Ülkemizin güneybatısının 10 ilini kapsayan büyük bir deprem felaketi geçirdik. Adeta sözün bittiği yerdeyiz. Hepimiz...

Ülkemizin güneybatısının 10 ilini kapsayan büyük bir deprem felaketi geçirdik. Adeta sözün bittiği yerdeyiz. Hepimiz adeta televizyonlarımızın başında olay yerinden gelecek haberlere kilitlendik. Şu an memleketin her yerini adeta acı dolu sis bulutu kaplamış durumda. Yüzyılın felaketi olarak gösterilen bu vahim olayda, deprem bölgesinde depremi doğrudan yaşayan vatandaşlar ve dolaylı olarak depreme tanık eden bizler benzer duygular yaşıyoruz. Depremler, travmatik stres bozukluğuna neden olma ihtimali olan büyük doğa olaylarıdır. İnsanın en güvenli yeri olan bedeninin üzerinde durduğu zeminin her an sallanması insanda büyük korku ve kaygılara neden olur. Bu korku ve kaygı, insanın kontrolünü kaybetmesine sebep olabileceği gibi kişinin kendini koruma duygusunda da güvensizlik yaratır. Depremin şiddetinin büyük olmasına bağlı gelişen artçılarının sıklığı ve yüksek olma gerçeği özellikle o bölgede bulunan vatandaşlarımız için sürekli çaresizlik ve tetikte olma durumu yaşamasına neden olmaktadır. Bu sürekli tetikte olma hali kişide psikolojik ve davranışsal sorunlara neden olabilir. Bu durum gerek televizyonda gerekse sosyal medyada yapılan acı dolu paylaşımları takip eden bizler için de duygusal, fizyolojik davranışsal sorunlara neden olacaktır. Özellikle dayanışmanın çok önemli olduğu şu günlerde o bölgedeki insanların ihtiyaçlarını gidermede depreme dolaylı yoldan tanıklık eden bizlere çok fazla iş düşmektedir. Evet, bizler depremden doğrudan etkilenmedik ama depremin kendisi büyük bir travmatik olay olması gerçeğinin yarattığı olumsuz etkiler sürekli ekran başında izleyen bizler için stres tepkileri vermemize neden olacaktır. Özellikle bugünden sonra oluşabilecek yüksek dayanışma ve destek ihtiyacına cevap verebilmemiz için bizlerin bu ihtiyacı karşılayacak gücü kendimizde bulabilmemiz çok önemlidir. RUHSAL SAĞALTIM Bu yüzden herkesin kendi ruhsal ve bedensel sağaltımımızı sağlaması için bireysel sorumluluk alması gerekliliğini unutmayalım. Özellikle tüm sosyal medya, görsel ve işitsel basın yoluyla ile elimize geçen haberler stres tepkimizi tetikleyecektir. Bu acı dolu görüntülere sürekli maruz kalmak kendimizi korumamızın önüne geçeceği gibi süreci takip eden ve yapacağımız yardımlarla sürecinde önemli bir parçası olan bizlerin işlevselliğini de baltalayacağını unutmayalım. Bu süreçte, uyku düzenimiz bozulabilir, sinir sistemimizin bozulması ile yorgunluk, duygusal uyuşma, sinirlilik ve baş ağrıları görülebilir. Depremin yarattığı veya yaratacağı bu ve buna benzer olumsuz psikolojik etkileri ile mücadele edebilmek ve süreci yönetebilmek adına; beslenmemize, uykumuza gerektiği gibi özen göstermek, yakın bulduğumuz aile veya arkadaş çevremizle duygularımızı paylaşmak depremin yarattığı stresin tepkilerini dengeleyebilmemizde bizlere yardımcı olacaktır. Hayat acıdır ve içinde ne kadar güzellikleri barındırsa da bir o kadarda kötülükleri barındırmaktadır. Birlik ve beraberliğin çok önemli olduğu bu dönemde en çok aklı başında insanlara ihtiyacımız var bu gerçekle deprem sürecini yönetirken sakinliğimizi koruyup duyarlı davranmayı unutmayın. Hepimize büyük geçmiş olsun.