Dünya Kupası'na 6 gün kaldı, yaşasın. 'Çökerim ekranıma, kapanma çekilir misin önümden, tutun bana ama devre arasında' dönemi başlıyor. Fenerbahçe'yi şampiyon yapacaklar. Fenerbahçe'yi şampiyon y...

Dünya Kupası'na 6 gün kaldı, yaşasın. 'Çökerim ekranıma, kapanma çekilir misin önümden, tutun bana ama devre arasında' dönemi başlıyor. Fenerbahçe'yi şampiyon yapacaklar. Fenerbahçe'yi şampiyon yapmayacaklar. Trabzonspor'u şampiyon yapacaklar. Trabzonspor'u şampiyon yapmayacaklar. Beşiktaş'ı şampiyon yapacaklar. Beşiktaş'ı şampiyon yapmayacaklar. Başakşehir'i şampiyon yapacaklar. Başakşehir'i şampiyon yapmayacaklar. Süper Lig'de yer alıp ta şampiyonluk yaşayan, bu senede yaşama ihtimali ve de yaşayamama durumu olan takımlarımız. 4'de bir şampiyon olma, 4'de bir de olmama ihtimali var zaten. Garanti cepte. Bunlardan birini diyen zaten 8'de bir oranında, bilmiş olacak. 8 kişiden 1'i kesin bilecek. Yüksek oran %12,5. Sonra da 'ben demiştim' diyecek. Çok bilinmeyenli denklem sanki. Salla sallayabildiğin kadar ya tutarsa. Çifte mutluluğum var. Dünya Kupası geldi, çattı. 34 gün de Süper Lig maçları yok. Kafamız rahat. Diğer liglere, amatörlere bakacağız gari. Final 12 aralıkta, daha uzun süreydi, keşke.
34 GÜN SÜPER'İMİZ YOK
Sadece şampiyonluk tahminleri mi ? Her şeye ara vermiş olacağız. Hoş televizyonlar maçları, pozisyonları ısıtıp ısıtıp önümüze sürecek. Dün ak dediklerine bugün kara diyecekler. Biz de yutacağız. Oh ne güzel valla. 'Bu hakemlerle lig bitmez', 'VAR'a yabancı hakemler gelsin', 'Yok arkadaş hepsine yabancı hakemler gelsin' gibi ulvi sözler duymayacağız. Bu geyik muhabbetleri derin bir nefes alacak. Yaşamaya döneceğiz. 34 gün sonra her şey çok daha güzel olacak. Nasıl olsa maçlar yok. Hakemler de yok. Hakemsiz maç da olmayacağına göre. 'Kara gömlekliler' diyorlardı. Onu da diyemeyecekler, yazamayacaklar. Allı, morlu, pembeli kıyafetler çıktı da kara tarihe karıştı. Gözler, ruhumuz kupada olacak, kıskanacaklar. Tam da çeki düzen verme zamanı.
HER ŞEY GÜZEL OLACAK
Biraz da öyle veya böyle özleyeceğimiz maçlara, ara verişimizden bahsedelim. Maşallah herkes pek bi centilmen oldu. Ligi özleyecekler ya ondan mı acaba ? Net olarak gördüğü halde sakatlanıp yerden kalkamayan kalecinin üstünden atlayıp, utanmadan sıkılmadan boş kaleye topu vurarak, kaleci hala yerde diye bir de bakmayıp tribüne koşanı, o haram prim cebine indireni gördükten sonra. Yine de güzel olumlu, pozitif sahneler bunlar. Tecrübeli kaleci, daha ilk maçında hatalı gol yiyen 17 yaşındaki kaleciye teselli etmek için kalesinden, diğer kaleye koştu, sarıldı. Üstelik berabere biten maçta futbolcu hakeme sarıldı, diğeri de dananın altında buzağı aramadı, çak hareketi yaptı. Hakem tribünden seslenen çocuğa, kartlarını hediye etti. TFF de bir karar aldı. Maçın hakemi seremoni sonrası yedek kulübesine giderek, teknik adamla tokalaşıyor. İyi güzel de eksik oldu. Hakem niye ayağına gitsin. Ortak bir yerde. Mesela, oyuncu değişikliğinin olduğu yerde, üçü buluşsun. Tokalaşsın, herkes de görsün. Hem elini uzatmayan filan olmaz. Hem de yedek kulübesindeki ikinci teknik adama biraz ayıp olmuyor mu ? Diploması olan, diplomasını kullananın arkasında kalıyor, tokalaşılmıyor onunla. Tam bir kaos. Huzursuzluk yaratır.
BABACAN KSK, OK GS FORMASIYLA
Güzel ülkemin her yerinde, futbol aday hakem kursları açıldı, açılmakta daha da açılacak. Neye göre yapıldığını bir türlü bilemediğim ön elemeler de mülakatlar da yapılmakta. Hakem sahada düdüğüyle konuşur ki. Oda da düdük yok, çene var sadece. İyi konuşan, iyi hakem olur demek değil. Biz konuşmasını beceremeyen ama sahada 'hakem işte' dedirteni gördük de. Hilmi Ok ile Doğan Babacan hocalarım, Allah gani gani rahmet eylesin. MHK Başkanlığımı yaptılar. Boyları da kısaydı. Çok hızlı bazen de anlaşılmaz şekilde konuşurlardı. Ama hakemlikleri süperdi. İkisi de şimdinin Süper Ligi'nde oynamış isimler. Şu an aday hakemliğe başvursalar alınmazlardı, kısa diye. Her iyi futbolcu da iyi hakem olacak diye bir şey yok. Hakemlik bir yetenek, bir meleke. Tıpkı sanatçılık gibi. Öyle top oynamışlıkla, boy posla hiç alakası yok. Her şey sahaya çıkınca belli olur. Odadan çıkışından, belli olur iyi hakem. Anlarız, biliriz.
TEBRİKLER SAĞLIKÇILARA
Maşallah nazar değmez, inşallah. Maçlara gidiyorlar, devamlılık harika. Bir de ambulans olursa. Dernek kuruldu. Birlik beraberlik olunca, daha iyi oluyor bu işler. İzmir'de cumartesi ve pazar günleri toplamda 216 maçın sadece 2'sinde sağlık görevlisi  yoktu. Katılım oranı yüzde 99.99 gibi bir rakam çıkıyor. Muhteşem, harika bir tablo. Kadir, kıymet bilelim. Sağlıkçıların da hastalanmaya hakkı var, değil mi ? Son dakika, maç öncesi olsa da. Gidemeyebilirler, haliyle. İlk müdahaleleri yerinde yapıyorlar. Hastaneye, acil servise pek bir iş kalmıyor. İzmir Futbol Saha Sağlık Görevlileri Derneği'nin tüm güzide başkan ve üyelerini, emekçi sağlıkçı kardeşlerimi kutluyorum. Emeğinize, elinize, yüreğinize sağlık. İyi ki varsınız.
O BİR EŞREFPAŞALI
Yeni gelen, adettendir. İlk işleri İHK başkanlarını ve üyelerini görevden almak, kenara çekmek olur. Bu kararın olumlu tarafı da oldu, ancak her zaman değil. Çok sakıncalı sonuçlar da ortaya çıktı. Olan kime olur biliyor musunuz ? Yükselmeyi bekleyen, hak eden gençlere. Sonra da 'hakem yetişmiyor ki, alttan gelmiyor ki' deniyor. Torpilliler, işi bilenler hariç, onlara bir şey olmaz. İstanbul'da Orhan Erdemir, Ankara'da Cem Papila İl Hakem Kurulu başkanlığına getirildi. İzmir'de neden bekledikse, uzun zaman geçti. Sabredildi. Göreve devam edildi, onay beklemeksizin. Mevcut İHK Başkanı Dr.Raci Köprülü tekrar başkanlığa getirildi. Çok doğru bir karar, Sabri Çelik MHK başkanımı kutluyorum. İzmir'de doğrum karar. Güneş balçıkla sıvanmaz. Değiştirmek olsun diye değiştirmediğiniz için teşekkürler. Okumuş, düşünen adamdır, sorgulayıcıdır, yorum yapar, eğitim şart der. Talimatla iş yapmaz. Ee ne de olsa o bir Eşrefpaşalı. Dr.Raci Köprülü ve ekibini kutlarım. Ekibinde Gürhan Güneykaya, Ramazan Nazlı, Erhan Akkoç, Akın Kurnaz, Mustafa Erdoğan, Yaşar Can Temizel, Hayati Doğan ile Yusuf Kanbur kardeşlerim görev yapacak.  İlhami Sayılan, Tufan Akçay ile İhsan Uğraş hocalarım da hizmete bir süre ara verdi, teşekkürler. İkinci memleketim Diyarbakır'ı da takip ediyorum Âdem Elgörmüş başkanlığa getirilirken, kurula da Özcan Çiçek, Serkan İpek, osman Tokar, ile Ufuk Şen getirildi. Genç isimler, herkese, hepsine başarılar, adil kararlar. Hayırlı uğurlu olsun Allah utandırmasın.