Özellikle yaş almış kişilerin ağustos ayı başında denize gidecek ve güneşlenecek kişilere yaptığı bir uyarı vardır: Eyyam-ı Ba...

Özellikle yaş almış kişilerin ağustos ayı başında denize gidecek ve güneşlenecek kişilere yaptığı bir uyarı vardır: Eyyam-ı Bahur! Ülkemizde ağustos ayının ilk haftalarında karşılaşıldığı söylenen Eyyam-ı Bahur'un 1-8 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştiği düşünülmektedir. Eyyam-ı Bahur’da denize girilmemesi gerektiğine dair halk arasında bir inanış vardır. Deniz kıyısında oturanların çoğu Ağustos'un ilk haftası Eyyamı bahurda denize girmenin zararlı olduğuna inanır ve girmezler. Bu tarihlerde ıslak vücut ile güneş altında dolaşıldığında su damlacıkları mercek görevi görür ve deride lekelenlemelere neden olur. Eyyamı bahurda denize girmek, halk arasında Alaca hastalığı denilen bu deri hastalığına neden olur. Ayrıca bu tarihlerde denizin kendini temizlediğine inanılır. Bu yüzden bu bir haftalık süreçte denize girilmemesi gerektiğine inanılır. Eski zamanlarda bu günlerde denize girenlerin üzerinde mutlaka metal taşıması gerektiğine, aksi halde vucutta lekeler oluşacağına inanılırdı. Bu yüzden inşaat çivisinden ya da başka bir metaden kolye veya bilezik takarlardı. Bu eski inanışa yer verdikten sonra asıl konumuza dönmek istiyorum: Cilt lekeleri! Özellikle yaz aylarıın sonuna gelirken birçoğumuzun derdi olan güneş lekelerinden kurtulmak eskisi kadar zor değil! Açıktan koyuya doğru uzanan renkleriyle cildimizde yer edinen lekelere, güneş ışınları, gebelik, genetik nedenler, doğum kontrol hapı kullanımı, bazı ilaçların yan etkisi, bazı iyi huylu cilt timörleri ve cilt kanserleri neden olabiliyor. Cilt kanseri dışındaki lekeler yaşamımızı tehdit etmemekle birlikte bir takım kozmetik problemlere sebep olmakta, hatta bazen kişilerin sosyal yaşamını da etkileyebilen psikolojik problemlere yol açabilmektedir. Medikal Tedavi: Yüzeyel cilt lekelerinin tedavisi için kullanılan birçok krem vardır. Fakat bu kremlerin etki göstermeleri için en az 6 ay süre ile kullanılmaları gerekmektedir. Kimyasal Peeling: Cildin hasarlı üst kısmının kimyasal maddelerle “soyulması” işlemidir. Kullanılan değişik kimyasal maddelere göre yüzeyel, orta ve derin peeling yapılabilmektedir. Bu şekilde daha parlak, genç ve temiz bir cilt görünümü kazanılır. Günümüzde en çok glikolik, laktik ve meyve asitlerini içeren “Alfa Hidroksi Asitleri” (AHA) tercih edilir. AHA, meyvelerden elde edilen doğal asittir ve yüzeyel peeling maddesi olarak kullanılır. TCA (trikloroasetik asit) ile orta derinlikte, Fenol ile daha derin peeling yapılır. Lazer Cihazları IPL ve Diode cihazlarının bazıları nanometre dalga boyları değiştirilerek leke tedavisi için etkili bir çözümdür. İlk seanstan itibaren gözle görülür bir değişiklik farkedilir. 6-10 seans arasında istenilen sonuca acısız ağrısız gündelik hayata devam edilerek ulaşılır. Dermapen ve Dermaroller üzerinde mikro ebatlarda saç telinden daha ince çelik cerrahi iğnelerin olduğu bir silindirdir. Özel olarak tasarlanmış bu iğneler sorunlu bölgeye uygulandığında ciltte mikro kanalllar açarak, vücudun kendini yenileme sürecini başlatır. İğnelerin açtığı kanamaya neden olmayan bu minik kanalları beden yara olarak algılar ve kendi kendine tedavi süreci başlar. Vücut bu bölgeye kolajen, büyüme faktörleri ve diğer yapıtaşı maddelerini yollar. Böylece cilt kendi kendini onarır. Sağlıklı haftalar dilerim!