Bugün siz değerli okuyucularımıza; "Cehalet sorgulamaz, yargılar. Cehalet öğrenmez, inanır. Cehalet okumaz, hatmeder. Cehalet hoş görmez, katleder. Cehalet ilkeldir sosyalleşmez. Medeniyetse kadın ve...

Bugün siz değerli okuyucularımıza; "Cehalet sorgulamaz, yargılar. Cehalet öğrenmez, inanır. Cehalet okumaz, hatmeder. Cehalet hoş görmez, katleder. Cehalet ilkeldir sosyalleşmez. Medeniyetse kadın ve erkeğin birlikte yürüyebilmesidir. İşte bu yüzden cehaletin tek korkusu KADINdır. Çünkü KADIN öğrenirse çocuklarına da öğretir” yaklaşımı ile ortaya çıkan Mustafa Durmuş’un “Tomris’ten Rabia’ya” isimli kitabından alıntılanan bir konudan bahsetmek istiyorum. Bir örnekle başlayalım. Eski Türkçe’de “namus” sözcüğü yoktu. Çünkü namussuzluk nedir bilinmezdi. Türk geleneğinde kadın arkadaştı, kadın anneydi, kadın sevgiliydi, tek başına bir devletti. Eski Türk kültüründe, örfünde kadın her zaman el üstünde tutulurdu. Tarihe geçmiş Cengizhan’ın eşi için söylediği “Ben sizin han’ınızım, bu da benim han’ım” sözleriyle dilimize yerleşen “hanım” kelimesi de bunu çok net bir şekilde ortaya koymaktadır. Yani kadın evin han’ıydı. Türk’ler kız çocuklarına, hatunlarına değer veren, onları önemseyen, insan yerine koyan, komutanlar ve hakanlar gibi yetiştiren tek tanrılı dine mensup bir milletti. Ve insan hakları açısından da çağdaş kültürün örneklerini vermiş önder uluslardandı. Maalesef ki kadına karşı şiddet, Türk milletinin Arap kültürüyle tanışmasıyla artışa geçti. Bir de o zamanın Arap kültüründen bahsedelim. Arap kültüründe, kız çocukları insandan sayılmadığı için, kızı olanlar isim vermez numara verirlerdi. Vahide isim değildi, birinci demekti. İlk doğan kıza verilen numaraydı. Saniye ikinci demekti, ikinci kızı olana verilen numaraydı. Selase ve Bite isimleri üçüncü demekti, üçüncü doğan kızlara verilen numaraydı. Rabia da dördüncü demekti, dördüncü doğan kıza verilen numaraydı. Araplar, insandan saymadığı ve isim vermeye lüzum görmediği kız çocuklarına işte böyle numara takarlardı, tıpkı otomobillere takılan plakalar gibi. Dünya kurulduğundan beri kız çocuklarını, diri diri toprağa gömen kültüre sahip tek millet Araplardı. Bunun esas sebebi ise, tefecilik yapan, fahiş faizlerle verdikleri paraları ödeyemeyen kişilerin kızlarına, karılarına el koyup pazarlayan insafsız ve ahlaksız, Arap egemenlerinin eline düşmesinden korkan Araplar, yeni doğan kız çocuklarını diri diri toprağa gömerek bu akıbetten koruduklarını zannederlerdi. Günümüzde belki kız çocukları diri diri gömülmüyor ama hala çağ dışı olaylara şahit oluyoruz. İşte tam da bu yüzden cehalet hoş görmez, katleder. İşte bu yüzden cehaletin tek korkusu KADINdır…