Ulusal ve yerel medyadaki boy boy “Kızılay” haberini görünceye kadar böyle bir yazı yazmaya niyetim yoktu aslında. Ama önce yaygın medyada, ardından da pek çok haber sitesinde yerden yere vurulan bir...

Ulusal ve yerel medyadaki boy boy “Kızılay” haberini görünceye kadar böyle bir yazı yazmaya niyetim yoktu aslında. Ama önce yaygın medyada, ardından da pek çok haber sitesinde yerden yere vurulan bir ilçe başkanı görünce elime kalemi almak farz oldu. Anlayacağınız gibi AK Parti’nin “atama” ilçe başkanı Selim Girbiyanoğlu’ndan söz ediyorum. Benim konum o haber değil. Girbiyanoğlu’nun bu durumdan rahatsız olup olmadığını bilemem. Belki de “reklamın kötüsü olmaz” mantığı ile hoşuna bile gitmiştir. Bu o’nun sorunu… Asıl mesele başka; “Selim Giirbiyanoğlu’ndan ilçe başkanı olur mu, olmaz mı?” Ben 6 aylık performansı üzerinden bir değerlendirme yapmak istiyorum. Hatta, tüm iyi niyetimle, geçtiğimiz 31 Mart seçimlerinde babasının kendi partisinin adayını sabote eden WhatsApp mesajlarını bilmediğini var sayıyorum. Öyle veya böyle, Selçuk seçmeni yerel seçimlerde AK Parti’yi muhalefette bıraktı. Muhalefet ne demek? Denetlemek demek. Demokrasideki tanımı bu. Yani Selçuk seçmeni, AK Parti’ye denetleme görevi verdi. Peki Selçuk ilçe başkanı bu görevini yapıyor mu? Ben kendi adıma, yapıyor diyenin alnını karışlarım. Selçuk Belediyesi 1 yıllık karnesini açıkladığı faaliyet raporunu açıklıyor, ortada ilçe başkanı yok. Sadece o olsa iyi. Gruptan sadece bir kişi katılmış oturuma. Diyelim ki, geçerli bir nedeni vardı ve Girbiyanoğlu o oturuma katılamadı. İyi be kardeşim, benim elime gelen o rapor senin eline geçmez mi? Benim gördüklerimi sen görmez misin? En basiti; Filiz Hanım raporunda da yazdırdığı gibi belediyeye ait gayrimenkulleri satacağını söylüyor. Sanki babasının evinden çeyiz getirdi. Selçuk halkı isyan ediyor, denetleme görevi olan AK Parti İlçe Başkanı’ndan tık yok. Üstelik o isyan edenlerin içinde CHP’lilerin sayısı az buz değil. Garaj dükkanları çürük deniyor, muhalefetin sesi olmakla yükümlü başkan “ne olacak bu esnafın hali” diye sormuyor. Garaj Büyükşehir’e devrediliyor, sanki söz konusu olan başka bir ilçeymiş gibi beyefendi yine suskun. Sadece o faaliyet raporunda bile sorgulanacak o kadar çok konu varken hep susuyor, hep susuyor. Velhasıl sanki muhalefetin başkanı değil, ittifakın başkanı! Anlayacağınız ya halkın partisine yüklediği görevden haberi yok, ya da böylesi daha çok işine geliyor! Tabii bir ilçe başkanını değerlendirmek için sadece bunlar yetse neyse. Bir kere ilçe başkan demek, temsil ettiğin partinin görev yaptığın bölgedeki lideri olmak demek. Öyle arkana bir-iki vekilin desteğini alarak olmuyor bu iş. Selçuk’taki son kongrede bunu gördük. Vekil Atilla Kaya, Sema Yeşilçimen’in görevini sürdürmesi için elinden geleni yaptı. Olmadı, kongre salonunda çıktı o’nun adına oy istedi. Sonuç; Yeşilçimen, İlçe Başkanı olarak girdiği salondan sıradan bir partili olarak çıkmak zorunda kaldı. Anlayacağınız şu anki haliyle Selim Girbiyanoğlu’nu bekleyen son da bu. Bana kalırsa Selim Girbiyanoğlu AK Parti’de ilçe başkanı olmak istiyorsa, şimdiden Selçuk’taki fırınları turlamaya başlasın! Haa… Arkasındaki vekillerin baskısı ile kongreye tek aday olarak çıkmanın hesaplarını da yapıyor olabilir. O zaman ne olur söyleyeyim; Partisi Selçuk’ta un-ufak olur. O’na da olmayan bir orduya komutanlık etmek düşer. Tabii birileri hesabını sorana kadar!