Geçen haftaki yazımda yaşadığım çok üzücü dönemi ve ardından duygusal yönden nasıl sarsıldığımı sizlerle paylaşmıştım. Duygusal halimdeki olumsuzluklardan kurtulmak için neler yapabileceğimi araştırır...

Geçen haftaki yazımda yaşadığım çok üzücü dönemi ve ardından duygusal yönden nasıl sarsıldığımı sizlerle paylaşmıştım. Duygusal halimdeki olumsuzluklardan kurtulmak için neler yapabileceğimi araştırırken depresyonda olduğumu öğrenmiştim. Depresyon ve depresyondan kurtulma sürecinde öğrendiklerimi ve tecrübelerimi bugün sizlerle paylaşmak istiyorum… Depresyon nedir? Pandemi öncesinde dünyadaki bir numaralı sağlık problemi olarak kabul edilen depresyon ve nedenlerine göz atalım. Depresyon yani bilimsel adıyla “majör depresif bozukluk” neler hissettiğinizi, neler düşündüğünüzü ve çevrenize karşı nasıl davrandığınızı olumsuz etkileyen yaygın ve ciddi ancak tedavi edilebilen tıbbi bir hastalıktır. Depresyon sürekli üzüntü halinde olmaya ve yaşanan hiçbir andan keyif almamaya yol açar. Depresyon çeşitli duygusal ve fiziksel belirtilere yol açabilir. Depresyonun tek bir nedeni yoktur. Psikolojik, biyolojik ve sosyal faktörlerin her biri depresyona neden olabilir. Üzüntü depresyon değildir Bir kayıp ya da çok önemli olan bir hedef için yapılan çabaların başarısızlıkla sonuçlanması sonrasında da depresyon ya da üzüntü gelişebilir. Üzüntü ve sıkıntı verici olaylarda üzgün hissetmek normaldir. Üzgün olmakla depresyonda olmak arasında fark vardır. Örneğin; Sevdiğiniz biri ölünce haklı olarak çok üzülür “Onu kaybettim. Onu ve paylaştığımız sevgiyi çok özleyeceğim. O hep benimle yaşayacak” diye düşünürsünüz. Bu düşüncenin sizde yarattığı duygular çok dokunaklı ve gerçek bir üzüntüdür. Depresyonda ise “O öldü. Bir daha asla mutlu olamayacağım. Ondan sonra yaşamanın anlamı kalmadı benim için” gibi düşüncelere sahip olursunuz. Bu düşünceler kendinize acıma ve umutsuzluk duygunuzu tetikleyecektir. Bu nedenle depresyon ve üzüntüyü karıştırmamak gerekir. Depresyon belirtileri nelerdir?
  • Sürekli üzgün olmak veya hissetmek
  • Uykuya dalmada zorluk, sık sık uyanmak veya aşırı uyumak
  • Günlük olaylara kayıtsız kalmak
  • Aşırı yemek veya iştahsızlık
  • Yaşanan hiçbir şeyden zevk almamak
  • Sürekli kendini yorgun hissetmek
  • Konuşmada isteksizlik ve hareketlerde yavaşlık
  • Kendini değersiz veya suçlu hissetmek
  • Dikkat dağınıklığı, konsantrasyon kaybı, karar verme zorluğu
  • İntihar eğilimi
Depresyon tanısı konabilmesi için yukarıdaki belirtilerin en az iki hafta devam ediyor olması gerekir. Depresyon çocukluktan yaşlılığa kadar her yaşta görülebilir. Kadınlarda görülme sıklığı daha fazladır. Depresyon için risk faktörleri Sevdiği kişiden ayrılmak veya onun ölümü, ekonomik sebepler (işini kaybetmek, iflas etmek, ödenemeyecek miktarda borçlu olmak gibi), erken yaşta ebeveynlerini kaybetmek, kadın olmak, alkol veya madde kullanımı, boşanma, kötü ve travmatik çocukluk geçirmek, düşük sosyoekonomik düzey, daha önceden depresyon geçirmek, ailede depresyon varlığı, bazı ilaçlar, hormonal değişiklikler, organ kaybı sonrası bedensel engeller ve bazı ölümcül hastalıklar depresyon için başlıca risk faktörleridir.  Depresyon tanısı nasıl konur? Depresyon psikiyatride iyi tanımlanmış ve sınıflandırılmış bir hastalıktır. Hastadan alınacak iyi bir öykü ile tanı konur. Ayrıca hekimlerin kullandığı bir depresyon testi bulunmaktadır.