Şu Pasaport’a yapılacak meşhur “Gökdelen” olayı ile ilgili bir tuhaflık sezinlemiyor musunuz! Korkarım Ankara’daki Sinan Aygün ile Mansur Yavaş arasında siyasi-adli Togo Kuleleri’ne benzer bir durum...

Şu Pasaport’a yapılacak meşhur “Gökdelen” olayı ile ilgili bir tuhaflık sezinlemiyor musunuz! Korkarım Ankara’daki Sinan Aygün ile Mansur Yavaş arasında siyasi-adli Togo Kuleleri’ne benzer bir durum ortaya çıkacak… Hafızaları hemen tazeleyelim… Yıllar önce Tekel Binaları’nın bulunduğu o yeri alan Ahmet Nazif Zorlu, önce Konak Belediyesi’ne imar için başvurmuş, gerekli izin de kendisine verilmiş… Ardından da Büyükşehir Meclisi, Konak’ın kararını onamış… Buraya kadar yanlış bişi var mı? Yok… Olay ne zaman başlıyor… 31 Mart Seçimleri geçiyor, Konak’ta da, Büyükşehir’de de koltuğa oturanlar değişiyor… Zorlu, Pasaport’ta kazmayı vurduğunda da, kriz patlak veriyor… Konak’ın Başkanı, önce “İçime sindiremedim” diye bir laf ediyor… Büyükşehir’den gelen ses, “Yatırımcının önüne engel olamayız” oluyor… Ama iş durmuyor, birileri kurcalıyor… Hooop devreye meslek odaları giriyor… O hep bildik itirazlarla… O ara ne oluyor bilmiyorum, Büyükşehir’in Başkanı da karşı tarafa geçiyor… “Konak bu işe bir kez daha baksın…” deniliyor… …Ve önceki akşam Konak Meclisi’nden çıkan karar: “Projenin Mimari Estetik Komisyonunda yeniden değerlendirilmesi.” Anlaşılan birileri zaman kazanmaya, taraftar toplamaya çalışıyor… Ne yapacak şimdi o Estetik Kurul… Başkanların üzerinde mi karar verecek! Yahu, bu adamlar fi tarihte orayı satın almış mı. Belediyeye başvurup bilmem kaç katlı imar iznini de almış. Bu izni Büyükşehir Meclisi onamış. Öyle ki, bugün “İçime sindiremiyorum” diyen başkan o gün bal gibi sindirmiş… Ben, ne Zorlu’nun avukatıyım, ne de “İzmir’i İstanbul’a çevirtmeyiz” diyenlerin taraftarı veya karşısındayım… Bu işte eğri oturalım, ama doğru konuşalım… Evet, Cumhurbaşkanı da söylüyor; “Dikey yapılaşma ile kentlerimize ihanet etmeyelim” diyor. Belediye başkanlarını uyarıyor… En azından, “Bak Cumhurbaşkanı böyle diyor. Biz ne yapalım” deseniz, eyvallah diyeceğim… Ama o da yok… Şimdi bir müktesep (kazanılmış) hakkın gaspı var mı var… Çünkü anayasal bir durum olan bu hakkın geri alınması, mal sahibinin rızası ile mümkün ancak… Allah’tan, burada sadece bir hafriyat var. Bina henüz başlanmadı… Tazminat hakkı doğacaksa ki iptali halinde mutlaka doğacak… O zaman bu parayı kim nasıl verecek. İzmirli’nin parası heba olmayacak mı? Zorlu diretirse, olayın mahkeme safhası gelecek… Bu noktaya gidinceye kadar neler yaşanır bilemiyoruz… Dilerim İzmir, “Çukur”da olduğu gibi bu kez de bir “Enkaz” olayı yaşamaz… Bizi yönetenler Ankara’da yaşananlardan da mutlaka ders çıkarılmalıdır…