Karıştırmayalım, psikopat ile sosyopat aynı şey değil! Psikopat, psikopatlık yapmadan önce, yaptığı sırada ve yaptıktan sonra bellidir. Sosyopatın şöyle bir farkı vardır; katil olduğunu belli etmez....

Karıştırmayalım, psikopat ile sosyopat aynı şey değil! Psikopat, psikopatlık yapmadan önce, yaptığı sırada ve yaptıktan sonra bellidir. Sosyopatın şöyle bir farkı vardır; katil olduğunu belli etmez. Hatta cinayetten sonra çok üzülebilir. Cinayet sırasında da üzülebilir. Ağlayabilir… Sakince kurbanını sakinleştirip öldürebilir. Bir de kelimelerin anlamlarını kaydırır. Öldürdükten sonra dönüp gözünüzün içine bakarak size ‘Barış’ diyebilir. Yapay bir bozukluktur. Bulaşabilir. Halüsinasyon meselesi vardır işin içinde. Tıbbi bir vakadır, bir reaksiyondur, literatürde yeri vardır. Doktoru vardır, ilacı vardır… Zaten akli dengesi yerinde, sağlıklı bir insana hastaneye roket attıramazsınız. Akli dengesi yerinde olan bir insana hastaneye roket attıramadığınız gibi başka akli dengesi yerinde olan bir insana da o eylemi savunduramazsınız. Ben sosyopatların söylemlerinin ciddiye alınması gerektiğini düşünmüyorum. Basittir; gel kardeşim buraya… Sen 13 yaşındaki Fırat Sımpil’i mayınla parçaladın mı, parçaladın. Bana bir daha barış deme! Otur ve utan, normal sağlıklı bir insansan… Sen Elif diye bir kızcağızı evinin önünde roketle öldürdün mü, öldürdün. Sen Yasin Börü’yü bıçaklayıp balkondan attın mı, attın. Hırsını alamayıp sopalarla parçalayıp üstünden arabayla geçtin mi, geçtin. Sonra bu çocukları öldürdükten sonra dönüp bana ‘Barış’ dedin mi, dedin. O zaman sen bir sosyopatsın ve seninle herhangi bir akli bir zeminde buluşup konuşmamız imkansız! Karıştırmayalım; bu katillerin yaptığı sıradan bir psikopatlık değil, serserilik falan değil, anlam kaydırıyorlar. ‘Demokratik’ kelimesi gibi… Demokratik buluşma, demokratik toplantı, demokratik kitle örgütleri… Bakmayın siz onlara… Demokratik kelimesinin, bu kelimeyi kullanan bazı çevrelere göre bildiğiniz demokrasi ile bir alakası yok. Bu sadece o zihniyetlerin literatüründe bir tabir. Senin literatüründe başka, onun literatüründe çok daha başka anlama gelen bir kelime… Senin bildiğin anlamda demokratlıkla, hürriyetle, özgürlükle, eşitlikle bir alakası yok! Hitler de demokratiktir. Hitler nasyonal sosyalisttir ve ağzını açtı mı kapatana kadar aynı bunlar gibi ‘Demokratik, demokratik, demokratik…’ diye diye beynini yer adamın. Hitler’in bir metnini okuyun; 40 kere ‘Demokratik’ der. Stalin de, Pol Pot da, diğerleri de… Ne kadar katliamcı diktatör varsa konuşurken ‘Demokratik’ diye lafa başlar. Bakın iki ülke söyleyeyim size, ikisinin de adında demokratik kelimesi var. Kuzey Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti. Biri adamın ağzına el bombasını sokup patlatır, yönetimin alkışlarıyla… Diğeri Demokratik Kongo’da da adamın etrafına araba lastiği geçirip cayır cayır yakarlar… Bir dikta tabiri olarak bunların demokratiklikten anladıkları budur ve sürekli anlam kaydırırlar, sürekli… Bıktırıncaya kadar, beyninizi yakıncaya kadar, mideniz bulanıncaya kadar… Barışın da anlamını kaydırdılar, demokratik kelimesinin de… Özetle… Sosyopatsınız, tedaviye ihtiyacınız var ve sizinle ne akli ne de insani bir zeminde buluşup konuşmamız mümkün değil!