Günümüzde Çeşme merkez belediye hizmet binamızın da yer aldığı, tarihi kent meydanında düzenlemeler devam ediyor. Önceki dönem belediye yönetimince başlanmış çalışmaların ancak bu dönem tamamlanma aşa...

Günümüzde Çeşme merkez belediye hizmet binamızın da yer aldığı, tarihi kent meydanında düzenlemeler devam ediyor. Önceki dönem belediye yönetimince başlanmış çalışmaların ancak bu dönem tamamlanma aşamasına geldiği söylenebilir. Tarihi Çeşme Kalesi, Tarihi Kervansarayı, kervansaraya ait tarihi dükkanların bulunduğu alan, tarihi camiler ve hamamın yer aldığı bölge, Kalemiz üstünde eski Çeşme evlerinin de bulunduğu, son derece köklü geçmişe ait tarihi sit, kent koruma alanıydı. Ne yazık ki, yıllar içinde, tarihi yapıların etrafı, çeşitli eklentiler ile dolmuş, korunması gereken doku yer yer bozulmuş veya görünemez hale getirilmişti. Bu durum sadece Çeşme’de değil, başta İstanbul, Sultanahmet, Kumkapı gibi kültürlerin ve yaşamın zamanla üst üste bindiği ve gecekondulaştığı alanlar olmak üzere ülkemiz genelinde böyleydi. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu kapsamında, 2003 ve 2006 yıllarında, böylesi değerli kültür varlıklarına ait alanların, meydanların temizlenmesi konusunda yönetmelikler düzenlendi. Akabinde tarihi surlar, kale duvarları, kervansarayları neredeyse tamamen örtmüş gecekondu tarzı yapılaşma temizlenmeye, eserler gün yüzüne çıkarılmaya başlandı. TARİHİN BEŞİĞİ Dünya tarihinin neredeyse beşiği Anadolumuz, İstanbul, Bursa gibi tarih mirası başkentlerimizde hummalı temizlik faaliyetleri devam etti. Ancak, Çeşme Kalesi ve çevresi uzun yıllar daha bu düzenlemelerden faydalanamamıştı. Meydanlar, kaçak işletmelere teslim olmuştu. Hamam mezbelelik halindeydi ve kullanılamaz durumdaydı. Çeşitli sundurmalar, ilave yapılar ile tarih mirasları görüntüsü tamamen bozulmuştu. Bunun dışında, farklı yönetmeliklere de aykırı durum devam ediyordu. Örneğin, bir okulun, bir caminin 150 metre yakınında alkollü mekan ruhsatı alınamayacağı gibi yönetmelikler neredeyse tamamen unutulmuştu. Kaçak işletmeler Cami avlusunda, fasıl heyetleri eşliğinde alkol servisi yapmaya devam ediyordu. Kanun, yasa ve yönetmeliklere tümden aykırı fiziki durum, kaldırımda adım atamayacağınız, işgallerle ayyuka tırmanmıştı. Çeşme Kalesi denizcilikle uğraşan Cenevizlerin 1450’lerde yaptığı kaledir. Daha sonra bölge Osmanlı İmparatorluğu yönetimine geçmiş, yapılan eklentiler ile 1500’lü yılların başlarında bugünkü halini almıştı. Neredeyse olduğu haliyle muhafaza edilip, günümüze kadar gelmiş ender yapılardan biriydi. Yine de UNESCO dünya tarihi geçici listesine kaydedilmesi uzun ve meşakkatli bir çalışma sonucunda olmuştur. UNESCO listelerinde bahsettiğimiz ciddi yaptırımlar ve kriterler yer alır. Günümüzde devam eden meydan düzenlemesinin tarih kültür mirasımıza saygılı olmasını temenni ediyoruz. Ne yazık ki hemen kale girişi önünde yapılmaya devam eden ve düzenleme kapsamında izin onay aldığı iddia edilen Büfe inşaatları neden bu kadar önemli ve gerekli olmuştur? Anlam veremiyoruz. Yapılan onca güzel ve yerinde çalışmanın, tabiri caiz ise bir çuval inciri berbat etmek pahasına ısrarı çözemiyoruz. Onaylanmış ise, planların “Allah’ın Kelamı” kabul edilir şekilde devam etmesine anlam veremiyoruz. Unesco Tarih Mirasları Listesi’nden çıkarılmamız pahasına büfe inşaatı yapmayı kabullenemiyoruz. Koruma kurulumuzun, plan tadilatı yaparak, büfe inşaatına verdiği izni gözden geçirmesini, mümkünse iptal etmesini talep ediyoruz. Bunların dışında, İlçe Emniyet Müdürlüğü binası, Sahil Güvenlik botunun bağlı bulunduğu mendirek ve Çeşme Marina girişinin nasıl olup da plaj olarak kullanılacağını çözemedik. Hepimizin bugünü ve geleceğini ilgilendiren kararların daha büyük özveri ve sağduyuya ihtiyacı olduğuna inanıyoruz.