Türkiye, bir haftadan uzun bir süredir orman yangınlarıyla boğuşuyor. Akdeniz kıyı şeridi ağırlıklı olmak üzere Güneydoğu Anad...

Türkiye, bir haftadan uzun bir süredir orman yangınlarıyla boğuşuyor. Akdeniz kıyı şeridi ağırlıklı olmak üzere Güneydoğu Anadolu, Ege ve Marmara bölgelerinde süregelen orman yangınları birçok köyü, binlerce canlıyı, onlarca yerleşim yerini ve yemyeşil ormanlarımızı yok etti. Kamuoyu orman yangınlarıyla mücadele konusunda atılan adımları tartışırken onlarca yıllık emek, coğrafyamızın güzellikleri yok oldu gitti. Hükümetin orman yangınlarıyla mücadele ekipmanları ve organizasyon konusundaki hamlelerinin yetersizliği insanlar üzerinde ciddi bir umutsuzluğa neden oldu. Zamanında yardımların gelmemesi nedeniyle vatandaşlar, STK’lar, ünlü isimler yardım çağrılarıyla karınca kararınca yardım toplamaya girişti. Kızılay’ın daha orman yangınlarının ilk dakikalarında yolladığı 10 liralık yardım SMS’i umutsuzluğun tuzu biberi oldu. Yunanistan’ın yangın uçağı ve helikopteri konusunda destek ve yardıma hazırız mesajına yanıt verilmemesi, birkaç gün sonra ise çelişkili açıklamalar yapılması, AK Partili Gündoğmuş Belediye Başkanı’nın vatandaşlara TOKİ eliyle destek verileceği ve ‘Keşke benim de evim yansaydı diyecekler’ sözleri, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin yerleşim alanlarının belediyelerin sorumluluğunda olduğunu ifade edip bazı bölgelerin yanmasına göz yummak zorunda kaldıklarını söylemesi gibi üst üste gelen acı sözler yaşananların ne kadar trajikomik olduğunu gözler önüne serdi. Toplum olarak umutsuzluğun her alanda diplerde yaşandığı şu günlerde orman yangınları konusundaki çaresizlik iyiden iyiye yıprattı hepimizi. Vergilerini veren, devletini, milletini seven tek derdi bu ülkenin gelecek kuşaklara emin ellerde emanet edilmesini isteyenlerin en acı ve sıkıntılı anda devletin imkanlarını yanlarında görememiş olması büyük sıkıntı. Organizasyon yeteneği sıkıntılı, kriz yönetiminden bihaber, çözüm üretme kabiliyetinden uzak yönetim kademelerinin çok acil bir şekilde değiştirilmesi, yeni yapılandırmalara ihtiyaç var. Hükümete olan güven günden güne erirken vatandaş bunun hesabını sandıkta misliyle sorar herkesin haberi olsun. SOSYAL MEDYA Hepimizin canını acıtan orman yangınlarıyla boğuşurken sosyal medyada her gördüğünü paylaşan, sorgulamadan önüne düşen bir fotoğrafa yazdığı yorumlarla kitleleri galeyana getiren düşüncesizler topluluğu da iş başındaydı. Nefret duygusunu pekiştiren, hedef gösteren, insanları birbirine düşman eden bu zihniyet yüzünden TRT ekibinden Duygu Tuncer, NTV’den Merih Ak ve Burak Uygun saldırıya uğradı. Köylerde ellerinde pompalı tüfeklerle yol kesip kimlik soran birtakım kişiler ortaya çıktı. Kriz zamanlarında sosyal medyada paylaşacağımız her bir satıra, paylaşacağımız her bir görüntü ya da videoya ekstra imtina göstermemiz gerekiyor. Paylaştığımız bir cümle yüzünden birilerinin başına bir şey geldiğinde bunun sorumluluğunu alabilecek miyiz, çok iyi düşünmemiz şart. Ülkemize bir kez daha geçmiş olsun diyor, bir an önce felaketi atlatırız diye umut ediyorum.