Yaz dediğimizde, deniz, güneş dediğimizde ilk akla gelen yerlerden biridir Fethiye.

Yaz dediğimizde, deniz, güneş dediğimizde ilk akla gelen yerlerden biridir Fethiye. İnsanların bıkmadan usanmadan her yazı, her tatili, her günü, her anı burada yaşamak istemesi bir tesadüf de değil elbette. Muğla’nın birbirinden güzel ilçelerinden biri olan Fethiye turizm ve turist cennetlerimizden. Harika doğa aktiviteleri, eğlenceli gece hayatı, dinlenmek için muhteşem tesisleri ve nefis lezzetlerin duraklarından… Doğası büyüleyici, müthiş… Her yeri, her noktası şaşırtıcı güzelliklerle çevrili. DOĞA HARİKASI Muğla birbirinden özel ve güzel değerleri barındıran on üç ilçeye sahip. Antik dönemden günümüze gelen pek çok tarihi ve kültürel miraslarımızın, turizmimizin merkez noktalarından. Muğla’ya özgü ahşap işçiliği ve Muğla evleri, yamaç paraşütünden tutunda pek çok aktivitenin yapıldığı sanki dünyadan uzak bir yer… Büyüleyici… Aşık olunası bir yer… Muğla’nın nüfus yoğunluğuna bakıldığında en büyük üç ilçesi sırası ile Bodrum, Fethiye ve Milas. Merkez ilçesi Menteşe. Ben bayılıyorum Menteşe’ye. Öyle şirin öyle güzel ki…Daracık sokakları, tarihi evleri, camileri… Son derece özgün bir yer… DİĞER İLÇELERİ DE Dalaman, Datça, Marmaris, Kavaklıdere, Köyceğiz, Ortaca, Seydikemer, Ula ve Yatağan. Fethiye’den söz edelim biraz. Biz daha önce çok gitmiştik Fethiye’ye. Günlük olarak da tekne ile plajlarına koylarına gitmiştik. Çok sevmiştik hep. Ancak uzun süreli ilk kez kaldık bu cennet misali koylarda. Tam anlamı ile yaz tatili yaptık. Hiç gitmediğimiz, görmediğimiz yerlerine gittik. Yeni yerler, yeni güzellikler keşfettik… SANKİ HERKES FETHİYE’DEYDİ… Evet aylar öncesinden Almanya’daki dostlarımız Fethiye’de yapacakları bir haftalık tatile bizleri de dahil ettiler ve unutulmaz bir birlikteliğe, anılara yer açtık hayatımızda. Gezmek bahane, dostluk şahane tabii ki… Ancak bu gezilen yerlerde şahane olunca tadından yenmez bir tatil oldu… An’ı yaşadığımız ve senelerce sohbetini yapacağımız, güleceğimiz, hatırlayacağımız şahane bir hafta geçirdik. Hem de herkesten uzak… Bir yer bulduk, yeni bir yer Dünyadan uzaktık sanki… Pinhani’ye ait “Dünyadan uzak “ şarkısını Sakiler cover yapmış. Ve çok güzel olmuş. İşte bu ttilde de en çok dinlediğimiz, söylediğimiz bu parça tam da Fethiye’yi anlatmış gibi. Bir yer bulduk, dünyadan uzak“ Hayat perde perde akarken sanki denizin üstünde durmuştu her şey ve biz dünyadan çok uzaktaydık. Ne televizyon, ne haber… Gözünü denizde açıp, denizde kapatmak, güvertede uyuyup yıldızları seyretmek, ılık ılık esen rüzgara karşı pikelerimize sarılmak… Ve kulaklarımızda Sakiler “ Tatilin en güzel hali… Herkesin tatil anlayışı farklı elbette. Hepsi ayrı güzel. Zaten adı üzerinde TATİL. Biraz yoğun çalışanlar için en güzel tatil bence tekne turu. Biraz maliyeti yüksek gibi ancak günümüzdeki otel fiyatları, beach’lerin giriş fiyatları, yenilen içilen dikkate alındığında öyle abartılı olmadığı da bir gerçek. Tabii ki, uygun tekne bulmak için önceden rezarvasyonu yapmak, tekneyi kiralamak gerekiyor. Son dakika olacak bir tatil programı için uygun değil. Son anda müsaitliği olan tekne bulmak imkansız gibi. TEKNE TRAFİĞİ Hep kara taşımacılığını konuşuruz, yolların yoğunluğunu. Trafik karmaşasını. Oysa deniz trafiği diye de bir şey varmış. Hızlı giden tekneler var. Çok yakın geçen tehlike yaratan tekneler. Bayağı bayağı çok yoğun bir trafik. Yer bulamadığımızdan koy koy dolaşmak zorunda kaldık. Erken erken gittik ki, halatlarımızı bağlayabilelim, iyi bir yer bulalım koylarımızda. Aaaa bu arada bir tekneler gördük ki… Büyülendik resmen. Hep hesap yaptık. Ne kadardır bu tekneler diye. Çok başka bir dünya… BİR ŞORT BİR TİŞÖRT Çok özel ve her şeyden uzak. Bir şort bir tişört ile günlerce yaşanılıyor. Ne giyeyim düşüncesi yok, makyaj yok… o yok… bu yok… yok, yok… Teknede terlik bile giymeden yaşamak… Meğer ne büyük rahatlıkmış böyle yaşamak. YENİ BİR DENEYİM Hiçbir yerde görmediğim kadar güzel koyları bir arada görmek ve bu tekne trafiğinin içinde olmak. Son derece pratik bir yaşam sürdürmenin, güzellikleri keşfetmenin ve yaşamanın yollarından. Bütün koylarında demir attık. Fethiye’den tekneye bindik ve yine Fethiye’de indik. Göcek marinasına bayıldık. O kadar güzel ki… Bambaşka bir dünya… Mega yatların bu kadar çok olduğu, görsel bir şölen… Etkileyici bir manzara. Mavi yolculuk Bütün bir hafta yer mavi, gök mavi ve yeşilin kollarında koyların tadını çıkardık. Mavinin dinlendirici gücü, suyun huzur veren enerjisi ile bedenimiz ve ruhumuzu arındırdık. Yeşil ve mavi. Ne güzel bir bütünlük. Doyumsuz bir şölen. Hele bir de gün batımları var ki… Tam bir terapi ve şölen. Hepsi bir arada, eşittir HUZUR KOYLAR VE ADALAR Kille Koyu, Bedri Rahmi Koyu, Sarsala Koyu, Göbün Koyu, Kleopatra Hamam Koyu, Sıralıbük Koyu, Ekincik Koyu, Yassıca Adaları Nisan ayında başlayan sezon Ekim ayının sonlarına kadar uzanıyormuş. Bakir ve doğal güzelliği ile mavi yolculuk yapanları büyüleyen bir atmosfer. Her koy bir öncekinden daha güzel. Sanki denizde değil de havuzdaymışız gibi. Yani deniz çarşaf gibi… GÖCEK Türkiye’nin cennet koylarının bulunduğu Göcek’e mutlaka gidilmeli. Mavi yolculuk yapmasanızda kara yolu ile gidebileceğiniz bu koylarda büyüleneceksiniz. Bu güzel ülkemizin, cennet ülkemizin kıymetini mutlaka bilmeli ve ona göre de doğayı, çevremizi, denizlerimizi, yeşilimizi korumaya azami özen göstermeliyiz… Ki, bu zenginliklerimizi geleceğe, çocuklarımıza taşıyalım… Sevgiyle, sağlıkla kalın…