbaycan’da zarar gören ve mağdur olan halka Türk Kızılay’ı sahip çıktı. Şuanda Suriye’de yine çalışmalarımız yine devam ediyor. Şahsım bizatihi Filistin'de, Batı Şeria'da insani yardım çalışmalarına katıldım, bir hafta Batı Şeria'da kaldım. Tabii Türkiye’de de çok ihtiyaç sahibi insan var ama biz uluslararası bir kurum olduğumuz için sadece kendi bahçemizden değil, dünyadaki mağdur olan insanların dramlarına da koşuyoruz.