Biden ABD Başkanlık koltuğuna oturunca ve Türkiye hakkında söylediklerinden sonra bir...

Biden ABD Başkanlık koltuğuna oturunca ve Türkiye hakkında söylediklerinden sonra bir gazeteci olarak araştırmaya başladım. Şimdi ne olacak?         ABD Başkanlık koltuğunda, şimdi “Küreselci Güç” olmayı ısrarla isteyen ve aşırı Yunan hayranlığından dolayı “Bidenopulos” lakabı layık görülmüştü…         Deli fişek Donald Trumpulu ulusalcı idi... Dünya hegemonyasından vazgeçmeyi ve çok uzak mesafelerde çarpışan ABD askerlerini ülkeye geri çekmeyi düşünüyordu. Yani “küresel güç” olma isteği, Biden kadar yoktu. Uzmanlar, seçim öncesi Türkiye ile ilişkiler açısından Trump'ın yeniden seçilmesinin Biden'a kıyasla daha olumlu olacağını düşünüyorlardı…          46’ncı ABD Başkanı Biden, dış politika konusunda oldukça deneyimli bir isim. Üstelik Türkiye'yi de yakından tanıyan ve 2000'lerin başından bu yana iki ülke ilişkilerinin bazı dönüm noktalarında kritik roller üstlenmiş bir siyasetçi…          Kıbrıs’taki Türk Barış Harekâtı’ndan sonra Yunanistan fevri bir kararla NATO’dan çekilmiş, daha sonra pişman olmuştu. Yunanistan’ın NATO’ya yeniden dönebilmesi için Türkiye’nin de onayı gerekirdi. Joe Biden, görevli senatör olarak, Türkiye’nin onayını sağlayabilmek için en büyük çabayı harcayan ve Ankara’ya kadar giden siyasetçidir aynı zamanda…          Başkan Barak Obama’nın yardımcısı olarak Kıbrıs’ı ziyaretinde zamanın KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile de KKTC görüşmüştü. Hedefinde hep, Rum–Yunan çıkarlarını öne taşımak vardı. Obama, Demokrat Parti'nin başkan adayı olduğunda, kendisine yönelik “dış politikada deneyimsiz” olduğu eleştirilerini gidermek için Biden'ı Başkan Yardımcısı adayı olarak seçmişti…          Biden'ın 2020'de Trump'ın karşısına çıkartılacak doğru isim olduğunu düşünenler dış politika konusundaki uzmanlığının yanı sıra, onun cazibesi ve tatlı diliyle halka ulaşabilen bir konuşmacı olmasına ve yaşadığı korkunç kişisel ailevi trajedileri atlatabilen cesur biri olarak nitelendirilmesine dikkat çekiyorlardı…          Biden, 36 yıl boyunca aralıksız senatörlük yaptı. Bu dönemde Adalet Komisyonu ve Dış İlişkiler Komisyonu üyeliklerinde bulundu. Bir dönem Dış İlişkiler Komisyonu'nun başkanlığını yürüttü. Bu görevi sırasında Türkiye'yi yakından ilgilendiren konuların içindeydi...          Kampanyası sırasında ise, 2019 Aralık ayında “New York Times”a verdiği bir demeçte, Türkiye ile ilgili sözlerinin Ağustos ortasında sosyal medyada paylaşılması büyük yankı yarattı ve hayli tepki topladı. Biden, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı "otokrat" olarak tanımlamış ve Türkiye'deki durumdan büyük endişe duyduğunu söylemişti. Biden’in, Türkiye’nin içişlerine müdahale sayılan o sözleri aynen şöyle; “Bence yapmamız gereken, Erdoğan’a karşı farklı bir yaklaşım izlemek. Muhalefetin liderlerini desteklediğimizi açık şekilde belirtmeliyiz. Pozisyonumuzun parlamentoda da yer edinmek isteyen Kürt nüfusun entegrasyonunu sağlamak olduğunu net biçimde söylemeliyiz. Yanlış olduğunu düşündüğümüz şeyler hakkında sesimizi çıkarmalıyız. Erdoğan, yaptıklarının bedelini ödemeli. Bazı silâhları ona satıp satmayacağımızla ilgili, bir bedel ödemeli. Özellikle de, üzerinde F-35 uçurarak çözmeye çalıştıkları bir hava savunma sistemleri olduğunu düşündüğümüzde. Bunlar hakkında çok endişeliyim. Ama hala, geçmişte yaptığım gibi, Türkiye muhalefeti ile doğrudan iletişimde olup, hâlâ var olan unsurlarını destekleyip onları Erdoğan'ı mağlup etmeleri için cesaretlendirebiliriz. Darbe ile değil, seçimle…”          Biden'ın bu sözlerine Türkiye’de hem iktidar ve hem de muhalefet kanatlarından sert tepki gelmiş ve bu müdahaleci sözler, Türkiye kamuoyunda günlerce tartışma konusu olmuştu…          Yazımın devamını 08.Şubat.2021 Pazartesi günü okuyabilirsiniz…