Çevremiz, kuraklık, susuzluk, kirlilik, küresel ısınma, buzulların erimesi, karbon salımı, betonlaşma başlıklarında...

Çevremiz, kuraklık, susuzluk, kirlilik, küresel ısınma, buzulların erimesi, karbon salımı, betonlaşma başlıklarında yıllardır yazıp çiziyoruz. Tüm bu uyarılar ortasında yaşanan pandemi sürecini, nedenlerini ve sonuçlarını irdeledik. Önceki yazılarımızda, silkinip kendimize gelmezsek çok geç kalmış olacağımızı vurguladık. “Bu böyle gitmez!” dedik. Makalelerimizde olduğu gibi derneğimiz ile de aynı kaidede çalışmalarımıza devam ettik. Bu dünyanın, İnsanoğlunun çevresine ve doğasına yapmaya devam ettiği haksızlıkları daha fazla taşımayacağı görüsü ile hareket ettik. Çevremiz hakkında korumaya ve devamlılığı sağlamaya yönelik, dünya ile aynı anda, neredeyse tüm yasal düzlemin var olduğunu ancak uygulamada sorun olduğunu anlattık. Yasal çerçevede uygulamaların takipçisi olduk. CİMER üzerinden ilgili kurumları göreve çağırdık. Yerine getirilmeyen işlemlerin, yasal olmayan uygulamaların takipçisi olduk. Büyük bölümü yazışma ile devam eden, diğer yanda yetkili ve üst düzey bürokratlarla görüşmeler, dilekçeler şeklinde süren, zaman zaman basını göreve davet ettiğimiz, Çevre ve İmar yasalarına aykırı sayısız konuda oldukça ses getirdik. Kimi zaman tehdit edildik. Kimi zaman düşman gibi görüldük ama toplumun büyük kesimince kucaklandık. Ancak bazen büyük üzüntülerle kalbimiz kırıldı. “Sizi ciddiye almıyoruz, dilekçelerinizi okumuyoruz, konularda mükerrer tutumunuz can sıkıyor, bürokrasiyi bombardımana tutuyor gibi tavrınız var”, diyen makam-yetki sahipleri, gönüllü mücadelemizi hiçe saydılar. Bugün bir şekilde ülkemiz ile aynı anda dünya gündeminde bomba etkisi yaratan videolar yayınlanıyor. Bu videolar hakkında çok sayıda yorum ve analizler yapılıyor. Çok saygı duyduğumuz Ceza Hukuku uzmanı Profesör Doktor Ersan Şen hocamızın bir televizyon programında, doğrudan çabamızı ilgilendiren açıklamaları dikkat çekici olmuştur. “Yasalar var ancak uygulayan yok!” Hukukun üstünlüğü ilkesi ile varlığını sürdüren sistemimizde, yasaların uygulanmasını ve herkese eşit mesafede durmasını talep eden bizlerin ısrarı bu nedenledir! Yunan mitolojisinde Uranüs ve Gaia’nın kızı “Themis” ilahi adaletin temizliğin doğruluğun simgesi kabul edilmişti. Themis, Roma mitolojisine “Justitia” adıyla geçmiş ve Roma Hukukunda “Justice” yani adaletin sembolü haline getirilmişti. Bir elinde terazi diğer elinde kılıç tutan kadın figürünün gözleri kapalıdır ve Modern dünyada adaletin, hukukun üstünlüğünün ve yasaların her kese eşit mesafede duruşunun temsili olmuştur. Ersan Hocamız da gündeme dair konunun açıklamasında “Justitia” sembolüne atıfta bulunarak, yasaların üstünlüğünün ancak doğru, düzgün ve tam işletilmesi ile mümkün olacağını açıklamıştır. Uygulamaları değiştirmeye, duruma, kişiye konuma göre eğip bükmeye kalkan toplumların en büyük zararı kendilerine vereceklerine vurgu yapmıştır. Makamlarda oturup görevlerini yerine getirmeyen, ayrıca makamı kendi menfaatine kullanan kimseler, topluma çok büyük zarar vermekteler. Halkımız çoğu konuda bilgisiz olabilir. Ayrıca okumuş veya aydın olması, imar kanunlarını, çevre yasalarını, bunlara ait ilgili mevzuat hükümlerini bilmesini sağlamaz. Çevremize, doğamıza ısrarla verilen zararları önleyecek olan, cezai müeyyideleri ile tatbiki yerine getirecek olan yetkili makamlardır. Çevre için çalışan sivil toplum kuruluşları, yetkililerin gözünden kaçan veya yeterli olamadığı alanlarda yasaların uygulanması için, denetim görevini gönüllü olarak üstlenmiş sivil inisiyatiftir. Çevremizde kirliliğin, isyanının, adaletsizliğin tırmandığı dünyamızda hukukun üstünlüğü ile yasaları yürürlüğe koymak üzere, hepimiz ve geleceğimiz için artık her geçen gün daha fazla çember daralıyor.