Kore Savaşı esnasında sosyalizmi öğrendi. 1960 Darbesi’nden 1965’e kadar toplumsal-gerçekçilik alanından önemli eserl...

Kore Savaşı esnasında sosyalizmi öğrendi. 1960 Darbesi’nden 1965’e kadar toplumsal-gerçekçilik alanından önemli eserler verdi. Ulusal sinema hareketinin sözcülüğünü yaptı. Kısacası Türk sinemasından bir Halit Refiğ geçti Türk sinemasının düşünce hayatında hacimli bir yeri olan ama bir o kadar da çelişkilerle dolu bir sanat hayatıydı onunki. Aslında ustası Kemal Tahir’den anlaşılabilirdi nereye varacağı. Kemal Tahir ki, Turancılıktan sosyalizme, oradan Osmanlıcığa, kerim devletçiliğe uzanan bir fikir çizgisi izlemişti. Aynı ustasının yazdığı “Haremde Dört Kadın” filmini yönetti ve film şaheserler arasına girdi. Ama Kemal Tahir bu film için daha sonra “Ulusal sinema değil ulusal rezalet” diyecekti. Halit Refiğ de, 2004’teki bir röportajında siyasi çizgisi için söyledikleriyle 2007’de çelişecekti. En çok “ulusal sinema” kavramıyla öne çıktı ama herhalde en olmadık kesimlerle yan yana gelişi ancak ve ancak “ulusal hayal kırıklığı” ile tanımlanabilir. Irmak Zileli’ye verdiği demeç fazlaca romantik ama karşılığı ne oldu peki emin değilim. Şöyle demişti: Doğruyu aradım güzeli sevdim. Bütün bunlara karşılık onun yönettiği “Gurbet Kuşları”, “Sultan Gelin”, “Şafak Bekçileri”, Şehirdeki Yabancı”, “Karılar Koğuşu” hala izlemekten vazgeçmediğim filmler arasındadır. Şimdi Türk sinemasının bu büyük ustasının hayatına bakalım. 1934’te İzmir’de dünyaya geldi. Annesiyle babasının aileleri 1913'te Balkan Savaşı sonrasında Selanik'ten İstanbul'a göç etmiştir. Soyadı Kanunu çıkınca Refik dedesi ismini yumuşatarak Refiğ yapmış ve bunu ailenin soyadı olarak seçmiştir. TEKNİK ALTYAPIYI ÖĞRENMESİ İlk ve orta öğrenimini Şişli Terakki Lisesi’nde tamamladı. Robert Kolej Mühendislik Bölümü’nde okudu. Sinema alanında çalışma fırsatını şöyle anlatıyor: "O zamanlar Tünel (Beyoğlu) civarında Necip Erses adlı bir zatın “Ses Stüdyosu” vardı. Bu stüdyoda genelde yabancı filmlerin dublajı yapılıyordu ve çok az sayıda da bazı yerli filmlerin işleri yapılmaktaydı. Robert College'de mühendislik eğitimi görmekteyken 1952 yazında ben o stüdyoyu buldum, gittim ve dedim ki 'Ben bu stüdyoda çalışmak istiyorum ve hiçbir ücret talep etmiyorum.' Tabii ücretsiz çalışma teklifi olduğunda bu kolay kolay reddedilen bir şey değil. Beni işe aldılar. Bir yaz boyunca ben orada Türkiye'de sinemanın teknik altyapısını öğrenmeye çalıştım." İNGİLTERE’DE SİNEMA EĞİTİMİ 1953 yazında gittiği İngiltere'de sinema ilgisine devam ederken şu kararı alır: "4 ay kaldığım İngiltere'de o zaman benim bu işe çekirdekten başlamamın tek çare olduğunu düşündüm. Eğitimden umudu kestim ve bir an önce Türkiye'ye dönüp askerliğimi yapıp doğrudan doğruya sinemada çalışma imkânı aramaya karar verdim." 2 yıllık okul bittikten sonra askerliğe başvurur, Eskişehir Polatlı'da Yedek Subay Topçu Okulu’na alınır. İngilizce bilenlerden Kore'ye gitmek isteyenlerin müracaat etmeleri istenince gönüllü olur. Refiğ gönüllü olmasını "Çünkü bu bana çok merak ettiğim Doğu dünyasını görme imkânı da veriyordu" diye açıklıyor. 1954'te Kore'ye gittiğinde ateşkes imzalanmıştı. Bu sırada amatörce 8 mm filmler çekti. O süreci sinemada kendini yetiştirme şansı olarak değerlendirir. Orada çektiği belge filmleri daha sonra oluşan Türk Film Arşivi'ne verir. AKİS DERGİSİ’NDE YAZILAR 4 Şubat 1956'da Akis dergisinde ilk sinema yazısını yazar. Haftalık devam ettiği yazıları için Refiğ "Ukalalık seviyesi oldukça yüksek, oldukça yukarıdan atan bir ifade vardı. İlk yazılarımda, Akis'in diğer sayfalarında da büyük ölçüde olduğu gibi, imza yoktu ama ilgi uyandırmakta gecikmediler" diyor. 1956'dan yönetmenliğe başladığı 1960'a kadar haftalık Akis dergisi, aylık sinema dergisi, Yeni Sabah gazetesi ve Akşam gazetesinde sinema yazıları yazar. Nijat Özön, Giovanni Scognamillo ile arkadaşlığı başlar. Atıf Yılmaz’ın "Yaşamak Hakkımdır" isimli filminin asistanlığını yaparak sinema alanındaki ilk çalışmasını gerçekleştirdi. 1960’ta ilk filmi olan “Yasak Aşk”ı çekti. 1963’te Şehirdeki Yabancı, 1964’te Gurbet Kuşları, Haremde Dört Kadın ve Bir Türk'e Gönül Verdim filmlerini çekti ve bu filmlerle Moskova, Yeni Delhi ve Sorrento Film festivallerinde çeşitli ödüller kazandı. 1964 yılında Gurbet Kuşları ile Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Yönetmen Ödülü'nü aldı. 70'li yıllarda Türk sinemasının bunalıma girmesiyle televizyon filmlerine yöneldi. 1974'te Türkiye'de ilk defa İDGSA Film Arşivi tarafından başlatılan eğitim çalışmalarına katıldı ve Sinema Kursları'nda öğretmen olarak görev aldı. 1975'ten itibaren İDGSA Sinema-TV Enstitüsü’nde (sonradan Mimar Sinan Üniversitesi Sinema-TV Bölümü) öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. YORGUN SAVAŞÇI OLAYI 1975'te TRT Kurumu adına çektiği "Aşk-ı Memnu" ile TV dizilerine öncü oldu ve dikkatleri üzerine çekti. TRT'de danışman kurulunda görev aldı. TRT Kurumu adına 1981 yılında gerçekleştirdiği, Kemal Tahir'in aynı adlı romanından uyarladığı "Yorgun Savaşçı" adlı TV dizisinin yakıldığı ilan edildi. 1993'te HBB özel TV kanalı için Tunca Yönder, Kemal Tahir'in romanı Yorgun Savaşçı'yı yeniden dizi olarak çekince, TRT de rekabete kapıldı. Negatifleri yakılmadan önce videoya aktarılmış bir kopyası arşivden çıkarılarak Halit Refiğ'in çektiği dizi yayına sokuldu. Halit Refiğ şöyle anlatmış: "Yorgun Savaşçı gibi bir olay... Ortaya çıkması beş sene sürüyor: 1978-1983. Yapılmasına karar verilen tarih 14 Ekim 1978. Tamamlanıp kuruma teslim edilişi Nisan 1983. Evet. Ve yakıldığı hikâyesi 10 yıl konuşuluyor. 83'ten 93'e kadar. 93'te de iki tane Yorgun Savaşçı birden gösteriliyor. Birisi HBB televizyonunda yeniden yapılanı. Diğeri de aynı gün aynı saatte TRT'de. Nev'i şahsına münhasır bir olay." 1976'da ABD'de Wisconsin Üniversitesi’nde, 1984 yılında Ohio Denison Üniversitesi’nde eğitim çalışmalarına katıldı. Öğrencileri ile birlikte "The Intercessors", "In the Wilderness" adlı filmleri gerçekleştirdi. Olgunluk döneminde daha çok düşünsel yanı ağır basan ürünler verdi. "Teyzem", "Hanım", Karılar Koğuşu, "İki Yabancı", "Köpekler Adası" gibi filmleriyle yurt içinde ve dışında birçok ödül kazandı. Yurt dışındaki festivallerde filmleri için özel bölümler ayrıldı, çeşitli konferans, seminer vb. toplantılara konuşmacı olarak katıldı. Yaşamı ve eserleri Ahmet Toklu'nun Bir Yorgun Savaşçı Halit Refiğ kitabına konu olmuştur. Ayrıca, hayatı ve filmleri üzerine detaylı söyleşilerin yer aldığı Düşlerden Düşüncelere adlı bir kitap vardır (İbrahim Türk, Kabalcı Yayınları, 2001). TÜRKİYE’NİN HATIRA DEFTERİ Refiğ 2008'de katıldığı "Yeşilçam'a Yeniden Bakmak" panelinde, son çektiği filmin, Nebil Özgentürk'ün "Türkiye'nin Hatıra Defteri" adlı belgesel dizisinin 2. bölümü için, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun eserinden hareketle çektiği 8,5 dakikalık "Zoraki Diplomat" adlı kısa film olduğunu belirtmişti. Safra kanalından tümör tedavisi gördüğü hastanede 11 Ekim 2009'da 75 yaşında İstanbul'da öldü. İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.