Sizlere ilk yazımda “Bir Avrupa Macerası” ile merhaba demek istedim. Kısmetse bundan sonra salı ve cumartesi günleri “gölge adam” ile siz okuyucularımla buluşacağım. Yazılarımda yanlı olmak tabi ki pe...

Sizlere ilk yazımda “Bir Avrupa Macerası” ile merhaba demek istedim. Kısmetse bundan sonra salı ve cumartesi günleri “gölge adam” ile siz okuyucularımla buluşacağım. Yazılarımda yanlı olmak tabi ki pek arzu edeceğim bir durum değil fakat gönülden bir Fenerbahçe sevdalısı olarak belki de zaman zaman biraz gönlüm oraya kayabilir, şimdiden belirteyim. Gelelim yazımın başında da dediğim “Bir Avrupa Macerası” na… YALNIZ BIRAKMADILAR Fenerbahçe’nin kötü bir Dinamo Kiev sürprizinden sonra ilk sınavı, perşembe gecesi Slovacko takımna karşıydı. Bu maçta takımın en büyük endişesi, en son yaşanan mağlubiyetten sonra taraftarın takımı yanlız bırakıp bırakmayacağı idi ancak stadyumdaki atmosferin Dinamo Kiev maçından farkı yoktu. DAHA ÜSTÜN TARAFTI Maçın teknik analizine gelince; rakip takımın maç öncesi rahatlığından, teknik anlamda da, kondisyon anlamında da, oyuncu kalitesi anlamında Fenerbahçe ile mücadeleden çok uzak olacağı belli oluyordu. USTA AYAKLAR İŞİ BİTİRDİ Maçın başlama vuruşundan itibaren, Slovacko’nun ilk dakikalarda direkten dönen bir şutunun dışında Fenerbahçenin genç file bekçisi Ertuğrul Çetin’in adını neredeyse hiç duymadık. Bununla beraber rakip takımın defans oyuncularının yaş ortalamasının 30’un üzerinde olması, Çekya ekibinin mecburen durağan oyunu tercih etmesini sağladı. Fenerbahçe’ye boş alan bırakmamaya çalıştılar ancak bu taktik Fenerbahçe’nin teknik kapasitesi yüksek usta ayaklarını durdurmaya tabii ki yetmedi. İkinci yarının ilk dakikalarında da Slovacko’nun 10 kişi kalmasıyla zaten çok az olan ofansif hamleleri tamamen sonlanıp maçın bitmesini sağladı. Hani derler ya, her hata birgün doğru yolu bulur, işte en son yaşanılan Dinamo Kiev yenilgisinden sonra alınan önlemler ile Fenerbahçe’nin yeni teknik heyeti oyunu ciddiye alıp doğru değişiklik hamleleri ile taraftarın güvenini almaya başladı. Ayrıca taraftarın çok benimsediği genç Arda Güler’e yapılan tezahürat sempatik bir tablo da oluşturdu. Önümüzdeki hafta Çekya’daki deplasmanda Fenerbahçe’nin daha rahat bir oyunla turu geçmesi işten bile değil. Haftasonu oynanacak lig karşılaşmasında da daha sistemi oturmuş, oyuncuların birbirine daha çok alıştığı bir Fenerbahçe izleyeceğiz. Bir diğer yazıda görüşmek dileğiyle...