Yorgun gözümün halkalarında Güller gibi fecr oldu nümayan, Güller gibi... Sonsuz, iri güller Güller ki kamıştan daha nalan; Gün doğdu yazık arkalarında! Altın kulelerden yine kuşlar Tekrarın...

Yorgun gözümün halkalarında Güller gibi fecr oldu nümayan, Güller gibi... Sonsuz, iri güller Güller ki kamıştan daha nalan; Gün doğdu yazık arkalarında! Altın kulelerden yine kuşlar Tekrarını ömrün eder ilan. Kuşlar mıdır onlar ki her akşam Alemlerimizden sefer eyler? Akşam, yine akşam, yine akşam Bir sırma kemerdir suya baksam; Üstümde sema kavs-i mutalsam! Akşam, yine akşam, yine akşam Göllerde bu dem bir kamış olsam! Ahmet Haşim’i ne kadar çok sevdiğimi daha önce size anlatmış mıydım? Her şiirini severim, hele Merdiven’in yeri bende apayrıdır… Ama şimdi konumuz bu yukarıdaki eser… ‘Bir Günün Sonunda Arzu’ Siz de okuduğunuzda dalıp gitmediniz mi… Son günlerde pencereden bakıp bakıp aynı hissiyata uyanmadınız mı? Yaşadıklarınızı düşünüp her gün güneşi uyuttuktan sonra Akşam, yine akşam, yine akşam’ diye diye sayıklamadınız mı? ‘Yorgun gözümün halkalarında Güller gibi fecr oldu nümayan, Güller gibi...’ Şiir okuyun… Şiirlerde yaşanmışlık, kalp kırıklıkları hüzün var… Heyecan var şiirlerde, en derin arzularımız arayıp da bulamadığımız… *** Dedim ya, yaşadıklarımızı düşünüyorum… Ne acayip günlerden geçiyoruz, değil mi? Geçtiğimiz günlerde bir yazı okudum, diyordu ki: Şimdi, o hayvanat bahçelerindeki kafeslere kapanmış hayvanların ne hissettiğini çok iyi anlıyoruz… Bence nokta atış bir tespit olmuş… Koşmak istiyoruz! Sokaklarda avazımız çıktığı kadar bağırıp, kahkaha atıp temiz havayı içimize çeke çeke koşmak istiyoruz! Güzel günlere, aydınlık yarınlara ve sağlığa doğru… Belki demir parmaklıkların ardında yatan bir aslan gibi belki de yeşili özlemiş bir ceylan, kim bilir… *** “Diziler de kaldırıldı, akşamları bomboş kaldı” diye aradı geçenlerde Nebahat… “E, güzelim sende azıcık haber izle. Bak Nekşfliş’te belgeseller falan da var, olmadı biraz interneyşınıl takıl da yabancı dizilere, filmlere başla” dedim. Yok, Nebahat bu kabul eder mi? Yurdumun trajikomik sitcomları ile demlenmezse, gözüne uyku girmez… Geçen yine erkenden açılmış gözlerini, karga kahvaltı yapmadan aradı beni… Sesinde bir heyecan, bir heyecan! Sanırsın, virüse çare bulunmuş! ‘Noldu kız’ dedim? ‘Behlül geri döndü!’ dedi. Ah be ‘Ahmak kutusu’ sen nelere kadirsin…