Türkiye iddia o ki, nefesini tutmuş organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in yayınladığı videolardaki ifşaat (!) la...

Türkiye iddia o ki, nefesini tutmuş organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in yayınladığı videolardaki ifşaat (!) larını izliyor. Tıpkı dizi film izler gibi; “Gördün mü neler dedi, ne dedi, ne dedi” diyerekten birbirine sorular soruyor. Sohbetlerin üç konusundan biri Sedat Peker. Aksiyona çok meraklı bir milletiz vesselam. Yıllardır “Ülkücülük” davasının neferi olduğunu söyleyerek çevresinde binlerce genci toplayan Sedat Peker, anlaşılan o ki, zaman zaman devleti yönetenlerin etrafında olmuş, söyledikleri ve istedikleri bazı şeyleri yapmış, yaptırmış. Bu zaman zarfında, bilerek veya bilmeyerek de suça bulaşmış. Videolarına, İstanbul’daki villasına baskın ve ailesine yapılanları öfke ile anlatarak başlayan Peker, kendisine verilen “Türkiye’ye dönüş bileti” sözünün tutulmamasına da çok içerlemiş durumda. Bu iki konudan dolayı da, “dünyayı yakma” tehditleri savuruyor. İddialarını da genişleterek, hem şimdiki hem de geçmişte önemli görevler ifa eden devlet adamlarını suçluyor. İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu ile başladığı iddialarına, Sayın Mehmet Ağar’ı da ekleyerek ilerleyen Sedat Peker, son olarak Sayın Binali Yıldırım’a oğlunun üzerinden yüklendi. Venezuela bağlantılı uyuşturucu trafiği iddiaları çok ağır. Elinde bunları ispatlayacak bir delil yoksa, her defasında o çok bağlı olduğunu söylediği Türkiye’sine yazık eder. Sayın Binali Yıldırım, iddialara gecikmeden cevap verdi ve “Bizimle uyuşturucuyu yan yana getirmek, bize yapılabilecek en büyük hakarettir, en büyük yanlıştır. Tümüyle reddediyorum. Bu olsa olsa 'çamur at izi kalsın' türünden bir suçlamadır ama unutmayalım ki çamur atanın önce kendi elleri kirlenir” ifadelerini kullandı. Bu açıklama önemli. İkinci önemli iddia ise, rahmetli Uğur Mumcu suikasti ile ilgili söyledikleri. Bir dönem Türkiye’nin kaderinde önemli yer tutmuş Sayın Mehmet Ağar’ı bu suikastten sorumlu tutması, inanıyorum ki, herkese “Yok artık” dedirtmiştir. İnanılacak gibi değil. İddiaları doğrudur, değildir bilemem ama Sedat Peker, Türkiye’nin resmen sinir uçlarına basıyor. Bunu neden yapıyor, bu noktadan anlamak şimdilik mümkün değil. Kendisine yapılanlar yüzünden intikam mı almaya çalışıyor, yoksa birilerinin dolduruşuna mı geliyor? Yoksa birileri tarafından “operasyon aparatı” olarak mı kullanılıyor? İnsan kendi kendine, “Neden şimdi?” diye sormadan edemiyor. Evet Sedat Peker, kendi ifadelerine göre yıllardır ailesiyle birlikte bu işlerin içinde. Birçok olaya şahit olmuş. Şahit olduğu olaylar suç teşkil ediyorsa bunları vaktinde neden açıklamadı. Veya olabiliyorsa neden engel olamadı. Zira, konuşmalarında Yüce Allah’tan, Peygamberimiz S.A.V.’den ve mezhep imamlarından bahseden bir kişinin “harama ve günaha” kapı aralaması mümkün olabilir mi? Her şeyden önce madalyonun diğer yüzüne bakmakta fayda var. Türkiye, devleti ve milleti ile bir beka mücadelesi içinde var olmaya çalışıyor. Ülkemizin dört bir yanını sarmış olan emperyalizm ve uşakları, bizi bir kez daha boğmaya çalışıyor. Irak’ta basılan düğmenin tetiklediği olaylar, Suriye’yi ateş çemberine çevirmekle kalmadı, bakın bugün Filistin bir kez daha yok ediliyor. Türkiye askeri ve polisi ile bir yandan yurt içinde, diğer yandan da yurt dışında canı ve kanı pahasına savaşırken, denizde, karada ve havada milli menfaatlerini kaybetmemenin mücadelesini veriyor. Ve, bugün bu mücadeleler verilmezse bundan 30-40 yıl sonra başımıza nelerin gelebileceğini tahmin bile edemezsiniz. Peker’in hedefindeki İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu, önceki akşam Habertürk’te gazetecilerin karşısına çıktı. Kendisine cevabı beklenen sorular sorulabildi mi, sorulanlara kendisi tatmin edici cevaplar verdi mi, onu kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Sayın Bakan’ın dikkate alınması gereken kısa bir cümlesi var. O da “Bu bir operasyondur” nokta. Sonuç olarak; bu nazik zamanda ortaya çıkıp, “yakacağım, edeceğim, bakın size neler yapacağım” diyerek ülkeyi yönetenlere meydan okumak, milletin sinir uçlarına elektrik vermekten ve fitneye sebep olmaktan başka bir işe yaramaz.