Seversiniz sevmezsiniz, takdir edersiniz etmezsiniz ancak İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin en beğendiğim icraatı şehir...

Seversiniz sevmezsiniz, takdir edersiniz etmezsiniz ancak İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin en beğendiğim icraatı şehir içi ulaşımın bir bölümünü kadınlara emanet etmesi. Direksiyonların çiçek açması hoşgörünün ve yeniliklerin kenti İzmir’i ve hoşgörü timsali İzmirliler’i mutlu eden kararlardan biriydi. 110 kadın sürücü belediye otobüslerinde güvenli bir şekilde İzmirliler’in ulaşımını sağlıyordu. Kadın sürücü sayısının artması planlanırken trafikte seyir halinde birbirleri ile kavga eden sürücülerin azalmasına da yol açan bu güzelliğe gölge düştü. ESHOT Genel Müdürlüğü’ne bağlı Konak-Halkapınar Metro 2 (253) hattında çalışan otobüsün kadın şoförü, araçtaki bir erkek yolcu tarafından darp edildi. Hem de kurallar dahilinde davranış gösterdiği için kendini bilmez, insanlıktan çıkmış, karşısındakinin bir karşı cins olduğunu unutacak kadar akli melekelerini yitirmiş bir müsvedde, şoförlere ayrılan kabini kırdığı yetmezmiş gibi kadın şoföre fiziki ve sözlü saldırıda bulunabiliyor. Sonrası mı? Bilindik hikaye. Saldırganımız gözaltına alınır. Savcılarımız belki tutuklanmasını ister ancak kanunlarımız sağolsun adli kontrol denilen hukuk garabeti yine devreye girer. Bu saldırı ilk değil belki son da olmayacak, her ne kadar son bulmasını istesek de. Kanunlarımız şiddete karşı ciddi yaptırımlara sahip olmadığı müddetçe Türkiye’de haber kanallarına bu tür haberler düşecek. Kanunlara olmazsa, bir kadına kaldırılan bu eli Allah’a havale ettikten sonra konunun bir diğer boyutuna geçelim dilerseniz. 9-10 MİLYON Muhtaç olduğu kudret damarlarında akan şanlı Türk Milleti’nin fertleri ne ara bu kadar bozuldu, iyiden iyiye tahlil etmek lazım. Resmi olmayan rakamlarla 9-10 milyon mülteciyi bu ülkeye sokarsan, Türk çocuğuna yapacağın eğitim, sağlık bütçesini onlara harcarsan, gelir dağılımını beceremezsen, istihdamı sağlayamazsan, ekmek kafalı beyinler yetiştirirsen, televizyonlardaki yayınlara denetim koyamazsan, şiddeti günlük yaşantının bir parçası imiş gibi sunarsan daha çok dövünürsün Türkiyem. Kadına şiddeti engellemek isterken, kendi hayatını kurtarmanın derdine düşen ve istemeden katil olan gencimiz hapisten yeni yeni ve güçlükle kurtulurken şiddeti değil de engellemeyi çalışanları suçlu gösteren bu yapıyla daha ne kadar gidebiliriz bilmiyorum? ÜZÜLMEK BENİM İŞİM Bu ülkede düzeltilecek o kadar yanlış var ki! Nereden başlanmalı, nasıl davranmalı. Bu benim işim değil. Ancak memleket sevdalısı bir kardeşiniz olarak üzülmek benim işim. Tam yetişmiş ya da yetişmemiş tazecik beyinlerin kapağı yurt dışına atmak için bu kadar kendilerini parçaladıkları bir ülkede yaşamak artık bana dayanılmaz gelmeye başladı. Var olan potansiyelin kullanılmaması ise bir başka üzücü nokta. Ezcümle: Bizi yönetenlerden yönetilen vatandaşa kadar herkesin elini başının üzerine koyup iyice düşünmesi lazım. Başka Türkiye yok.