‘Sen doğru dur da eğri olanlar düşünsün...’ Bu aralar takındığım mottom bu... Hayat o kadar zor, o kadar karmaşık ve o kadar gri gölgelerle dolu ki... Karanlıkta kalmamak için doğru durmak,...

  ‘Sen doğru dur da eğri olanlar düşünsün...’ Bu aralar takındığım mottom bu... Hayat o kadar zor, o kadar karmaşık ve o kadar gri gölgelerle dolu ki... Karanlıkta kalmamak için doğru durmak, eğilip bükülmemek ve her daim adımlarına dikkat etmek çok önemli. Çünkü insanlar o kadar zor, o kadar karmaşık ve o kadar karmaşık ve o kadar gri gölgelerle dolu ki... *** Günümüzün en büyük sorunlarından biri narsizm... Etrafınızdaki insanları değerlendirirken farklı pencerelerden bakmanızı tavsiye ediyorum sevgili okur... Sizi sürekli aşağıya çeken, değersiz hissettiren ve hatta varlığınızı aşağılayan insanlarla toksik ilişkiler kurduğunuzu mu hissediyorsunuz... Bu insanlarla konuşurken kalıplarınıza sıkışıp kalıyor ve kalbinizin derinlerinde inceden bir ağrı mı hissediyorsunuz? Aslında kendi özbenliğinizi yakından tanırken ve bir o kadar da özgüvenliyken hiç olmayacak davranışlar içine mi giriyorsunuz? Bunlar hep narsistlerden... Bunlar hep narsistlerden... Peki, kim bu narsistler? Narsisizmin anlamı tarihsel olarak Romalı şair Ovid’in tanınmış mitlerinden birine dayanır: Narcissus ve Echo. Kadınlar ve hatta perilerin hayranlık duyduğu Narcissus, o kadar kibirlidir ki hiç kimseyi beğenmez. Tanrıça Hera tarafından konuşkanlığı yüzünden lanetlenmiş olan ve sadece diğerlerinin söylediklerini tekrar edebilen dağ perisi Echo, Narcissus ile karşılaştığında ona umutsuzca aşık olur ve Narcissus’un sert bir şekilde kendisini reddetmesinden sonra derin bir üzüntüye kapılarak ormanın derinliklerinde kaybolur. Narcissus ise bu acımasızlığından dolayı tanrılar tarafından kendi yansımasına hayranlıkla takılıp kalmakla cezalandırılır. Bu efsaneden yola çıkarak narsisizm çoğu zaman kibir, soğukluk ve bencillikle özdeşleştirilmiştir. Narsisizmin kavramsallaştırılmasına ilişkin tartışmalar ve kafa karışıklığı hâlâ devam etmektedir. Freud’dan bu yana farklı pek çok teorisyen narsisizmi açıklarken görüş ayrılıkları yaşasa da çoğunlukla ortak bir şekilde narsisizmin ikiliği ve paradoksal doğasını vurgulamışlardır: Büyüklenmecilik ve Kırılganlık. Büyüklenmecilik yönü, narsist bireyde küstahlık, sadece kendisiyle ilgilenme, devamlı bir haklılık algısı, eleştiriye aşırı duyarlılık şeklinde kendini göstermektedir. Kırılganlık yönü ise utangaç, içe dönük, kaygılı ve kaçıngan bir portre çizmektedir. Narsisizmin büyüklenmeci yönünün, kırılgan yönü koruma işlevi ile ortaya çıkmış olabileceği düşünülmektedir. Bir bireyin narsisistik kişilik bozukluğuna sahip olması için aşağıdaki kriterlerden en az beşine sahip olması gerekmektedir: Büyüklenme, sınırsız başarı, güç, zeka, güzellik veya ideal sevgi fantezileriyle meşgul olma, “özel” olduğuna ve ancak özel veya üst düzey insanlar tarafından anlaşılabileceğine, onlarla ilişkide bulunması gerektiğine inanma, aşırı beğenilme beklentisi, hak sahibi olduğuna inanma, kişiler arası ilişkilerde kendi çıkarlarına önem verme, empati kuramama, diğerlerine haset duyma veya diğerlerinin ona haset duyduklarına inanma, başkalarına saygısız davranma, kibirli ve küstah tutumlar sergileme... Unutmayın, narsizm tedavi edilebilir bir rahatsızlıktır... Narsistlerden uzak durmak ve boyunduruk altından kaçmak ise size kalmış... Hepinize huzurlu bir hafta diliyorum...