Televizyonun karşısına geçtim. Amacım ekonomik verilere bakarak kendimce bir sonuca var...

Televizyonun karşısına geçtim. Amacım ekonomik verilere bakarak kendimce bir sonuca varmaya çalışmaktı. Öncelikle hepimizce bilinen veriler ile başlarsak yazımızın sonunda ulaşacağımız sonucu sanırım rahatça anlayabiliriz. Kasım için yüzde 12.7 olan işsizlik rakamının geniş tanımlı olarak yüzde 29.1’e yükseldiğini, bir evvelki yüzdenin ise 28.1 olduğunu görüyoruz. Tarım dışı işsizlik 14.8 olurken genç işsizlik oranının 24.9 olarak belirtildiği görülüyor. Kısaca işsizlik oranı aylık 0.1 olarak artmakta. TCMB verilerine göre cari açığın 4.1 milyar, beklentinin ise 3.56 milyar dolar olduğu belirtiliyor. Altın ve enerji dışı cari fazlanın 4.1 milyar dolardan 632 milyon dolar fazlaya gerilediği tespit edilmiştir. Kasım ayında Merkez Bankası rezervleri net 145 milyon dolara geriledi ki on bir aylık düşüşün 38.6 milyar dolar olduğu belirtilmekte. Yine Kasım ayında cari açık 33.9 milyar dolardan 37.97milyar dolara ulaştığı görülmüştür. Önemli gördüğüm bir konu, dernek üyesi markalar satışı perakendede bir önceki yıla göre yüzde altmış azalarak tahakkuk ettiğinin tespiti oldu. Merkez Bankası verilerinde seyahat gelirlerindeki azalış 964 milyon dolar azalarak 583 milyon dolara uzanan bir rakama ulaşmış olduğu ortadadır. Bu arada asgari ücretin ortanca ücrete oranında yüzde70 ile OECD verilerinde ikinci sırada yer aldık. Ocak-Aralık döneminde nakit dengesi 181.8 milyar liralık açık vermiştir. Bizdeki kadar olmasa da dünya ekonomisinde de benzer sıkıntıların mevcut olduğunu biliyoruz. Ancak olumlu işler de ortaya çıkabiliyor. Mesela Prizer biontech aşı üretim kapasitesini 2 milyar doza çıkardı. Bu kararın genel olarak dünya ve ülkemizde olumlu yönde ekonomik etkisi olacağı düşünülmelidir. Pandemi ile gelen ekonomik dağınıklık içinde bu kararın bile iyi olduğuna dua edecek haldeyiz. Şu günlerde dolarda, altında henüz bir olağanüstülük yok. Yazımızın yayınından iki gün önceki verilerinde bu sürede bir çılgın gelişme göstereceğini sanmıyorum. Şimdi söylemek istediğimize geleyim. Ödemeler dengesi, kur, cari açık, enflasyon, deflasyon, stagflasyon hiç bitmeyen ekonomik sorunlar. Fakat ülkemizde ne hikmetse çözümler her daim reel faiz ile düzeltilmeye çalışılmakta. Bu yazımda herkesin problemi olan enflasyon konusuna detaya girmemek için değinmiyorum ki herkes rakamların eğrisini doğrusunu biliyor. Günlük ekonomik verileri tek tek izlerken Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Sayın Ender Yorgancılar’ın konuşmasına dikkat ettim. İki sözüyle adeta bir ekonomi kitabı yazarı gibiydi. 1-İç ve dış yatırımcıların güveni artırılmalı. 2-Asgari ücret vergi dışı bırakılmalı derken gerekçeli olarak ifade etti. İç ve dış yatırımcı sanayi demek. Sürekli reel faiz hareketleri ile ekonomik zafiyetleri düzeltmek bitmez tükenmez senfoni gibi. İç ve dış yatırımcıya güveni artırmak imalat sanayiine tam bir teşvik olacaktır. Geçici, klasikleşmiş ekonomik tedbirler yerine imalat üretimi temel ve köklü çözüm olmalıdır. Sadece ekonominin dengeleri için değil, ülkenin istenilen refah düzeyine erişmesi de bu uygulama ile mümkündür. Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Sayın Ender Yorgancılar’ın sözlerinin çok ciddiye alınması gerekir. Ayrıca hiç maliyet içermeyen ancak ülke kalkınması konusunda tam bir mancınık işlevi olduğunu hep birlikte kavramalıyız.