Dünyanın gündemi korona virüsü... Hepimiz belirsiz ve zor bir süreci birlikte yaşıyoruz. Her belirsizlik birçoğumuzda kaygı yaratır. Korona virüsü biz yetişkinler için bile bu kadar belirsizken çocukl...

Dünyanın gündemi korona virüsü... Hepimiz belirsiz ve zor bir süreci birlikte yaşıyoruz. Her belirsizlik birçoğumuzda kaygı yaratır. Korona virüsü biz yetişkinler için bile bu kadar belirsizken çocuklar için çok daha bilinmez bir süreçtir. Sürece korona virüsü olarak değil de hastalık olarak bakmak bile çocuklar için bir tehlike yaratır. Birçok çocuğun annesi ya da babası hasta olduğunda ilk aklına gelen “anne ölmeyeceksin değil mi?” Gibi sorulardır. Çocukların dünyasında hastalıklar beraberinde kaybetme korkusunu da getirirler. Böyle olunca şu an ciddi bir problemle karşı karşıyayız. Ailelerin izledikleri haberlerde ya da konuşmalarında tek gündem maddesi “korona virüsü”dür. Çocukları düşündüğümüzde “korona virüsü” nedir? Bir hayalet midir? Canavar mıdır? Mumya mıdır? Kısacası bu örnekler gibi görmedikleri bir şey midir? Okul öncesi süreci düşündüğümüzde çocuklar bu virüsü hayal dünyalarında nereye koymaktadır? Somutlaştıramadıkları her şey ufak da olsa bir kaygı yaratmaz mı? Görmedikleri “mikrop” kadar belirsiz değil mi? Okullar tatil olmadan sınıf gözlemi yaptığımda iki çocuğun konuşması dikkatimi çekti. Biri diğerine şöyle diyor? “Biliyor musun korona virüsü diye bir şey varmış. Çok tehlikeliymiş. İnsanları öldürüyormuş. İtalya’da birçok kişi ölmüş.” Diğer çocuk da “evet, bende annem ve babam konuşurken duydum, gerçekten öldürüyor mu?. Artık diğeri de şu bilgiye sahipti. “Korona virüsü, öldürücü”. En kötüsü de bunun nereden geleceğini ve somut olarak nasıl bir şey olduğunu bilmemeleriydi. Bu şu demek oluyor ki çocuklar dünyayı bizlerden çok farklı algılamaktadır. Korona virüsünü bizim algıladığımız gibi algılamaları maalesef imkansız. Onların somut dünyasında mikrobun, virüsün, ölümün ya da hayaletin nasıl bir somut bir tarifinin olmadığını unutmamak gerekir. Bu süreçte hastalıklardan çok iyileşmeler ya da sağlıklı olmak için neler yapılabileceğinin üzerinde durmak daha etkilidir. Birçok mikrop ya da virüs olsa da kontrolün bizim elinde olduğu vurgulanmalıdır. Çünkü çocuklar en çok bunu duymak isterler. BİR ÇOCUĞUN ALGISI Bir çocuğun algısı “korona virüsü öldürür” ise çocuklar bu bilgiyi geneller. Öyleyse ben de, babam da, annem de, dedem de, ninem de ölecek. Çocuklar birçok bilgiyi genellediğine göre bunu da genelleyecektir. Ardından bir süre bu korkuyu hayal dünyasında yaşatacak bazısı da büyütecek ve semptomlar ortaya çıkacak. Alt ıslatmalar, bebeksi konuşmalar, gece terörleri, kekelemeler, parmak emme, tırnak yeme, eskiden yaptığı birçok davranışını tekrarlama, öfke, korkular, ayrılık kaygısı, tek başına uyuyamama vb. Anneyi ya da babayı korumak adına onları üzmek istememe, yanlarından ayrılmak istememe, gece onlarla uyumak isteme ya da gece uyanıp kontrol etme, yan odaya dahi gittiğinde kaygılanma, işe gitmelerini istememe gibi kaygı ve kontrol davranışları da gelişebilir. Bunun sebebi tek bir bilgi “korona virüsü öldürür”.... Bu bilgiyi çocuğun dünyasında değiştirmediğiniz sürece bu semptomlar belki de isim değiştirerek devam edebilir. Bunun için çocuğunuz “korona virüs” ünü duymuşsa onların dünyasında ya da algısında ne anlama geldiğini bilmeniz en önemlisidir. Buna dair düşüncelerini, duygularını ya da bedenindeki duyumlarını mutlaka kontrol etmelisiniz. Çocuğunuz okulda arkadaşıyla paylaştığını sizinle paylaşmayabilir. Bunun için eğer bu gündemin içerisindeyse onun dünyasından ne düşündüğünü, hissettiğini ya da bedeninde neler olduğunuzu anlamak gerekir. EVDE KALMAK Bunların yanında bu süreci çocuktan, yaşlıya hepimiz yaşıyoruz. Bu hepimizin ortak gündem maddesidir. Çocukları da hiç bir şey yok gibi gündemden soyutlayamayız. Çünkü az önce anlattığım gibi arkadaşından, konuşmalarınızdan, haberden, misafirinizden öğrenmiş olabilir. Hiç öğrenmemiş olsa bile bir takım değişimlerin olduğunu her çocuk fark eder. Eskiden bu kadar sık el yıkamayan bir ebeveyn daha çok yıkıyor ve detaylı yöntemleriyle... Daha önce marketten bu kadar çok alışveriş yapmadığınızı gören çocuğunuzun şaşkınlığını düşünün. Bir sürü dezenfektan ürünleri... Okula ya da dışarıdaki parka gidememek. Kısacası evde kalmak... Maskeler takılması... Bir hayat döngüsünün ya da rutininin bir anda değişimi... Gerçekten bizim için bile bu kadar zorken ve uyum sağlayamamışken çocuklar için ne kadar kafa karıştırıcı olduğunu unutmayın. Belki de bu karmaşada onlara açıklama yapmayı bile unutuyoruz. Fizyolojik ihtiyaçlarımızın peşine düşüp marketlere saldırma sürecine girdik. Elbetteki ilk olarak fizyolojik ve sağlık açısından güvenlik ihtiyaçlarımızdır. Temel ihtiyaçlarımızdan güven duygusu bizim olduğu kadar çocuklarımız için de oldukça hayatidir. Bu süreçte çocukların en çok ihtiyaç duyduğu şey güvende hissetmeleridir. Güven dolu bir evin ve ebeveynlerinin varlığıdır. Bu süreçte çoğunuzun kendini güvende hissetmesi iyileştiricidir. Fakat bizde olmayan bir şeyi çocuklarımıza aktarmak da imkansızdır. Bizim de süreci ne çok kaygılı ne de çok duyarsız takip etmememiz gerekir. Bir çocuk için en kötü şey “kafa karışıklığıdır.” Kafası karışık çocuklar bir çok psikolojik problemler yaşarlar. Biz psikologların görevi o kafa karışıklığını dağınık bir odayı düzenler gibi toparlamalarına yardımcı olmaktır.. Yanlış bilgileri bilişsel müdahale yaparak düzeltir ve yerli yerine koymasını sağlarız. Önemli olan bu sürecin oluşmaması için neler yapılması gerektiğidir. Öncelikle ebeveynler bu süreci kendi içlerinde değerlendirmeliler. Şu an eskiye göre neler değişti ya da değişecek bunlar belirlenmeli ve çocuğun gözünden tahmin yürütülmelidir. Korona, bir anda hayatımızı etkiledi ve hızlı bir şekilde tüm dünyadaki insanları etkisi altına aldı. Değişimler öngörülemez şekilde bir anda oluştu. Sadece bu süreçte çocuklara açıklanmamış bile olsa artık açıklanması gerektiğidir. Peki nasıl açıklanmalı? Korona virüsü duymuş ya da duymamış çocuklar olarak ikiye ayırabiliriz. Korona virüsü duymamış ama evde bir takım değişimleri gözlemleyen çocuklar için onun anlayabileceği kadar anlatılmalıdır. Çok fazla ayrıntılı bilgi ardından daha fazla soruyu getirerek sizi zorlayabilir. Hastalıktan çok sağlıklı kalmak üzerine konuşmalar yapılmalıdır. Bu süreçte daha sağlıklı kalmamız ve sağlığımıza daha çok dikkat etmemiz gerektiği yinelenmelidir. Neden eskisinden daha çok el yıkıyorum? Bir süre sağlığımıza eskisinden daha çok dikkat etmemiz gerektiği konusunda bilgilendiğinizi söyleyebilirsiniz. Hastalanmamak için bu sağlık kurallarına uymanız gerektiğini çocuğunuzun da uyması gerektiğini anlatmalısınız. Küçük yaş gruplarına gözle göremeyeceği (virüs, mikrop) tanımlamalar yapmak daha çok kaygıya sebep olabilir. Belirtilerini söylemekten kaçınınız. Her ateşlendiğinizde ya da öksürdüğünüzde her an hasta olacağınızı düşünebilir. Her daim iyileşmeye vurgu yapmaya çalışın. Böyle bir hastalık var fakat iyileştirmek için çok iyi doktorlarımız da var. Aynı zaman da iyileşmek için biz de çok iyi şeyler yapıyoruz. “Biz hasta değiliz sadece hasta olmamak için kendimize iyi bakmamız ve sağlıklı kalmamız için bu önemleri alıyoruz” denmelidir. “Biz sağlıklıyız ve sağlıklı kalmak için elimizden geleni yapıyoruz.” Üzerinde önemle durulmalıdır. Panik ortamı yaratılmamalıdır. SAĞLIĞIMIZI KORUMAK Neden çok yiyecek alıyoruz? “Çünkü bir süre sonra daha sağlıklı kalabilmemiz için bizim için güzel planlar yapılıyor. Bizim için bir sürü şey düşünülüyor. Bunlardan birisi de bir süre evde kalıp kendimize iyi bakmak. Sağlığımızı korumak. Hem birlikte birçok oyun da oynamış oluruz.” Neden okula gidemiyorum? Doktorlar bu süreçte kendimize daha iyi bakmamız ya da başka arkadaşlarının daha sağlıklı olması için dinlenmemiz gerektiğini söyledi. Öksürdüğümüzde ya da hapşırdığımızda birbirimize hava yoluyla geçebilir. Her çocuk dirseğine öksürmesi gerektiğini bilmeyebilir. Bazıları yanlış olsa da avuçlarına öksürebilir. Herkesin sağlık kurallarını daha iyi öğrenebilmeleri ve ondan sonra okula dönmeleri gerekiyor. Hasta olan çocukların da birbirine bulaştırmaması için ve hepimizin sağlıklarını korumaları için bir süre evde kalacağız. Korona virüsü duymuş çocuklarınız için ise özellikle okul öncesindeyse onun ne anladığını dinlemek çok önemlidir. Açıklama yapmadan önce onun yanlış bilgileri düzeltilmelidir. Korona virüs denilince gözünün önüne nasıl bir şey geliyor çizdirilmelidir. Korona virüs çizdikten sonra onunla ilgili düşünce, duygu ve beden duyumları konuşulmalıdır. Aklından şimdiye kadar neler geçtiği, nasıl hissettiği dinlenilmelidir. Ardından korona virüsle ilgili düşünce ya da duygular geçtiğinde bedeninde nerede hissedildiği de sorulmalıdır. Örneğin; ellerim titriyor, midem bulanıyor, başım ağrıyor, kalbim çarpıyor gibi... Bunu yapmak bile bir çok çocuğa iyi hissettirecektir. ‘NASIL KONUŞMALIYIZ’ Korona virüsü öğrenen çocuklarla nasıl konuşulmalıdır? “Bu hayatta bir çok hastalık olabilir. Bu da onlardan birisidir. Önemli olan hastalık olması değildir. Hastalıklara karşı nasıl önlem aldığımızdır. Şu an sağlığımızı korumak için evde olacağız, bir süre evde kalacağımız için daha fazla yiyecek almamız, sağlıklı kalabilmek için eskisinden daha çok el yıkamamız ya da temizlik yapmamız gerekir. Ama hayat devam ediyor. Yine aynı saatte yemek yiyoruz, oyunlar oynuyoruz. Şanslısın ki daha çok oynama şansımız var. Bu hastalıkla ilgili de birçok çözüm bulunacak. Doktorlarımız çok çalışıyor ve iyi ilaçlar bulacaklar. Sonra eskisi gibi normal hayatımıza devam edeceğiz. Her zaman böyle olmayacağız. Bu geçici bir süreç.. Sağlığımızı koruma süreci... Bu sağlığımız için yaptığımız en güzel şeylerden bitanesi.” Hayatta ne yaşanırsa yaşansın hepimiz için özellikle çocuklar için “hayat devam ediyor” mesajı verilmelidir. Eve kapandığımız bu günlerde hafta sonu evde olduğumuzda nasıl rutini takip ediyorsanız aynısını yapın. Unutmayın, çocuklar kaygıyı anne babalarından ya da ona bakanlarından alırlar. Bu dünya genelinde zorlu bir süreç ne dozundan fazla ne dozundan az ilgilenin. Eskisinden daha fazla korumacı davranışlar sergilemeyin. Çocuklar ne olursa olsun hayatın bir şekilde devam ettiğini görmek isterler. Siz de sağlıklı kalma temaları üzerinde konuşmalar yapın. Soru gelmedikçe bilgi yüklemeleri yapmayın. Yanlış bilgiler varsa doğru bilgilerle müdahaleler yapın. Aile içindeki kaygılı konuşmalarınıza dikkat edin. Unutmayın ne olursa olsun “hayat devam ediyor”...