Herkesin her konuda fikir sahibi olup, hiçbir konuda yeterli bilgi sahibi olmaması sanki çağımızın hastalığı. Televizyon programlarında izliyoruz. Her konuda bilgi sahibi olduğunu zannedip inatla fiki...

Herkesin her konuda fikir sahibi olup, hiçbir konuda yeterli bilgi sahibi olmaması sanki çağımızın hastalığı. Televizyon programlarında izliyoruz. Her konuda bilgi sahibi olduğunu zannedip inatla fikir beyan edenleri. Tabi birde toplumun yaşadığı, kesin bilgi sahibi olduğu konularda konuşup, adeta aklımızla alay edenleri de unutmamak gerek. Buna benzer bir olayda geçtiğimiz günlerde sağlık çalışanlarının maaşları konusunda yaşandı. Özel bir televizyon kanalındaki tartışma programında bir gazetenin Haber Müdürü olan Murat Alan’ın Sağlık Çalışanlarına yönelik, pandemi sürecinde sağlık çalışanlarının mücadelesini, operasyona giden silahlı kuvvetlerimizin özlük haklarını istemelerine benzeterek; “ikide bir özlük haklarının zikredilmesi, devlet maaş mı ödemiyor? Ben çok iyi biliyorum. Bu bir rüşvet değil. Kamuda 6 bin liradan aşağı maaş alan hemşire varsa bağlansın. Bilmem nesiyle birlikte 6 bin liranın altında maaş alan hemşire yok. Ben bunu konuşmayı bile zul buluyorum.” Şeklindeki İfadeleriyle, sağlık çalışanlarımızı savaşa giden askerlerin para istemesi, çok para alıyorlar vb. gibi algı oluşturmaya, milletimizin gözünde sağlık çalışanlarımızı küçük düşürme algısı oluşmasına, sağlık çalışanlarımızın ayrıştırılmasına, ötekileştirilmesine sağlık çalışanlarının kabul etmesi mümkün değildir. Hemen söyleyelim bu tür söylemler sağlıkta şiddeti de artırmaktadır. Bilesiniz. Sağlık çalışanlarımız pandemi sürecinin savaşçılarıdır. O sözleri sarf eden gazeteci dahil pek çok vatandaşımız COVİT-19 (korona) korkusuyla evlerinden çıkmazlarken sağlık çalışanlarımız COVİT’li hastaların tedavileriyle uğraşıyorlardı. Belki de hastalarını entübe ediyorlardı. Belki de bir hastanın altını temizliyorlardı. Sizler ailenizle birlikteyken, pek çok sağlık çalışanımız aylarca çocuğuna, eşine, annesine, babasına hastalık bulaştırırım endişesiyle göremedi. Vatandaşlarımızdan bir kişi hasta olurken, ya da hayatını kaybederken sağlık çalışanlarımız en az 10 kat daha fazla hasta oldu. Hayatını kaybetti. Sağlık Çalışanlarımız saatlerce tulum ve maske içerisinde kalarak çoğu zaman nefes bile alamadı. Tulumlarla sırılsıklam kan ter içerisinde hizmet vermeye çalıştı. Elbette hiçbir sağlık çalışanımız görevlerini yaparlarken, para vermezseniz biz bu görevi yapmayız demedi. Hiçbir sağlık çalışanımızda demez. Siz ve sizin gibi düşünenler rahat olsunlar. Sayın Alan bir daha TV. Programlarına çıkarsanız bilginiz olsun diye söylüyoruz… 1. derecenin 4. kademesi lisans mezunu olan bir hemşirenin Aralık 2020 maaşı 5.300 TL civarındadır. Yeni göreve başlayan bir hemşirenin net maaşı asgari ücrete yakındır. Yani yaklaşık 15 yıl önce maaşı üç asgari ücret yapan hemşirenin maaşı bu gün neredeyse asgari ücrete yaklaşmıştır. Yıllar içerisindeki ekonomik kaybını siz hesap edersiniz. Değil 6000 TL altında maaş alan hemşirenin olmaması, 6000 TL üzerinde maaş alan hemşire yoktur. Unutmadan söyleyelim hani sürekli gündemde olan bir konu daha var ya, sağlık çalışanlarına %100 ek ödeme veriyoruz diye, kamu kurumlarında çalışan sağlık çalışanlarımızın en az %50 si hiç ek ödeme almıyor bilginiz olsun. Sağlık çalışanları alkış istemiyor. Sadaka hiç istemiyor. Yıllar içerisinde kaybolan itibarlarını istiyor. Hizmet verdikleri vatandaştan şiddet değil, saygı sevgi istiyor. Bekliyor!