Ne zaman bir “Öğretmenler Günü Müsameresi” olsa o şiir mutlaka okunurdu. Lise bitene kadar dört farklı okulda okudum ve her okulda bu şiiri kürsüden okumak bana nasip oldu. Ama ilköğretimin dört yılın...

Ne zaman bir “Öğretmenler Günü Müsameresi” olsa o şiir mutlaka okunurdu. Lise bitene kadar dört farklı okulda okudum ve her okulda bu şiiri kürsüden okumak bana nasip oldu. Ama ilköğretimin dört yılını okuduğum (5 ve 8’inci sınıf arası) okulda her yıl başka bir arkadaşımız o şiiri okudu. Ne yalan söyleyeyim ben 6’ıncı sınıftayken Barış adında 7’inci sınıfta okuyan arkadaşımız şiiri müthiş güzel okumuştu. Barış’ın bu yeteneğinin arkasında mutlaka bir sanat eğitimi ya da destekleyen bir aile vardı; çünkü onun Çanakkale Şehitlerini Anma Günü’nde de blok flütle “Çanakkale İçinde” türküsünü çaldığını hatırlıyorum. “Dünyanın Bütün Çiçekleri” adlı şiir Ceyhun Atuf Kansu’nun çok ünlü bir şiirdir. Bu şiirle aynı duygudaşlığı ve benzer bir konuyu işleyen “Kızamuk Ağıdı” şiiri ayrıca sevdiğim bir şiirdir. Ceyhun Atuf Kansu, milletvekili Nail Atuf Kansu’nun oğludur. Ailesi de Cumhuriyet rejimine geçişte aktif görevler almış kişilerden oluşuyordu. Evlat Kansu da, Cumhuriyet devrimlerinin izinde yürüyen ve Anadolu’da aydınlanma mücadelesinde yer alan biriydi. Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum Bütün çiçeklerini getirin buraya, Öğrencilerimi getirin, getirin buraya, Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer Bütün köy çocuklarını getirin buraya, Son bir ders vereceğim onlara, Son şarkımı söyleyeceğim, Getirin, getirin… ve sonra öleceğim. Şiirlerindeki bu duygu seli gezip gördüğü köylerde kendisine sirayet etti. Yine “Kızamuk Ağıdı”ndaki şu dizlere bakalım: Habersiz hepsi kızamuktan ve ölümden, Kirli yüzlerinde açan ölümden habersiz Ve düşmüş bir gül oluyorlar birden, bebekler ölüveriyor, ölümden habersiz. Kansu ve onun kuşağındaki şairlerin önemli bir özelliği de sadece sanatsal üretimi iş edinmemiş olmalarıdır. Onlar, bir ülkenin “çağdaş medeniyetler seviyesine” ulaşması mücadelesinde de bir meslekle dahil oldular. Hadi biraz hedef şaşırtayım. Aklıma Kansu’nun “Bağımsızlık Gülü” şiiri geldi. Şöyle diyor Kansu, Yerden alıp o gülü Hangi gülü? Bir topçu neferinin Sakaryalı yaz toprağında Sıcak kan gülü. Alıp koklamak o gülü Hangi baharda? Türkçenin özgür kırlarında Türkülerde burcu burcu, Bilgeliğin ana gülü! Bir basmadan alıp o gülü, Hangi basmadan? Nazilli fabrikasından Pamuğumuzdan, emeğimizden, Dokuduğumuz halk gülü. Hoyrat ellerinden alıp o gülü Hangi ellerden? Uzak Teksaslı çobanların Bilmediği, uğruna can vermediği Türkiyeli o çileler gülü. Yerine koymak, kutsamak o gülü, Hangi yerine? Mustafa Kemal'in bahçesine Bir ulusun suladığı beslediği Yediveren bağımsızlık gülü! Ceyhun Atuf Kansu’nun, 1919’da başlayan hayatı 17 Mart 1978’de sona erdi. Ardında bir aydınlanma mücadelesi ve ona dair eserler bıraktı.