17 nisanda TFF BAL'ı başlatma kararı aldı, tamam da hazır mıyız peki. Değişik çevrelerden, evl...

17 nisanda TFF BAL'ı başlatma kararı aldı, tamam da hazır mıyız peki. Değişik çevrelerden, evlerden, hatta işyerlerinden gelecek oyuncular, teknik adamlar, yöneticiler, hakemler,  gözlemciler, saha komiserleri, saha görevlileri, aynı dar ve sınırlı alanda, odalarda, sahada yer alacak. Maske, mesafe, temizlik var ya ana kuralımız. Bir yerden başlamak gerek tamam herkes çok özledi tamam da, geriye gitmeyelim. Bu işten para kazanıp ailesinin geçimini sağlayanlar da var, peki yine soruyorum hazır mıyız? İçlerinde, 1 yıl süresince hastalık geçirenler oldu, karantinaya alınanlar oldu, takibe alınıp ilaç kullananlar oldu, bağışıklık kazananlar oldu, ailesinde yakınlarında hastalık geçirenler de mutlaka vardır. 1,5 ay süre var daha, antrenmanlar da başladı haliyle. 17 Nisan’a kadar tekrar hasta olacaklar var, bulaştıracaklar çıkacaktır, zira bir kez daha asla salgına maruz kalmayacak, hastalığı geçirmeyecek diye de bir şey yok. Kafamda türlü sorular var, tıpkı Süper Lig, 1.Lig, TBL'de, TVL'de olduğu gibi her maç öncesi PCR testi de yapılacak mı BAL ekiplerine, tamamına, ekibin her ferdine. Hasta bir sporcuyu sahaya sürmek kadar tehlikeli ve de salgını artırıcı bir şey olamaz. 1 kişi 30 kişiye bulaştırıyorsa şayet varın gerisini siz düşünün. Ayrıca bu alemin bir ferdi, hiçbir kimsenin hasta olmasını istemeyen spor ruhlu sade vatandaş olarak naçizane uyarı ve de tavsiyelerim olacak. İster dikkate alınır ister alınmaz, ben yazayım da. Malum, BAL maçlarında Süper Lig ile 1.Lig'de olduğu gibi çok top olmaz, yanlarda, yedekte bekler. Maç topuyla beraber en fazla kenarı ve kale arkalarını da hesaplarsak en fazla 5 top olur. Bazı yerlerde o kadar da olmaz. Bu demektir az sayıdaki o toplar elden ele çok dolaşacak. Top toplayıcı çocuk da olmayacağını varsayarsak, o 5 top ellerden düşmeyecek. El demek salgına davetiye çıkarmak demek. Sonra da o eller ağıza buruna gidecek, oooh mis gibi koronanın da tam sevdiği ortam, sıcak ve de nemli. Suni veya gerçek çime bir de burun akıntısı, salya, tükürük gibi yazması ve de okuması bile mide bulandıran şeyler, ortama yayılınca, hastalık daha da artar aman ha dikkat. Bunun için saha dışına çıkan top hemen dezenfektanlı su içeren bir kaba atılmalı, seri bir şekilde eldivenli ellerle yıkandıktan sonra kenara bırakılmalı. Merak etmeyin ıslak kalmaz, özelliği su geçirmezdir o topların. Çıkan topların yerine bu temiz toplar girmelidir sahaya. Ayrıca ikinci önerim de şudur, son günlerin moda deyimiyle bir şey söyleyebilir miyim? Hani çok sıcak havalarda ilk yarı ve ikinci yarının ortasında 'su içme molası' veriliyordu ya, onun gibi bir zorunluluk getirilsin. 15 dakika da bir yapılması gerek aslında ama maç süresince iki kez yapılsın ona da razıyım. 22.dakika 30.saniyede hakem oyunu durdursun, ellere, ağıza ve burunlara iyice yıkama, temizlik molası verilsin. Öyle uluorta saha ortasında değil tabi ki de az sonra düşme sırasında ellerin, ağzının, burnunun değeceği sahada asla olmaz bu işler, araya mesafe koyarak kale arkaları kullanılabilir. Yere dökülen, su olan yerlere de dezenfektan sıkarsan oldu bu iş. Nasıl fikir ama gayet basit değil mi, uygulaması da bedava. Çok da su gitmez. Sonradan pişman olmamak için, 'nerden başlattılar bu ligleri herkes hasta oldu işte' dememek, dedirtmemek için, insanlık için. Temizlik, mesafe, maske, baş harflerine bakarak kimi Mehmet diyor kimi de Tamam, adı ne olursa olsun, spor olsun maç oynansın tamam da canlara, sağlığımıza bir şey olmasın yeter, anlaştık mı ? Ayda-Zengin AYDA ENES YİĞİT ATAKAN Altınordu'nın çok sayıdaki yıldızlarından sadece biri olan Enes Destan, destan yazmaya devam diyor. Altınordu maşallah 6 maçtır yenilmezken, attığı penaltıyla 3 puan getiren golü cesurca kaydeden Enis Destan, bu sezon üst üste 6 maçta da gol atarak tarihe geçti, gol sayısını da 9'a çıkardı.  Maşallah Enis Destan'a Allah nazarlardan saklasın, bu yolda devam. Zevkle izledim, ne gördüyse ona düdük çaldı, eğilmedi bükülmedi, eyyama kaçmadı. Bursaspor - Akhisarspor maçının İzmirli hakemi Yiğit Arslan'ı canı gönülden kutluyorum. Tempoyu düşürmedi, çok güzel bir maç yönetti, yolu açık olsun. Son zamanlarda izlediğim harika maçlardan biri oynandı, her iki takımı da ayrıca kutluyorum. 30 Ekim 2020 tarihinde yaşadığımız deprem felaketinde yıkılan Rıza Bey Apartmanı'nın enkazından 91 saat sonra kurtarılan 3 yaşındaki Ayda Gezgin ile babası eski futbol hakemi Uğur Gezgin, Ayda'nın ağabeyi Atakan Göztepe idmanını takip etti, tesislere geldi, Kasımpaşa maçı öncesi Göztepe'ye uğur getirdi. Enis Destan'a, Yiğit Arslan'a, Atakan Gezgin'e ve Ayda Gezgin'e zorlu yaşam yolunda, sınavında üstün başarılar diliyorum, yolları bahtları açık olsun. Uğur Gezgin kardeşime, Ünal Karaman hocama ve de ekibine de sevgi ve saygılarımı yolluyorum, iyi ki varlar.