Hepimiz deprem bölgesini düşünüyoruz. Yitip giden canlara, yarım kalan hayallere ağlıyoruz....

Hepimiz deprem bölgesini düşünüyoruz. Yitip giden canlara, yarım kalan hayallere ağlıyoruz. İnsan hayatının bu denli ucuz olmasına katlanamıyoruz artık. Öfkeliyiz. İmara açılan tarlaları, zemin etüdünde üstü kapatılan sorunları, imar planındaki uygunsuz değişiklikleri, tercih edilen beton ve demir kalitesindeki düşüklüğü, bu malzemelerin kullanımındaki orantısızlığı, çürük yapıları sözde denetleyen ve onaylayanları, bu onaylara sırtını dayayarak insanlara hem de milyonlarca liraya yuva diye mezar yeri satanları düşündükçe büyüyor öfkemiz. "Kolon keseyim" diyene, "Dur bakalım" diyemeyenlere bu hayret edişimiz. Kaçak yapıları, oy kaygısıyla affedenlere bu sitemimiz.  Şüphesiz her bir adımda adı geçen, imzası olan herkesin hak ettiği cezayı almasını bekliyoruz. Adı geçen, imzası olan herkesin... Çünkü burada cehalet desen var, ihanet desen var. Kabul edemeyiz.      İlk şoku atlatınca deprem vergilerini sorduk. Öyle ya, yardımlar yapılıyordu tamam; ama bu iş için yıllardır toplanan paralar vardı. Neredeydi? Bazı eski bakanların açıklamaları gündeme geldi. Deprem vergilerinin, yollara, eğitime, bazı desteklere harcandığı iddia ediliyordu. Tepki çekti. "Konu bu mu şimdi!" dediler. Vallahi millet için konu gayet paraydı. Kimse kusura bakmasın, aç karnını doyuramayan, kirasını ödeyemeyen insanlardan, yeniden para istenmesi iyi şeyler düşündürmedi.  DEPREMZEDE BORÇLANMASIN     Kaçarken yakalanan müteahhitleri görünce aklıma geldi. Hapis yatacaklar tamam. Ama başka sorumluluk almayacaklar mı? Küçücük bir mikser alıyorsunuz, telefon alıyorsunuz. Teknik servis ile ayrı, tüketici hakkıyla ayrı görüşüyor, hakkınızı arıyorsunuz. Ayıplı mal, ya değişim ya da iade yapılıyor. Peki birkaç maaş tutarındaki harcama için uygulanan yönetmelik, bir ömür çalışıp alınan evlerde neden işlemiyor? Bu doğal afetin felakete dönüşmesinde tedbir almayan, hile yapan, rüşvet alan herkes katil, tamam. Bununla yargılansınlar. Ancak evler, iş yerleri ne olacak?      Yıkılan yapıları, yaparken çaldıkları gibi geri  ödesinler. Bu evler de ayıplı değil mi? Neden "depreme dayanıklı" diye aldığı evi yıkılan, işi, tüm hayatı darmadağın olan vatandaş bir daha borca sürükleniyor? Halk yardımlaşacak evet. Ama daha önemlisi devlet afetzedeye sahip çıkmalı. Hükümetin topladığı vergilerle depremzedelere borç harç çıkarmadan yeni bir hayat kurulmalı. Burada bir fatura çıkacaksa insanların evsiz barksız kalmasına neden olanlara çıkarılmalı.  DASK NE YAPACAK?      Bu aşamadan itibaren Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) nasıl bir yol izleyecek, merak ettim. Türk Reasürans & Doğal Afet Sigortaları Kurumu Genel Müdürü Selva Eren'in açıklamalarına göz attım. Açıklama şöyle: "6 Şubat 2023’te yaşadığımız Kahramanmaraş depremleri ve yaşanan büyük artçı depremler çok sayıda ilimizi etkiledi, acı kayıplar yaşadık. Hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.      Deprem sonrası sürdürülecek çalışmalarda Kurumumuza da büyük sorumluluk düşüyor. Bu sorumluluğun farkındalığı ile vatandaşlarımıza bir an önce maddi güvence sağlamak adına harekete geçtik. Bu amaçla, ilk olarak Ankara Olağanüstü Yönetim Merkezimizdeki ekiplerimize, İstanbul ekiplerimizin de katılımıyla tam kadro çalışmalarımızı başlattık. Ayrıca, yöneticilerimiz ve hasar ekiplerimiz ile aynı gün içinde bölgeye intikal ettik. Depremden etkilenen vatandaşlarımıza en hızlı şekilde hizmet vermek amacıyla bölgede kuracağımız mobil ofislerin ve deprem TIR’ımızın konuşlanacağı yerleri tespit ettik. Deprem TIR’ımız ilk olarak Kahramanmaraş’a yerleşerek hizmete başlamış olup, diğer mobil ofislerimiz ise 13 Şubat itibarıyla faaliyete geçecektir.  'ÖDEME KAPASİTEMİZ 117 MİLYAR TL'       Bugüne kadar finansal ve operasyonel tüm hazırlıklarımızı, coğrafyamızda meydana gelebilecek olası büyük bir depremi göz önüne alarak yaptığımız için tüm birimlerimiz ve finansal ödeme gücümüzle üzerimize düşeni yapmak için hazırlıklarımız tamdır. Bugün itibarıyla biriken deprem fonlarımız 23 milyar TL seviyesinde olup, sigortacılık tekniği çerçevesinde bu tutarın üzerine eklediğimiz ciddi miktarda reasürans koruması ile toplamda 117 milyar TL ödeme kapasitemiz ile bu ve benzeri birçok depremde sigortalarımızın hasarlarını tazmin edecek finansal güce sahibiz.        Operasyonel süreçlerde ise, olası büyük bir afete hazırlıklı olmak adına yenilediğimiz bilgi sistemleri altyapımız, beklediğimiz performansta, sorunsuz ve kusursuz hizmet sunmamıza imkân sağlamaktadır. Alo DASK 125, e-devlet ve web sitemiz aracılığı ile kesintisiz şekilde hasar ihbarı almanın yanında diğer kamu kurumlarının yaptığı tespitler doğrultusunda sigortalılarımızdan ihbar gelmesini dahi beklemeden hasar süreçlerini başlatıp ödemelerini gerçekleştiriyoruz.       Şu ana kadar tarafımıza ulaşmış 30 bini aşkın hasar ihbarı işleme alınmış olup eksper görevlendirmelerine başladık. Depremin üzerinden henüz 24 saat geçmeden ilk hasar ödememizi gerçekleştirdik ve hasar ödemelerimizi hızla sürdürüyoruz. DASK olarak, bağlı bulunduğumuz Hazine ve Maliye Bakanlığı’mız ve düzenleyici üst kurumumuz Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu’muzdan destek alarak tüm ekibimiz ile, gerek bölgede gerekse merkezimizde görevimizi yerine getiriyoruz. Hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz."     Devletin afetzedeye kol kanat gerdiği ve böyle acıların bir daha yaşanmaması için zincirin her halkasının gerekli dersi, tedbiri ve sorumluluğu aldığı müreffeh bir ülke diliyorum.  Tuğçe Doğaneli Kamacı