Kovid-19 pandemi ile 2020 yılında karşı karşıya kaldık. 21. Yüzyıl’da ekonomik sistemin üretimden daha fazla hizmete aldığımızı biliyoruz. Bu virüs sonucunda ülkelerde ekonomik darboğaz kaçınılmazdı....

Kovid-19 pandemi ile 2020 yılında karşı karşıya kaldık. 21. Yüzyıl’da ekonomik sistemin üretimden daha fazla hizmete aldığımızı biliyoruz. Bu virüs sonucunda ülkelerde ekonomik darboğaz kaçınılmazdı. Bu krizin diğer küresel krizlerden en belirgin tarafı, evden çıkma yasakları. Talep yok. Dünya ülkeleri bu dönemde Keynesyen bir politika uyguladı… OECD, Aralık ayı başında 2020 için küresel ekonomide küçülme tahminini 4,2'ye olarak açıkladı. Aynı raporda, 2021 için büyüme tahmini % 5’ten % 4,2'ye çekilirken, 2022 için de yüzde % 3,7 büyüme öngörüyor. 2021 yılı ise gerek sağlık gerekse ekonomi kullanılmaya başlanan aşılara bağlı olacaktır. Bunlar 2021 yılında küresel ekonomiyi etkilemesi beklenen muhtemel gelişmeler… Aşılama Programının Başarısı: Hizmet sektörünün 2021 performansı bu konu ile yakından ilişkilidir. Uluslararası Çalışma Örgütünün raporuna göre; 2020’nin 3. çeyreğinde bir önceki yıla göre çalışma saatlerinde % 17,3’lük bir düşüş söz konusu ayrıca çalışanların gelir kaybı dünya GSMH’sinin % 5,5’e tekabül eden 3,5 trilyon dolardır. Bu seviyede bir gelir kaybı, iç tüketimin düşük kalması, kamu bütçelerinin sağlanacak desteklerle zayıflaması ayrıca düşük vergi ile kamu bütçelerinin çift yönlü negatif olarak etkilenmesi demektir… 20 Ocak 2021’de görevi devralacak olan 46. ABD Başkanı Joe Biden öncelikle Demokrat Partili bir başkandır. Demokratlar genelde harcamalar yolu ile ekonomi politikalarını oluştururlar. Demokratlar döneminde sağlık ve eğitime fazla pay ayrıldığını biliyoruz... Cumhuriyetçiler, ekonomik büyümenin ve refah artışının vergi indirimi ile gerçekleşeceğini savunmaktırlar. Trump, ABD’de % 35 olan kurumlar vergisini % 21’e indirmişti. Biden’ın seçim vaatleri arasında bu oranın % 28’e çıkarılıp, sağlık ve eğitime daha fazla bütçe ayrılacağı biliniyor. ABD’nin başlıca talepleri arasında Çin’de kurulacak olan firmalarda % 51 Çinli ortak şartının kaldırılması ve Çin’in fikri mülkiyet hakkını tanımasıdır. Çin’in bu talepleri kabul etmesi beklenmemektedir. Biden’ın seçilmesi ile birlikte Çin ile olan ekonomik ilişkilerde üslup değişmesi yaşanacaktır. Fakat Biden’ın konjonktürden dolayı Trump’ın politikalarından çok farklı bir yol izlemeyecektir. Ticaret ve kur savaşlarının hüküm süreceği bir yıl olacaktır. Emtia fiyatları da etkilenecektir… Brexit Sonrası AB ve Dünya Ekonomisi: Dünyanın 6. ve AB’nin büyük ekonomisinin yaklaşık 50 yıllık bir birliktelik sonucunda AB’den ayrılması dünya ekonomisini etkileyecektir. Birleşik Krallığın artık AB mevzuatına bağlı olmaması bazı ülkeler için yeni fırsatlar doğuracaktır. Türkiye ve Birleşik Krallık arasında imzalanan Serbest Ticaret Antlaşması buna örnektir. Ayrılığın AB bütçesi üzerinde olumsuz etkileri olacaktır. AB ve Çin Arasında İmzalanan Yatırım Onayı Anlaşması: 30 Aralık’ta imzalanan anlaşma ile Çin, iç pazarını AB yatırımcıları için daha fazla açacak... LİBOR, Londra para piyasalarındaki bankaların belirlediği bankalar arası borç verme faiz oranıdır. LİBOR dünyadaki faiz oranlarının temel belirleyicisidir. 2021 sonuna kadar LİBOR'una kademeli olarak ortadan kalkması, dünyada dalgalı faiz rejiminin başlayacağının göstergesidir… Yukarda bahsettiğim gelişmeler, dünya ekonomisi ve Türkiye ekonomisinin beklentilerini yazmaya çalıştım… 2020 yılını Orhan Gencebay’ın şarkısı “Batsın Bu Dünya” ile uğurladık. 2021’i Ahmet Okan ve Acar Akalın’ın “Güzel Günler Hangi Dağın Ardındadır?” eseri ile karşıladık. Nazım Hikmet’in dediği gibi “Güneşli Günler Göreceğiz”. 2021 yılı sağlıklı ve bol kazançlı bir yıl olsun...