Havalar soğumaya başladı ve grip mevsimi geldi çattı. Pek çok insan sonbaharın gelmesiyle soluğu aktarlarda alıyor. Soğuk algınlığı, nezle, grip gibi hast...

Havalar soğumaya başladı ve grip mevsimi geldi çattı. Pek çok insan sonbaharın gelmesiyle soluğu aktarlarda alıyor. Soğuk algınlığı, nezle, grip gibi hastalıklardan korunmak isteyenlerin kullandığı bitki çaylarının, dikkatli tüketilmemesi halinde sağlığı tehdit edebileceğini hepimiz biliyoruz. 

Sonbaharla birlikte sıcaklıkların düşmesiyle bağışıklığını desteklemek isteyenlerin bitki çaylarına talebi arttı. Mevsimsel hastalıklara karşı kendini korumak isteyenler ya da fazla kilolarından kurtulmaya çalışanlar, aktarlarda yoğunluk oluşturuyor.

Hem salgın hem de mevsim koşulları nedeniyle bitki çaylarına ilgi gösterenler, en çok ıhlamur, ada çayı, rezene, yeşil çay, papatya, lavanta, biberiye, zencefil, zerdeçal ve tarçın gibi bitkileri talep ediyor. Ama doğru tüketilmeyen bitkilerin insan sağlığını tehdit edebileceğini söylemekte fayda var. 

Gencinden yaşlısına, hamilelerden bebeklere her yaşta bitkisel çay tüketildiğini biliyoruz, kulaktan dolma yanlış bilgilerle çok fazla insanın sağlığını tehdit edebiliyor bitki çayları. 

Bitkisel çayların da ilaçlar kadar dikkatli tüketilmesi gerektiğini düşünüyorum. Her ne tüketiyorsak doğru kaynaktan bilgi almamız gerekiyor. Şimdi herkes internete başvuruyor ama orda da doğru bilgi kadar yanlış bilgiler de var. Kaynağına inip güvenilir mi bilmek lazım. Ayrıca tüketilen dozaja çok dikkat etmek gerekiyor.

Birçok ilacın bitkilerden yapıldığını ve yanlış bitki çayı tüketmenin, yanlış ilaç tüketmek kadar zararlı olabileceğine biliyoruz. Mesela ada çayını hamileler ve emziren annelerin kesinlikle tüketmemesi gerekiyor. Çünkü hormon seviyelerinde farklılıklara neden oluyor. Osteoporoz, kalp hastalığı, diyabet, kanser gibi teşhisler konulmuş ya da ilaç kullanan kişilerin çok daha dikkatli olması gerekiyor.

Bilinmeli ki bitkisel çaylar masum değildir. Çünkü içinde etken maddeleri vardır. Zaten çoğunlukla ilaçlar da bitkilerden yapılır. Dolayısıyla tükettiğimiz bitkilerin, kullandığımız ilaçlarla etkileşime girebileceğini de unutmamak gerekiyor. Ebeveynlerden veya çevreden gelme alışkanlıklar nedeniyle bitkileri sorgulamadan tüketebiliyoruz.

Doktorlarımızın verdiği ilaçları kullanırken sabah mı akşam mı, aç mı, tok mu, günde kaç tane, bunların hepsine dikkat ediyoruz. Nasıl herkes her ilacı kullanamıyorsa veya ilaç kullanırken son derece dikkat ediyorsak, bitkileri tüketirken de aynı hassasiyeti göstermeliyiz. Eskiden komşudan ilaç alma alışkanlığı vardı. Bunun son derece azalması nasıl memnuniyet vericiyse, özellikle kurutulmuş bitkileri kullanırken, çaylarını yaparken de çok dikkatli olmalıyız. Mutlaka uzmanlardan, aromaterapistlerden, fitoterapistlerden, eczanelerden veya diyetisyenlerden yardım almalıyız.

Herkese şifa dolu bir hafta diliyorum…