Dünyanın korona virüsle mücadelesi sürüyor. Korona virüsün ortaya çıkışının üzerinden bu yana Türkiye’de on binlerce insan hayatını kaybetti. Okulların ve birçok işyerinin kapalı olduğu ülkemizde soka...

Dünyanın korona virüsle mücadelesi sürüyor. Korona virüsün ortaya çıkışının üzerinden bu yana Türkiye’de on binlerce insan hayatını kaybetti. Okulların ve birçok işyerinin kapalı olduğu ülkemizde sokağa çıkılmaması yönünde uyarılar yapılmaya devam ediliyor. Hayat tüm dünyada adeta durmuş durumda. Ülkemizde de 17 günlük bir tam kapanmanın içindeyiz... Fakat sokaklara baktığımızda tam kapanmaya uyulmadığını görüyoruz maalesef... Haklıyız, sıkıldık, bunaldık, havalar güzelleşti ve evde durmak istemiyoruz... Fakat şunu unutmayalım ki kurallara tam olarak uymazsak bu illetten kurtulmamız mümkün değil.. Belki bir kaç yıl daha korkuyla ve maskeyle yaşamaya devam edeceğimiz kesin... Karakteri tam olarak çözülememiş bir hastalıkla karşı karşıya olunduğumuzu biliyoruz. Sürekli mutasyona uğruyor... Yakın temasta bulunup kalabalık yerlerde dolaşılırsa ve hijyen kurallarına uyulmazsa bu hastalık hızlı bir şekilde ve birçok kişiye bulaşıyor. Elimizi sürekli yıkacağız, üstümüzü başımızı temiz tutacağız, elimizi ağzımıza ve gözümüze götürmeyeceğiz. İnsanlarla aramıza en az 2 metre mesafe koyacağız. Yaşlıların açık havaya çıkmasındaki en büyük sorun; açık havada yan yana ve topluca bir araya gelmeleri... Buna dikkat edildiği takdirde açık havada kısa yürüyüşler yapmanın kimseye bir sakıncası olacağını düşünmüyorum ben... Toplumun salgınla alakalı bilinç düzeyinin ‘bana bir şey olmaz, o benim yakın arkadaşım, her gün görüşüyoruz’ noktasında olduğunu üzülerek görüyoruz... Bu yüzden de insanlar yakın teması sürdürüyor. Yaşam tarzımızda temel temizlik kurallarını en önemli öncelik kuralı haline getirirsek ülkemizin bunu çabucak atlatacağını düşünüyorum. Türkiye henüz önü alınamaz düzeye erişmedi. O duruma gelmemek için de başta sağlık çalışanları olmak üzere tüm hepimiz varımızla yoğumuzla çabalıyoruz. Bedenimizin ve ruhumuzun sağlığını koruyarak bu süreci atlatmalıyız. Ruh sağlığımıza dikkat etmeliyiz. Herkesi bir ölüm korkusu kaplamış durumda. Mümkün olduğu kadar evin içinde hareketli olmalıyız. Hareketli yaşamdan vazgeçmemeliyiz. Özellikle uyku düzenimiz bağışıklık sistemimiz açısından çok önemli olduğunu unutmamalıyız.. Ve en önemli silahımız aşı... Aşıdan korkmamalıyız. Sıramız geldiğinde aşılanmalı ve toplum bağışıklığını bir an önce sağlamalıyız... Unutmayalım ki aşı hastalığı daha hafif atlatmamız için bir kalkan görevi görüyor...