Dünya gelişiyor. Ülkemiz gelişiyor. “Ve tabi ki insanlık da gelişiyor” demek isterdim… Sahi insanlık, sürekli değişen ve gelişen yaşam biçimimize oranla ne kadar gelişti? Ne acı ki insanı insan ya...

Dünya gelişiyor. Ülkemiz gelişiyor. “Ve tabi ki insanlık da gelişiyor” demek isterdim… Sahi insanlık, sürekli değişen ve gelişen yaşam biçimimize oranla ne kadar gelişti? Ne acı ki insanı insan yapan akıl, vicdan ve merhametten her geçen gün uzaklaşıyoruz. Yani geçen zaman bizi geliştirmiyor aksine eksiltiyor, her anlamda… Sene 2020 ama hala erkeğin kendini kadından her anlamda üstün gördüğü, fiziki gücünü olumsuz anlamda kullandığı ve hem psikolojik hem fiziki şiddetle kadınların sindirildiği bir dünyada yaşıyoruz. Her gün yayınlanan onlarca kadın cinayeti haberi… Yan yana kullanmaktan büyük utanç duyduğum çocuk ve istismar kavramları… Neden bu olaylar gündemimizin tam ortasında ve daha kötüsü neden bu olaylara alıştık, alıştırıldık sormadan edemiyorum. Hangi insan sapık zihniyetli, tecavüzcü ya da şiddete eğilimli olarak doğuyor? Bizler doğduğumuz da eşitiz. Büyüdükçe ‘iyi insan’, ‘kötü insan’ kavramları oluşuyor. İkisi de bir tercih. Yaşananlar, tanık olunanlar, hayatın acımasız yüzü her şey bu olguların oluşmasında bir etken ancak çaresizliğin, zorluğun, kötülüğün dibini görmüş insanlar bile bu kadar iğrenç olmuyorken aramızdan bazıları ‘kötü’ kavramını bile aşacak noktaya nasıl gelebiliyor aklım almıyor. Bir insan, başka bir insanı öldürüp, sonra yakıp üzerine beton dökecek kadar nasıl canileşebilir. Ne aklım ne vicdanım bunu kabul edecek ufacık bir haklılık zerresi bulamıyor. İsimler ve olay örgüsü değişiyor. Biri bıçaklanarak katlediliyor, diğeri boğazı sıkılarak, bir diğeri ise kül oluyor… ‘Yüreğim dayanmıyor’ diyerek okumadan, izlemeden geçtiğimiz o olaylar hikâye değil. Birileri bu acımasızlığa katlanıp vahşeti yaşıyor. Her gün onlarca kadının canı, yana yana tükeniyor. Biz alışılmış çaresizlik kavramıyla boşvermelere devam ederken her gün bir kadının daha sonu oluyor. Bir kadın daha katlediliyor. Kimileri bu insanlık dışı olayları kabul etmeyi bile beceremiyor; yitirilen hayatta suç aramadan yaşananları görmek istediği gibi görmeye devam ediyor ya bunu da anlayamıyorum. Ve anneler, babalar… Oğullarınıza kız çocuklarına verdiğiniz ahlakın daha fazlasını verin. Çocuklarınıza reddedilebileceğini, istenmeyebileceğini, sevilmeyebileceğini, üzülebileceğini öğretin. Özgürlüğünün başkasının özgürlüğünün başladığı yerde bittiğini anlatın. Duymaya bile tahammül edemediğimiz bu vahşetlerin bitmesinin tek yolu bilinçli ve ahlaklı bireylerin yetiştirilmesinden geçiyor. Daha acımasızı olamaz dedikçe hep daha fazlası yaşanıyor. Daha acımasız, daha vahşi ve daha insanlık dışı…