“Oturun çocuklaaaar lütfen oturuuuun, kesin gürültüyüüüü” “Bugün insanlık tarihinin en önemli kırılma ve evrilme noktasından bahsedeceğiz…” İlkçağ insanı nasıl olduysa bir gün, aniden, birdenbir...

“Oturun çocuklaaaar lütfen oturuuuun, kesin gürültüyüüüü” “Bugün insanlık tarihinin en önemli kırılma ve evrilme noktasından bahsedeceğiz…” İlkçağ insanı nasıl olduysa bir gün, aniden, birdenbire dizi izlemeyi keşfetti… Buna neyin sebep olduğunu hala tam olarak çözümleyemesek de yaygın kanaat bir göktaşının gelip dünyaya çarpmasının etkisi olduğu yönündedir… Önceleri vahşi hayvanların birbirini parçalama, av ve avcı konularında başlayan dizi furyası sonra git gide artan bir hızla yayıldı. Birbirini seven iki gencin kavuşamaması, zengin kız-fakir oğlan edebiyatı, aşk, entrika, cinayet ve ihanet konularının sıklıkla işlendiği bu diziler kısa zamanda insanlığın vazgeçilmezi oldu. Dizi furyasının derinlik kazanmaya başladığı bu çağın bir başka özelliği de insanlığın yaşam alışkanlıklarını değiştirmiş olması… Bir önceki dönemde birbirleriyle iç içe yaşayan insanlık bu dönemden sonra artık farklı yaşam şekillerine evrildi. Tek düze ve çekirdek aile yapıları yerini “dizi ailesine” bırakmaya başladı… Mimari açıdan dönemi değerlendirecek olursak eğer, şunu söyleyebiliriz; geçmişte tek bir pencereden birbirlerine bakan evlerde yaşayan insan evladı bu dönemden sonra yavaş yavaş, evlerini açık alanlara doğru bakan balkon ve pencerelerle zenginleştirmeye başladı. “Sen, Arka taraftaki! Kendi aranda konuşma. Yazılıda çıkacak bunlar evladım…” Dizilerin konuları ve çeşitleri sebebiyle gelin-kaynana kavgaları, karı-koca zıtlaşmaları ve kuşak çatışmaları hiç şüphesiz yaşam şeklinin değişmesinde önemli etmenlerden oldu. Bu döneme ait arkeolojik kalıntılardan elde ettiğimiz bilgilere ve karbon testlerine göre bu dönemin toplumsal hayatının son derece çalkantılı ve şiddete meyilli olduğunu söyleyebiliriz. “Eveeeet, söyle bakalım Şehrazat, ‘Diziyus İnsanı’ nasıl ortaya çıktı?” “Cevap yok değil mi? Dizi izlemesini biliyorsun ama dizi insanı hakkında hiçbir şey bilmiyorsun! Otur, sıfır!” “Evveet, nerede kalmıştık?” Hah, bu dönem artık dizi insanının tam olarak kendini bulduğu bir dönemdir… yani “Diziyus” diyeceğimiz insan tipinin artık olgunlaştığı dönemdir… Neden? Çünküüüüü; Bu dönemin insanı izlediği dizileri gerçek sanma, onlardan etkilenme, oradaki cinayetleri, kadına şiddeti, çocuğa gaddarlığı, mafyalaşmayı, kanunsuzluğu ve her türlü melaneti şahsında makul görüp hayata aktardığı bir evreye girmiştir de o yüzdeeen! “Burayı not alın arkadaşlar yazılıda kesin sorarım” Gerçekten de Diziyus İnsanı tam manasıyla aldığı ismi karakterinde yansıtan, dizilerde ne izliyorsa hayatına tatbik eden bir yaratıktır arkadaşlar… “Şimdiii kim bana Diziyus İnsanının özelliklerini söyleyebilir?” Ezel soruma bir cevabın var mı? Ya senin Eyşan? Yaman… Seymen, Poyraz, Kuzey, Güney, Hazar... Hiç birinizin cevabı yok mu? Anlaşıldı hepinize sıfır veriyorum… Son olarak da bu dönem için yani Diziyus İnsanı için, suç işlemeye son derece meyilli bir insan olduğunu söyleyebiliriz… Fakat onun suç işlemeye, ilkelliğe, aşiret yaşantısına, şiddeti bir yaşam şekli haline getirmesine, aile parçalanmalarına, çarpık ilişkilere, vahşi yaşama, çoklu evliliğe, kadın cinayetlerine ve ahlaktan mahrum yaşantılara neden meyil ettiği hala anlaşılamamaktadır...