Medya denildiğinde aklınıza ne geliyor? Yaşı 30’u geçenler için bu sorunun cevabı ya da zihinde canlandırdığı şeyin başında basılı gazeteler gelir. Birçoğumuzun evine her gün giren (bir zamanlar), kağ...

Medya denildiğinde aklınıza ne geliyor? Yaşı 30’u geçenler için bu sorunun cevabı ya da zihinde canlandırdığı şeyin başında basılı gazeteler gelir. Birçoğumuzun evine her gün giren (bir zamanlar), kağıdıyla mürekkebiyle okumaktan keyif aldığımız, en erken 12 saat öncesine ait haberlerin, köşe yazılarının, fotoğrafların bulunduğu kağıt parçası. Birçok kişinin kağıt gazete almayı bırakmasıyla gazete satışlarında ciddi düşüş meydana geldi. Hala başta çalıştığım gazete Ege Telgraf olmak üzere İzmir’in yerel gazeteleri ve bir ulusal gazeteyi her gün evime alıp haberleri, gündemi kağıt gazete üzerinden takip ediyorum. Okuduğum haberlerin birçoğu web sitelerinde ve sosyal medyada olsa da gazete satın almayı bir sosyal sorumluluk projesi olarak kabul ediyorum. Bu sektörde çalışan binlerce emekçi var. Sayfa tasarımcısından editörüne, haber müdüründen matbaa işçisine binlerce kişi bu sektörden ekmek yiyor. Önceki gün sosyal medyada dolaşırken T24 web sitesinde yazan Aydın Engin’in köşe yazısına denk geldim. T24 her gece yarısı bir sonraki günün yazarlarının yeni yazılarını paylaştığından uyumadan önce mutlaka göz gezdiriyorum. Sitede okumayı sevdiğim birkaç yazar var. Aydın Engin de o yazarlardan biri.

KORKUTAN DÜŞÜŞ

Aydın Engin’in ‘Yakalayın Ahmet’i ve betona gömün…’ başlıklı yazısının ikinci bölümünün başlığı ‘Medya kabuk değiştiriyor’. Bu bölümün ilk cümlesi ise bir hayli can sıkıcı: ‘Farkında mısınız, basılı gazeteler, bizim meslek jargonunda kağıt gazeteler can çekişiyor. Her gün düzenli bir kağıt gazete alanlardansanız bu çöküşün, hatta yok oluşun farkında olmayabilirsiniz.’ Aydın Engin, Türkiye’de ulusal düzeyde yayın yapan gazetelerin net satış rakamlarını karşılaştırmış. 1998 yılında Türkiye’de ulusal düzeyde dağıtılan gazetelerin günlük net satışı 6 milyon 850 bin iken, 2019 Kasım’da gazetelerin net satışlarının toplamı 1 milyon 900 bine gerilemiş. Gerilemenin hesabını yapınca tablo daha da net anlaşılıyor. 1998’den 2019’da günlük ulusal gazetelerin satış kaybı 4 milyon 950 bin. Nereden nereye gerilemişiz. Bu durumda yeni teknolojiler ve sosyal medyanın etkisi olduğu kadar gazetecilik mesleğini yok eden içimizdeki hainlerin de payı var mutlaka. Bizler yerelde kötü örneklere aldırmadan gazetecilik yapma mücadelemizi sürdürüyoruz. Teknoloji nereye giderse gitsin insanların haber alma ihtiyacı ve merak duygusu devam ettikçe gazeteler ve gazeteciler hayatımızın bir noktasında mutlaka olacak. Bu nokta birkaç on yıl sonra nerede olacak hep birlikte göreceğiz. Ancak özellikle yerel gazetelerin ve yerelde çalışan gazetecilerin yenilikçi teknolojileri takip etmesi, gazetelerin web sitelerini bu teknolojilere uygun hale getirmesi ve sosyal medya hesaplarını etkin bir şekilde kullanması önemli. Son bir cümle olsun, akılda kalsın: Yerel gazetelere sahip çıkın. Sizin gözünüz kulağınız olan bu gazetelerden birkaç tanesini her gün düzenli alırsanız geleceğe hep birlikte daha güçlü bakabiliriz.