Elimde kahvem, kafamda deli sorular… Başlıyorum yazmaya, hazır mısın? *** Hayatta ‘Keşke’ dediğin ne çok an var, hiç fark etmiş miydin? Olur olmadık yere kalbinin ağırlaştığı, içinin sıkıldığı, ‘A...

Elimde kahvem, kafamda deli sorular… Başlıyorum yazmaya, hazır mısın? *** Hayatta ‘Keşke’ dediğin ne çok an var, hiç fark etmiş miydin? Olur olmadık yere kalbinin ağırlaştığı, içinin sıkıldığı, ‘Ah şu kalbimin üzerindeki öküzler bir bir kalksa’ dediğin ne çok an var… Fark ettim ki, keşkeler sarmallarıyla süslü hayatımızı ilmek ilmek dokumaya ne kadar da meraklıyız… Keşke o sözü söylemeseydim… Keşke oraya daha önce gitseydim… Keşke seni tanımasaydım… Keşke elimden bir şey gelebilseydi… Keşke o son lokmayı yemeseydim… Örneklerimi sonsuzluğa kadar uzatabilirim, peki ya sen? Hayattaki pişmanlıklarını düşündün mü hiç? Attığın ya da atamadığın her bir adımın eğer aksi gerçekleşseydi gerçekten mükemmel bir hayata mı sahip olurdun? Dört dörtlük yaşamak, Çok zengin olmak, en iyi arkadaş, eş, evlat, akraba, her zaman gülen bir insan olabilmek midir? O son vedayı edemedin diye yaşadığın anlar yitip gitti mi? Ocakta beklemekten taşmış kahven, sayfaları kıvrılıp yarım bıraktığın kitapların, sınavda çalışmadığın yerden çıkan sorular, daha önce başvuru yapamadan kaçırdığın işler… Yaşamından ne kadar çalabilir ki? Hataların, hayatın en kazık sınavı değil, sana örnekler veren bir çeşit öykü olduğunu düşünüyorum çoğu zaman… Önemli olan o hikayede anlatıcı mı olacaksın yoksa maceradan maceraya mı koşacaksın; onun kararına varman… Hata yapıp yapıp düzeltmeye çabalamak yerine, çoğu zaman yoluma bakıp ‘Belki böyle olması gerekiyordu’ demek geliyor içimden… Sonuçta attığın adımları geri alamazsın ki… Ama daha güçlü adımlar atmak da senin elinde! ‘Keşke’lere sığdırılmış bir ömrün kendine yaptığın en büyük kötülük olduğunun ne zaman farkına varacaksın? Aç gözünü, uyan! Zaman akıp giderken saçlarından bir gün uyandığında ne bir renk bulabileceksin tellerinde ne de onu pembe ve yeşillerle süsleyecek cesaret! Şimdi cesur olmanın tam vakti! Kabullen, kendini tam da olduğun gibi! Daha dikkatli ol mesela ya da boşver bırak dağınık kalsın… Bırak, o kahve taşsın, kıvrılmış sayfaları düzeltmeye çalışma, kitabı oku, boş bırak bilmediğin soruları, esas doğrularına sahip çık. Kaçırdığın işler mi? Eminim ki daha iyisine layıksın! Yeni bir insan olmak için değil, kendini bulmak için tam da sırası değil mi? O hep istediğin tatile çık. Cebinde paran olmasın ama gözlerin güzelliklerle arınsın… Hiç denemediğin tatlarla şenlendir ruhunu. Senin arzuladıklarınla değil de bu sefer seni sevenlerle birlikte ol! Farkına var, ölümsüzlük daha keşfedilmedi! Ama sen Hogwarts’ta bir büyücü, Gotham’da suçluların korkulu rüyası olabilirsin… Tabi eğer istersen! İstemekten çekinme, istemekten korkma, ‘İyi ki’ de… Bu küçük varlığımla dünyada büyük bir yerim var… Belki de küçücük dünyada kocaman bir varlığımdır ben… Ama iyi ki de varım! Canım kendim! (Nasıl oldu, biraz gaza geldin mi?)