Mimar Başak Cengiz’i samuray kılıcıyla öldüren katil ifadesinde, “Kendini erkek gibi savunamaz diye bir kadını seçtim” diyor. Şiddetin güç ilişkisine dayalı olduğunun, gücü yetene uyguladığının kanıt...

Mimar Başak Cengiz’i samuray kılıcıyla öldüren katil ifadesinde, “Kendini erkek gibi savunamaz diye bir kadını seçtim” diyor. Şiddetin güç ilişkisine dayalı olduğunun, gücü yetene uyguladığının kanıtı aslında bu söz. Kadının özgürleşme arzusu erkek egemen iktidara ve erkek egemen kültüre karşı bir isyan aslında. Bu isyanı bastırabilmek için de kadına şiddet uygular erkek. Şiddetin bir hak arama yöntemi olarak kullanıldığı toplumda iletişim becerileri zayıf ve düşük benlik saygısına sahip insanların gösterdiği tavır ortada. Başka bir ifadeyle aşağılık kompleksi kendini ispatlama çabasına dönüyor. Bu ispatlama şekli ne yazık ki şiddete dönüşüyor. Psikolojik sorunlar olabilir, narsist kişilik bozukluğu olabilir ancak şu bir gerçek ki; şiddet öğreniliyor… Cezalar caydırıcı olmadığı sürece hukuk bu kötülüğü önleyemez. Gücü yetmez. İletişim fakültesinde temel hukuk dersi alırken ‘hakimin takdir yaratma yetkisi’ konusuna hep takılı kaldım. Takdir yaratmak! Sınırı ne? Ceza sistemimizde bulunan, avukat arkadaşlarımdan öğrendiğim kadarıyla medeni başka hiçbir ülkede bulunmayan ‘iyi hal’ nedeniyle ‘infaz indirimi’ denen kavrama takığım bu aralar... “Sanığın mahkemedeki iyi hali gözetilerek” falan filan... Bazen hakime sorasım geliyor; eşine şiddet uygulamış, boşanmak isteyince gidip internetten silah almış, plan yapıp kaçtığı babaevinin önünde pusuya yatmış, bütün ailesine mermi yağdırmış sanıkta nasıl bir ‘iyi hal’ gördünüz? Mağdurun avukatı kendini yırtsa "Sanığın her şeyi en ince ayrıntısına kadar tasarlayarak yaptığı sabit, en üst hadden cezalandırılmalı" dese de mahkeme önce bütün o deliller ışığında bir ceza verip sonra iyi hal, tahrik, sabıkasızlık gibi ne kadar indirim varsa uyguluyor. Neden? Zavallı kadıncağız 8 saat alıkonulmuş. Biri gözcülük yaparken diğeri tecavüz etmiş. Sonra biri ağzını burnunu kırmış, parasını gaspetmiş. Hakimin sanıklarda görüp de bizim göremediğimiz‘iyi hal’ nerede acaba? Sosyopatın teki mahkemede sesini yükseltmemiş, 20 dakika sıkmış dişini, bir de kravat takmış, hakime saygıda kusur etmemiş. Hmmm. Burada ‘mahkemeye saygı davası’ mı görülüyor, tecavüz davası mı? Sanığın hali ‘iyi’ ise mağdura ne bundan? Mağdurun ailesini ne ilgilendiriyor size gösterilen saygı? Adalet mi bu? Bu sorun, gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek gibi aslında. Yanlışı baştan yaparsak asla doğruyu bulamayız. Yapılan çalışmalar şiddetin genetik olmadığını söylüyor. Şiddet geni yok yani. Ne var? Öğrenme var. Tavsiyem anne ve babalara… Öfkesini kontrol edemeyen evlat sahibi olmak istemiyorsanız lütfen onları her istediği yerine getirilen, anında elde edebilme beklentisi ile büyüyen çocuklar olarak yetiştirmeyin. Yanlış ebeveynler yanlış çocuklar yetiştirir. Bu da nesilden nesile geçer…