Hiç zihninizin kendini durdurmaya çalıştığını hissettiğiniz oldu mu? Aşırı sekmelerle doldurduğunuz bir bilgisayar ekranının d...

Hiç zihninizin kendini durdurmaya çalıştığını hissettiğiniz oldu mu? Aşırı sekmelerle doldurduğunuz bir bilgisayar ekranının donması, bütün sekmelerin açık halde kalması, kapatmak istediklerinizi kapatamamak, kontrol edememek, çıl-dır-mak! Bu hafta birçok insanla karşılaştım zihni donan. Haluk Bilginer’in Tatlı Hayat dizisinde bir repliği vardı. Arada açıp onu izliyorum mesela. ‘Çıldıracağım, yetmeyecek delireceğim!’ diye isyan ediyor replikte. Muhteşem bir çığlık senaryosu. Şimdi, hayat da sizin üzerinizden geçiyormuş gibi hissediyorsanız, tüm sekmeler dondu ve çalışmıyorsa, açıp bu 4 saniyelik kısmı izlemenizi tavsiye ederim. Sonra nasıl çözümlenebilir ona bakmaya çalışalım.. *** Kendimizin ikilemlerde kaybolduğu ve donduğu hali dışarıdan görebilseydik belki daha kolay karar verebilirdik buradan çıkmaya. Belirli bir noktada, aynı düşünce akışlarının içinde hapsolarak kaldığımız ve ısrarla aynı düşünceler havuzunda yüzdüğümüz bir gerçek. Bulunduğumuz bu havuz, gri taşlarla döşeli olsun. Rengi de bulanık olsun. İnsanın içini sıksın mesela biraz. Karar vermenizi engelleyen, kötü hissettiren, sadece ‘kapat’ butonunun çalıştığı bir havuzda, burayı dünyanın en konforlu denizi sanarak yüzmekteyiz. Her şey kapkara görünüyor buradan. Çıldırma noktasını çoktan geçtik belki ama haberimiz yok. Bir yan havuzunuzda ise, berrak sular, mavi döşeli gökyüzü imajı taşlar, ferah serinlikte sular ve donmamış zihinler var. Bizim bu havuzda ne işimiz var? *** Her şeyi dönüştürebilecek güçte olan sorular vardır. Hiç beklemediğimiz anlarda geliverir bazen. Yukarıdaki soru, çoğumuz için bu nitelikte bir soru olur umarım. Bulunduğunuz bu bulanık havuzda ne yapıyorsunuz, ne yapmaya çalışıyorsunuz? Daha serin sularda yüzmeyi hak etmiyor musunuz? Kendi titreşiminizi hangi alanda tutuyorsanız, bulunduğunuz ortamınız da, size gelen olaylar da buna göre şekillenecektir. Daha doğrusu siz şekillendireceksinizdir. Düşük enerjiyle dalgalandırdığınız bir sistemde yükselme anlarını gene yaşarsınız, bunların güzel mutluluklar olduğunu düşünürsünüz ama bulanık bir havuzun kıyısına varmışsınızdır. Dönüp geri geleceğiniz yer gene bu gri havuzdur. Bir başka frekansa girmeyi, başka düşüncelerle dolup taşmayı ve kendinizi yukarı doğru çekmeyi tercih ederseniz buradan çıkıp diğer havuza yolculuk yapabilirsiniz. *** Mavi havuzun düşmeleri yok mudur peki? Çok mu güllük gülistanlıktır orası? Keşke mümkün olsaydı. Ama değil… Dibe sürükleniyormuş gibi hissedip yukarı çıkabildiğiniz anlardan bu yeni yerde de yaşanıyor. Ancak dalgaların sıklığı eskisi kadar dip ya da zirve yapmıyor. Çok daha hafif bir titreşim dalgası düşünün. Biraz daha stabil, daha sakin. Çıkışları daha kolay, mutlulukları daha sahici hissettiriyor. Terapilerde bu hafta sıklıkla konuşuldu kendimizi nasıl daha stabil titreşimlere koyabileceğimiz. Belki sizler için de farklı kapılar açar. Bugün bir bakın, hangi havuzda yüzüyorsunuz?