Depresyon 21. yüzyılın adı en çok bilinen psikiyatrik hastalıklarından biri.... O kadar ki artık günlük dilde çokça kullanılır oldu. Depresyon salgınından söz ediliyor. Gerekli tedbirler alınmadığınd...

Depresyon 21. yüzyılın adı en çok bilinen psikiyatrik hastalıklarından biri.... O kadar ki artık günlük dilde çokça kullanılır oldu. Depresyon salgınından söz ediliyor. Gerekli tedbirler alınmadığında bu korona virüsü geçtiğinde en büyük sıkıntımız depresyon olacak. Dolayısıyla durum ciddi… İnsanımız giderek lükse alıştı, konforu sevdi. Zorlanmak istemiyor hiçbir konuda. Zorlandığında da hemen depresif davranışlar gösteriyor. Ağız tadımız hemen kaçıveriyor. 'Hayattan zevk alamıyorum' ya da 'Yaşamanın ne anlamı var?' sözünü giderek daha küçük kişiler tarafından söylenir oldu. Suni zevklerle arzular bastırılmak isteniyor. İstediğini elde edemeyen kişi hemen ümitsizliğe düşüveriyor. Mücadele azmi, gayret giderek anlamını yitiriyor.

‘İLAHİ CEZA’

Zenginler varlıklarını kaybetmenin korkusunu yaşarken, yoksullar 'Böyle gelmiş böyle gider' anlayışında. İnançlarını kuvvetli görenler de 'Bende depresyon olmaz' diyorlar ama depresyona girince de kendini suçlu ve günahkâr görerek depresyonu "İlahi ceza' olarak tanımlıyor. Kısacası depresyon aramızda adeta kol geziyor! Depresyon, temel belirtileri isteksizlik ve hayattan eskisi kadar zevk almama olan bir hastalıktır. Uyku bozuklukları olur. Genelde uykusuzluk, bazen fazla uyuma şeklinde görülür. İştah bozuklukları olur. Bu da genelde iştahsızlık, bazen aşırı iştah şeklinde görülür. Unutkanlık, dikkat kusuru, konsantre olamama, kararsızlık, yorgunluk, cinsel isteksizlik, değersizlik duyguları, suçluluk duyguları, kendine güven azalması yaşanır. İntihar düşünceleri olur veya intihar niyeti olmadan ölümü fazlaca düşünme görülür. Sıkıntı, huzursuzluk, sinirlilik, gerginlik, endişe, korku, depresyonun sık rastlanan diğer belirtileridir. Öncelikle maskeli veya örtülü depresyondan bahsetmeliyim. Bu şuan aramızda kol geziyor. Maskeli depresyonda isteksizlik ve zevk almama gibi psikolojik belirtilerden çok bedensel şikayetler ön plandadır. Baş ağrısı, baş dönmesi, kafada boşluk hissi, adale ve mafsal ağrıları, vücudun çeşitli yerlerinde uyuşma-karıncalanma-yanmalar, kalp çarpıntısı, nefes darlığı, terleme, karın ağrısı, karında gaz-şişlik-hazımsızlık, ishal veya kabızlık, kulak çınlaması, cinsel sorunlar gibi şikayetlerdir bunlar. Bu şikayetlerle doktor doktor gezen hastalar vardır. Bir sürü tahlil yaptıran, her defasında 'Bir şeyin yok, sapasağlamsın' cevabını alan çok sayıda hasta vardır. Bu kişilerin gerçek problemi aslında depresyondur. Depresyon, vücudun bütün organlarında belirti verebilir. Çünkü bir beyin hastalığıdır, beyin de bütün vücudu yöneten organdır. Depresyon türlerinden birisi de mevsimsel depresyondur. Genellikle Kasım-Mart arasında ortaya çıkar ama ilkbaharda veya yazın çıkması da mümkündür. Yorgunluk, aşırı uyuma, karbonhidrata yani tatlılara ve hamur işlerine aşerme kış depresyonunda sık görülür. Bu dönem özelliklede insanlar kendini eve kapatmışken depresyon kaçınılmaz oluyor. Allah hepimizin yardımcısı olsun... İlk depresyon atağı genellikle yirmili veya otuzlu yaşlarda görülür. Ancak çocuklarda görülen depresyon vakaları da ender değildir. Bunlara ek olarak, yaşlılık döneminde de depresyon yaygındır. Depresyon, kadınlarda erkeklere oranla yaklaşık iki kat daha sık görülür. Bunda hormonal farklılıkların etkisi vardır ama psikolojik faktörlerin önemi de büyüktür. Yaşanan stresli olaylar, insanın beyin fonksiyonlarını bozuyor. Buda depresyona zemin hazırlıyor. Tabii. Depresyona yatkınlık oluşturan kişilik özellikleri vardır. Bunları isterseniz şöyle maddeler şeklinde sıralayabilirim: Aşırı sorumluluk duygusu, titizlik, mükemmeliyetçilik, kendilerinden ve başkalarından çok şey beklemek, kimseyi incitmemeye, herkesi hoşnut etmeye, daima iyiliksever olmaya çalışmak, bağımlılık, onaylanma ihtiyacı, kendine güvensizlik, utangaçlık, çekingenlik, içine kapanıklık, narsisizm, şüphecilik, insanlara güvensizlik, onuruna aşırı düşkün olmak, hep ya da hiç biçiminde düşünmek…