Bunu siyasetçiler söyleyemez. Ben söyleyeyim hemen. Öyle masum falan değil bu halk! Ahlak tarifini kim nasıl yaparsa yapsın; ister din, ister ideolojik kaynaklı, ister kendinizden bir ahlak uydurun...

Bunu siyasetçiler söyleyemez. Ben söyleyeyim hemen. Öyle masum falan değil bu halk! Ahlak tarifini kim nasıl yaparsa yapsın; ister din, ister ideolojik kaynaklı, ister kendinizden bir ahlak uydurun, önemli değil. Toplumsal ahlak diye bir kalıp çiziliyor. Bunu konuşanların hepsi; siyasiler, belediye başkanları, fikir adamları, sanatçılar, gazeteciler, akademisyenler, artık kimse bu… Toplumu korumaya çalıştığını iddia edenler, halkı böyle ‘insancıklar’ diye tarif eden bu kitle kendilerini öyle bir yere koyuyor ki, “Ben üstünüm!” diyorlar. Tabii bunu tam bir ağızla söylemiyorlar. Saldırı almasınlar diye çok ucuz bir riyakarlığa başvuruyorlar. O da şu: “Halk hep masumdur!” Topluma saygı değil, tatlı dil hiç değil. Enteresan bir aşağılama bu… Bu taa Nizamülmülk’ten beri böyle ne yazık ki. Kamudan nemalanan bazı siyasiler ve gazeteciler önce kendilerini koruyucu ilan ediyor, bunu da saklamak için de halkı koşulsuz masum yerine koyuyor. Peki biri bana bu halkı bir tarif etsin? Kim bu halk? Şöyle mi? Mesela siyah gözlüklü, siyahlar giymiş adamlar var. Bir odaya toplanıyor bunlar. ‘Eveeet, yarın bu halkın ahlakını nasıl bozarız’ diye planlar yapıyorlar. Ya da bir uzay mekiği geldi Türkiye’nin üstüne. Açtı kapağını, bütün bu yalan söyleyen siyasileri, karısını kocasını aldatanları, hırsızları, psikopatları bıraktı gitti. Halkımız masum ama haberciler nedense bu uzaylı kötüleri çekiyor ve gösteriyor… Peki ormanı kim yakıyor? Karısını, kocasını kim aldatıyor? Kim hırsızlık yapıyor? Hastane önlerinde bayılma numarası yapıp vatandaşı kim dolandırıyor? Halkın hiçbir suçu yok ancak televizyoncular sürekli onların ahlakını bozuyor. Her yerde ahlaksız var. Ahlaksız siyasiler var, ahlaksız senaristler var, ahlaksız yönetmenler var, ahlaksız bilim insanları var… RUHUNUZ DUYMAZ Sosyal medyada izinli-izinsiz bilgi paylaşımı, veri mahremiyeti ve güvenliği konusunda büyük bir küresel farkındalığın oluşmasına neden oldu. İşyerinde veya herhangi bir yerde çektirdiğiniz bir fotokopi bile elektronik iz bırakır. İsteyen kişi ya da kişiler bu verilere ulaşabilir. Veri gizliliği bir uygulama ile sınırlı değildir. Ne kopyalıyorsanız veya taratıyorsanız bir tane de cihazın içine önceden yerleştirilen bir hafızaya aktarılır, ruhunuz duymaz! Şu an dünyada, değil dünya, Türkiye’de artık evin köpeğini bile tanıyabilen yapay zeka destekli sistemler var. Retinanızı, parmak izinizi, yüzünüzü, sesinizi biometrik verileriniz istenen her yerde kullanılabilir? Yeter ki istesinler… Benzer durum kırmızı ışıkta beklerken de geçerli. Çin’de yüz tanıma teknolojisi ile bir adam 7 dakikada bulunabiliyor. Veri gizliliğine inanıyor musunuz?