Korona virüs salgınının ulaştığı boyut ortada. Ürkütücü boyutlarını çoktan aştı. Gelinen son nokta için nasıl bir tanımlama yapılabilir bilemiyorum ama bundan sonrası için tek söylenecek tek söz, “k...

Korona virüs salgınının ulaştığı boyut ortada. Ürkütücü boyutlarını çoktan aştı. Gelinen son nokta için nasıl bir tanımlama yapılabilir bilemiyorum ama bundan sonrası için tek söylenecek tek söz, “kıyamet” olur herhalde… Tabloya bir baksanıza; İnsanlar patır patır dökülüyor. Ben kendi hesabıma, sosyal medyaya girmeye korkuyorum artık. Ne zaman açıp baksam, ya bir tanıdığın, ya da dostlarımdan birinin kötü haberi çıkıyor karşıma. Artık bilançonun, Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan verilerden çok daha kabarık olduğuna adım kadar eminim. Benim gibi düşünen o kadar çok insan var ki. Anlatamam… Ama! Bir de hala durumun vehametinin farkına varamayanlar var piyasada. Size bunlardan bir örnek; Ailenin küçük kardeşi koronaya yakalanıyor. O’nu hayatı döndürme çabaları devam ederken bir bakıyorlar ki, virüs ağabeye de bulaşmış. Ağabey yoğun bakımdayken küçük kardeş korona yüzünden hayatını kaybediyor. Aile son görevini yapacak ya… Küçük kardeşin ruhuna yemekler veriliyor, mevlitler okutuluyor. Kader bu ya… Kardeşinden bir-kaç gün sonra ağabey de korona kurbanı oluyor. Küçük kardeş için bütün vecibeler yerine getirilirken, ağabey için yapılmayacak mı? Acı büyüyünce, hissettikleri sorumluluk da büyüyor ve aynı aile bu kez de ağabeyin ruhuna düzenlenen yemek ve mevlide ev sahipliği yapıyor. Sorsanız yapılanlar “dinin gereği”… Bugüne kadar o tür yemeklerde, mevlitlerde kaç kişiye virüs bulaştığı artık sayılamayacak kadar artmışken o aileye ne diyeceğimi bilemedim… Tabi “nasıl olsa aşı bulundu” düşüncesiyle “eski tas, eski hamam” yaşantısını sürdürenleri unutmamak lazım. Ne hastanelerdeki tablo, ne de kontrol altına alınamayan salgın yüzünden ekmek teknelerine kepenk indirmek zorunda kalan esnaf umurlarında. Aksesuar olarak astıkları maske ile bir orada, bir burada boy gösteren tipler bunlar. Sanıyorlar ki, başlarına bir hal gelse, aşı hayatlarını kurtaracak. Ama daha aşının ne kadar etkili olduğu belli değil farkında bile değiller. Dahası, Türkiye’ye “kaç doz aşı gelecek, kimler aşılanacak” haberleri bile yok. En kötüsü, bunları söylemeye kalkışsan durumun ciddiyetini anlayacak akılları yok. En iyisi mi, biz kendimizi ve sevdiklerimizi bu virüs belasından uzak tutmak için o kurallara uyalım…