‘Dezenformasyon’

Dezenformasyon’ var gündemde. Hiç üşenmemişler bir “yasa teklifi” hazırlamışlar, içinde özellikle İzmir Milletvekili Necip Nasır’ın da olması bana “manidar” geldi ama ileri günlere bıraktım, zira beni şaşırtmadı!

Yasa önerisinde belki de en çarpıcı bölüm ‘halka yanıltıcı mesajlar’ falan yazmak, çizmek, paylaşmak… Demokrasiyi böyle yorumlamak tarihsel bir fark AKP ve MHP için. Geçecekleri tarihte kendilerine “saadetler” diliyorum şimdiden.

Bakın aklıma ne geldi? Sahi küfür kıyamet, itham hakaret mesajları yazan “troller” kimlerdi? Bugüne kadar kaç ‘trol’ ceza gördü? Onlar ‘halka doğru bilgi mi veriyorlardı?’ İzmir’de deprem oldu mesela, depremle birlikte Bayraklı halkının ‘canına okundu’. Şov günleri geçti, cenazeler toprakla buluştu; ama yaşayanların cehennem hayatı bitmedi. Ev diye yaptıkları minnacık yerleri büyük törenlerle teslim bile “edemediler”. Törene kaç depremzede alındı, merak bile edilmedi! Kendilerine ev yapılan depremzedeler, bir de üzerine borç harç yeniden tadilat yaptı. Ama başta Necip Nasır ve Sürekli Başkan olmak üzere AKP ‘her şey yolunda mesajı’ verdi durdu? Peki, halkı şimdi kim yanılttı? Dezenformasyonu asıl yapan iktidar ve yandaşlarıydı, zira gerçekleri saklamak için sürekli garip mesajlar veren onlar değil miydi?

Kendi adıma söylüyorum, bunlar beni ‘içeri attırırlar!’ Çünkü susmayı da onlara itaat etmeyi de kendime ‘şerefsizlik’ sayarım! O yasayı hazırlayanların, imza verenlerin ortak özelliğinin “basından nefret etmek” olduğunu rahatlıkla söylüyorum. Bunca yıldır “trol besleyenlerin” şimdi “halkın huzurunu” düşünmeleri akla ziyan düşüncedir.

Her şey bir yana, bunca ayrıştırma, yok sayma, cehaleti alenen övme, hoşgörüsüzlük, şiddetin artması, yabancıların kendi halkından önce düşünülmesi bu sonucu doğuracaktı, doğurdu. Şimdi tüm muhalefetin “amasız, fakatsız” bir araya “gerçekten” gelip, her şeyi de “genel başkanlardan” beklemeden, paralı siyaset yerine bilgili ve yürekli idealist siyaseti önemseyip, halkla birlikte demokrasiye sahip çıkması şart. Devir kibrin ve büyüklük taslamaların günü değil. Tanıdığım, sohbetinden keyif aldığım, dost dediğim bazı AKP’li dostlarıma da tavsiyem susmasınlar artık! AKP bir gün sıkıntıya düşerse, emin olsun ki onların dahi düşüncelerini özgürce savunmaları hakları uğruna canımı dahi vereceğim! Bugün farkında değiller de demokrasi herkese lazım!

Yüreğim sızlayarak yazıyorum. Türkiye Cumhuriyeti 100 yaşına girerken ne yazık ki “restorasyon” ihtiyacını da hissettiriyor. Çünkü Gazi Paşa’nın öl(dürül)mesinden sonra “üzerinde güneş batmayan” kibirli ve sinsi kadim düşmanın sahte dostluğunu kabul etmedik!

BU İŞİN İÇİNDE ‘İŞ’ VAR!

Tuhaf bir süreçte Bayraklı Şehir Hastanesi meselesi. Çarşamba günü saat 09.23’te çalışma odamın penceresinden çektim fotoğrafı. 2013’ten beri garip süren inşaatla ilgili Necip Nasır Efendi'nin buyurduğuna göre, hastane şimdi de gelecek ekim ayında hizmete girecekmiş. Hatta 20 Nisan 2022’de Yeni Asır’a verdiği demeçte Nasır Efendi, hastanenin alt yapı ve yol çalışmalarının da hızlandığını söylemiş. Ben başka ‘hızlanmalar’ görüyorum ama? Hastane inşaatı alanına girmek yasakmış, giden bazı dostlar geri çevriliyormuş. Hatta hastane inşaatında çalışan işçilerin, dışarıda inşaatla ilgili konuşmaları kesinlikle yasaklanmış. Fotoğrafa iyi bakın. Hastanenin tüm çevresi çok katlı apartman inşaatlarıyla dolu. Bunların hepsi ‘deprem konutu mu?’ Bu ‘deprem konutlarına’ depremzedeler mi gelecek? Yoksa bazı “ecnebi isimli” emlakçılar bu işi “farklı mı” pazarlıyor? Dağın tepesinde bunca inşaatın sebeb-i hikmeti ne ola ki? Duyumlarım fazla, inanın duyduğum için de “hoş tehditler” alıyorum ve gülüyorum sadece.

İZMİR UYANIYOR!’

Yetti artık, sabır taşı olsam çatlardım. Özledim yahu sabahları 5’te kalkmayı. Sabah oksijeni alıp yayına başlamayı. Lakin yaş da eskisi gibi değil. Şehir de TV de yok. Ama radyo var radyo!

Pazartesi gününden itibaren hafta içi her sabah 07.00-09.00 arası “İzmir’i Uyandırma” görevini aldım. ‘94.5 Radyoİzmir’deyim sabahları artık. Ne yapacağımı sormayın, en iyi siz biliyorsunuz. Telefonunuzun kulaklığını takın, 94.5 ayarlayın, erken kalkıp kahvenizi de hazırlayın ki buluşalım. Sloganımız nedir? ‘İzmir sahipsiz de yol geçen hanı da değil!’

Duyan duymayana iletsin lütfen. İzmir’in delisi, sahalara dönüyor! Pazartesi sabah bekliyorum sizi, başka sürprizlerim de var sırada.