Hazine arazisi dediğiniz zaman o tanımın anlamı şudur, Kars’ın Sarıkamış’ındaki, Tunceli‘nin Pertek’indeki, Hakkari’nin Yüksekova’sındaki hazine parseli ile Çeşme’nin Alaçatı’sındaki Hazine parseli ay...

Hazine arazisi dediğiniz zaman o tanımın anlamı şudur, Kars’ın Sarıkamış’ındaki, Tunceli‘nin Pertek’indeki, Hakkari’nin Yüksekova’sındaki hazine parseli ile Çeşme’nin Alaçatı’sındaki Hazine parseli aynı anlamı taşır. Hazineye kayıtlı her bir milimetrekare vatan toprağı her bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının ortak mülkiyetidir. Nasıl ki Türkiye’nin en doğusunda Ardahan’ın Çıldır ilçesindeki vatandaş, burada hava şartları çok çetindi, kışın kar boyu 5 metreyi geçerdi, en yakın evler arası kar içinde tünel kazılırdı, okul yolları kapanırdı gerekçelerine sığınmadan, herhangi bir imtiyaz beklemeden yüzyıldır o topraklarda yaşamaktaysa... Çıldır’daki hazine parselinde Çeşme’de yaşayanın da hakkı varsa, Çeşme’de yaşayanın da oradaki hazine parselinde hakkı vardır. Hazine mülkleri herkesin ortak mülkiyeti olduğu için kutsaldır. Çeşme’de Sadece İmar Barışı bahane edilip son 2 yılda 1000 üzeri hazine parseline bir takım uyanıklarca el konmaya çalışıldı. 1000’den fazla yapı kayıt iptali söz konusu. Bunun dışında yıllarca, turizm imarlı alanlara konut yapımı, kıyı ihlali, hazine ihlali, termal alanların, dere yataklarının konutlaşması, rezidanslar, çok katlı blok yapılaşma gibi nice suçların membağı oldu Çeşme. Anayasa’da tanımlı, kıyı kanunu ilçemizde geçerli değildir diyen meclis kararı bile almaya cüret etmiş bir ilçedir. Buna rağmen dokunulmazlığını hep korumuştur. Çeşme’de Alaçatı Belde belediyemiz Başkanı Remzi Özen gözaltına alınmıştı. O’nun bıraktığı koltuğunu Meclis içinden dolduran Muhittin Dalgıç kısa bir süre sonra Fare Kapanı operasyonunda, birçok ilçe ve belde belediye başkanları ile beraber gözaltına alınmıştı. Alaçatı belde belediyesinden sonra Çeşme ilçe belediyesi başkanlığı görevi üstlenecekti. Her iki içeri girmede, olayın suç ve suç unsuru yapılar oldukları yerde kalacaktı! Geçmiş yıllarda yüzlerce soruşturmaya konu olmasına rağmen, soruşturmaya yer olmadığı, ifadesi ile dosyaların bir bir kapandığı Çeşme, seneler senesi dokunulmazlığını korumuştu. 22 yıldır Yargıtay safahatında açık olan dosyası ile Alaçatı yargı konusunda da oldukça şanslı aslında. Petek evler, hazine arazisi üzerine yapılalı 30 yıl geçmiş. Önce hazine ve belediye mahkemelik olmuş, sonra itirazlar Yargıtay’a taşınmış. İhtiyati tedbirler gün gelmiş kalkıvermiş, gün olmuş yeniden konmuş, ama dosyanın Yargıtay safahatı 22 yıldır bitememiş. Bir türlü yargıya konu olamamış fakat sıklıkla gazetelere manşet olmayı başarabilmiş Muhittin Dalgıç Çeşme Başkanlığı dönemi tüm gizemini korumakta. Neden mi? Soruşturmaya gerek yoktur kararı, aslen, bir kişinin yargılanıp kendini aklama şansını dahi elinden alan bir karardır. Ülkemizde belediye başkanlarının yargılanması onayı İçişleri Bakanı onayına tabidir. Bu durum ülke genelinde siyasi konjonktüre göre şekillenmekte, siyasete yön verecek manevralar gibi kullanılmakta. Oysa görevini kötüye kullanan, görev ihmali veya suiistimali suçu işleyen herkes yargılanabilmeli, veya suç işlemediğine dair kendini yargı önünde aklayabilmeli idi. Öyle olabilseydi, Çeşme coğrafyası asla tehdit altında kalmayacaktı! Bir Başkan aynı anda Çeşme coğrafyasını katleden, aynı anda koruyan kişi olabilir mi? Yıllardır “Çeşme coğrafyası katlediliyor” diyoruz, bugün, birden, aniden, tüm bunlar hiç olmamış gibi, toplu halde çıkmışlar, “Çeşme coğrafyası katlediliyor” diyorlar… Gülelim mi? ağlayalım mı? Yine de geçmişini iyi bilen… Ayrıca (!) kamunun devamlılık ilkesini unutmayan birileri bu feveranları biraz fazlaca cüretkar bulabilir diyoruz, aman dikkat!