Daha ilkokul sıralarındaydım enkazla tanıştığımda.

Daha ilkokul sıralarındaydım enkazla tanıştığımda. Yaşım 8-9 ya var ya yok. Günlerdir adeta delirmişçesine boşaltıyordu kinini, gökyüzü insanların üstüne Dışarda şiddetini hiç kesmiyordu yağmur. Acı acı çaldı sınıfın kapısı. Bir çocuk girdi içeri. Üstü başı sırılsıklam. Bağırdı avaz avaz. -Ferit’lerin evi göçtü. Van’lı bir ailenin en küçük çocuğuydu Ferit. Babası hasta, annesi yaşlıydı. Eve ekmek getiren pek kimseleri yoktu. Eski, yıkık dökük bir gecekonduda yaşıyorlardı. Okulun hemen karşısında. Pek bizle oynamazdı Ferit. Çok konuşmazdı. Gülmezdi. Her gün okul çıkışı boya sandığını kapar, Kahvehane köşelerinde, otobüs duraklarında ayakkabı boyayarak hem harçlığını çıkarır, hem de ailesine destek olmaya çalışırdı. Bomba düşmüştü, sınıfın orta yerine Çıt çıkmadı bir süre kimseden. Sonra bir tek Ferit’in hıçkırığını duydum. Bir de dışarı çıkıp; geri dönen öğretmenin -Ferit sen eve git dediğini! Teneffüs zili çalar çalmaz yağmur filan demeden koştum olay yerine Ev tamamen yıkılmış, Adeta İzmir’de sirenli ne kadar araba varsa oraya yığılmıştı Ambulanslar, polisler, itfaiye ekipleri Herkes el birliği ile molozların arasında Ferit’in anne babasını arıyordu. Ferit’se polislerin yanında, sessiz sessiz evine bakıp ağlıyordu. Çok geçmeden iki bedene de ulaşıldı. Kurtulmuşlardı. Ama sadece şimdilik. Yıllar sonra duydum. O olaydan sonra Narlıdere sırtları yetkililerce “yüksek riskli” ilan edilmişti. Peki sonra.. Alan riski de ya üstünde yaşayanlar. Onların hayatını kimse önemsemedi. Evler göçtü, Yollar kaydı.. Duvarlar çöktü. Yetkililer seyretti. Haa! Yalan yok. 30 sene kadar evvel bir “kentsel dönüşüm masalı” dinlemiştim. Dönemin Başkanı Abdül Batur çalıştı, didindi. Bir plan hazırladı. Plan, İBB meclisinden geçti. Askıya çıktı. Ancak “istemezükçü” dönemin küsurat partileri oy hesabı ile vatandaşı gazladı. Mahkemeler, davalar derken onca emek boşa gitti. Vatandaş can korkusu ile yaşadığı yıkık dökük evlere mahkum edildi. Başkan yılmadı. 2103 yılında Bakanlıktan yetki almayı başardı. Zemin etüdleri yapıldı. Bölge ev ev; ağaç ağaç sayıldı. Milyonlarca lira harcandı. yeni bir plan daha hazırlandı. Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin Ankara yollarını defalarca arşınladı, o planı bakanlıktan onaylattı. Vallahi Helal Olsun. Dedik. Kolay iş değil. Planlar askıya çıktı. Ancak 6 itiraz dilekçesi daha geldi. 4’ü mahkemece reddedildi. 2 şahıs davası sürüyor. Mahkeme davaları reddederse kentsel dönüşüm masalı Narlıdere’de 40 yıl sonra gerçek olacak. Kabul ederse; deprem kuşağının ortasında 40 yıl daha beklenecek. Peki ya İzmir.. Bayraklı ve Limontepe’deki masallar ne zaman bitecek. Millet enkaz altında can verince mi ?