Soğuk günlere sert içerikli yazılar! İsterdim ki sımsıcak konulardan bahsedeyim ancak birkaç sefer terapi oturumlarında önemli konulara çarptık kapıyı. Aslında birkaç sefer de değil, neredeyse hepimi...

Soğuk günlere sert içerikli yazılar! İsterdim ki sımsıcak konulardan bahsedeyim ancak birkaç sefer terapi oturumlarında önemli konulara çarptık kapıyı. Aslında birkaç sefer de değil, neredeyse hepimizde olan bir durumdan bahsedeceğim bugün. Dili kendine maşalı olmak… *** Sosyal psikologlar kişiler arası ilişkileri incelediklerinde insanların birbirlerini yargılamalarının ne kadar kolay olduğunu gördüler evet. Aynı zamanda bir insanın kendine hizmet eden, kendini kayıran ve daha pembe gören hallerini de keşfetmiş oldular. Hani başka birini yargılamak öyle kolaydır ya! Ben de bu sıralar insanlar için tam tersini keşfeder oldum. Adına kendine maşalı olmak diyorum. *** Kendini hırpalamak, ittirmek, sağa sola çekmek, ezmek, aşağılamak, sürekli olarak kendimizle kavga etmek. Böyle bir durumun içindeyken ne yaptığınızın çok da farkında olmayabilirsiniz. İç sesler burada kamçı görevi görüyor olabilir. *** Bilişsel davranışçı terapi bu durumu, temel inançlarınızda yer alan ve çocukluğunuzdan beri şekillenen şemalarınızdan dolayı kaynaklandığını söylüyor. Örneğin yetersiz olmaya dair kilitli bir öğreniminiz ve şemanız varsa, bugün bu yetersizlik hissinizle karşılaşmamak için tonlarca şey deniyorsunuz. Ama sonucunda kendini hırpalayan bir iç sesle baş başa kalmış oluyorsunuz. İşte, harika bir şekilde kendinizi maşaladınız… *** Terapide de bu sesleri gördüğümüz vakit, zamanı durduruyoruz. Çünkü yorgunluğunuzun en büyük sebebi başka insanların sizi yargılamaları ve çekiştirmeleri olmuyor. Sizin kendinizi çekiştirmenizden kaynaklanıyor. Üzerine konuşuyoruz… Bizim dilimiz neden bu kadar maşalıymış, kendimizle kavga etmeye, kendimizi dövmeye neden bu kadar yatkınmış onlara bakıyoruz… *** Dalai Lama’nın sözü geliyor sonra aklımıza. “Düşüncelerine dikkat et çünkü onlar söz olur Sözlerine dikkat et çünkü onlar davranış olur Davranışlarına dikkat et çünkü onlar alışkanlık olur Alışkanlıklarına dikkat et senin karakterini oluşturur Karakterine dikkat et çünkü o senin kaderini oluşturur Kaderine dikkat et çünkü o senin yaşantın olur.” *** Bugün söylediğim bir cümle ile bir insanı çok mutlu edip, bir diğerini çok üzebilirim. Aynı şekilde kendime söylediğim bir kelimenin bende yarattığı hisler bu kadar büyük bir etkiye sahip olabilir. Farklı kuramlar bunları farklı şekillerde açıklasa da temeli aynı noktaya çıkıyor elbette. Kendimize yarattığımız, oluşturduğumuz dünyadaki durumları, algıları, hisleri, çok kötü ve çok güzel olayları biz adlandırmış oluyoruz. Yani düşündüklerimiz ve sözlerimiz yaşantılarımız haline dönüşmüş oluyor. *** Bu durumda kendine maşalı olmanın zararları, sizi yormaktan öte, tahminimizden daha büyük etkilere neden oluyor olabilir. Konuşulması rahatlamayı sağlayabilir. Gelin, bir yerden başlayalım… Siz, kendinize ne kadar maşalısınız?