İmar Barışı kapsamında 06.06.2018 tarihinde 3194 sayılı İmar kanunu geçici 16. Madde ile tanzim edilmişti. Bu tarihten sonra 31 Aralık 2018 tarihine kadar Kaçak yapıların tümü kayıt altına alınmış hat...

İmar Barışı kapsamında 06.06.2018 tarihinde 3194 sayılı İmar kanunu geçici 16. Madde ile tanzim edilmişti. Bu tarihten sonra 31 Aralık 2018 tarihine kadar Kaçak yapıların tümü kayıt altına alınmış hatta ilave süre getirilerek kalan yapılara kolaylık sağlanmıştı. Buna rağmen 2019 seçimleri, 31 Mart takviminden hemen sonra Bakan Kurum Bodrum’da tüm kadroları ile karış karış denetime ve yıkıma başlamıştı. Yıkım gerekçeleri şöyleydi, 1-Arazide hafriyat yaparak kotları değiştirmek suretiyle fazladan kat kazanıldı 2-Ruhsata aykırı olarak bodrum katların açığa çıkarılarak iskana konu edildi. Emsale dahil olması gereken bodrum katların emsal harici gösterilerek fazladan emsal kazanıldı, fazla villa, konut, turizm tesisi yapıldı. 3- Turizm emsali kullanılarak konut amaçlı imalatlara dönüştürüldü ve satışa çıktı. 4-Kıyı Kanunu’na aykırı olarak ilk 50 metrede yapılaşma görüldü 5-Plana aykırı istinat duvarı ve dolgular yaparak kıyıda alanlar ve villa bahçeleri oluşturuldu. Plansız ve ruhsatsız iskele, dolgu kıyı düzenlemeleri, asansör kuleleri yapıldı ve kıyının tahribatına yol açıldı. 6-Günübirlik tesis ruhsatı alınmasına rağmen, bu tesislerin konut amaçlı kullanımlara dönüştürüldüğü görüldü. 7-Turizm tesis yapılarının ayrı ayrı bağımsız bölüm olarak gösterilerek kat irtifakına konu edildiği ve üçüncü şahıslara satışının önünün açıldığı tespit edildi 8- Yapı kayıt belgelerinde beyan edilen hususların gerçek uygulama ile örtüşmediği belirlendi. 31. 12. 2017 tarihinden sonra ve ruhsatsız yapılmasına rağmen yapı kayıt belgesi alınan yapılar, lokanta, SPA ve spor salonu olarak kullanıma açıldı. 9-Turizm tesisleri teşvik etmek için getirilen avantajların konut kullanımı şeklinde kullanılarak turizm yatırımcıları arasında haksız rekabet oluştuğu belirlendi 10-İmar planlarında doğal zeminden kotlandırma yapılma şartı olmasına rağmen arazilerin doğal yapısının bozularak harfedilen zeminler üzerinden kotlandırma yapıldığı, böylece silüeti bozan yapılar ortaya çıktığı görüldü 11-Yapı denetim firmalarının denetim görevlerini yerine getirmediği, belediyelerin ruhsat verirken ve ruhsat eki projeleri incelerken onaylı imar planlarına aykırı davrandığı tespit edildi. Evet, Sayın Bakanımız Bodrum ve sonrasında diğer sahil beldelerinde yıkım gerekçeleri bunlardı. Sayın Bakanı Çeşme’ye davet ettikse de, 2020’yi yarıladığımız şu günlerde konuyu tümü ile rafa kaldırdığını anlıyoruz. Elbet ki Çeşme’de, yapı kayıt belgesinden sonra bile, yukarıda sayılan gerekçelerle yıkıma başlansa, bu işleme ne kepçe, ne ekip, ne de Bakan’ın ömrü yetmeyecektir. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Çeşme’de şu ana kadar, yukarıdaki kriterleri dikkate almamış, yalnızca 31 Aralık 2017 sonrası yapılmış yapıların tespiti ile uğraşmıştır. Bizler yine de Anayasamızın eşitlik ilkesini hatırlatmakla mükellefiz! Yasalar Bodrum’da ne ise Çeşme’de de odur! Eşitlik ilkesi gözetilmeden yapılan fiiller görev suçuna girer!