AK Partili milletvekillerinin imzasını taşıyan Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Başkanlığına sunuld...

AK Partili milletvekillerinin imzasını taşıyan Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Başkanlığına sunuldu. Teklifteki bir maddeye göre; düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihte ruhsat sahibi veya rödövansçı olan gerçek veya tüzel kişiler tarafından ülkenin elektrik ihtiyacını karışlamak için yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı alanlarda veya fiili olarak üzerinde zeytinlik bulunan alanlara denk gelmesi ve faaliyetin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmadığı durumlarda Bakanlık tarafından izin verilebileceğini öngörüyor. Yani anlayacağınız hedefte yine zeytinlikler var. O zeytinlikler ki, her yıl olmasa da, ki sulanır ve de iyi bakılırsa, milyonlarca ton zeytin ve zeytinyağı veriyor bu memlekete. Bütün bunlar gözardı edilerek, iktidar yine gözünü zeytinliklere dikmiş durumda. Sanki Türkiye’de başka verimsiz ve atıl topraklar yokmuş gibi. Bilmem bu teklifi verenler zeytini tanıyor mu? Sofralarına zeytin giriyor ve “ilaç” denilen zeytinyağının tadını biliyorlar mı? Ne diyeyim. Hiç zannetmiyorum. İşleri güçleri varsa yoksa fakir fukaranın üç-beş ağacında. O ağaçlar ki, yüzyıllar öncesinden, o insanlara dedelerinden, anne ve babalarından kalmıştır. Onlar da daha düne kadar değeri bilinmeyen zeytinliklerine “vefa” gereği, “ailemden kaldı” diyerek sahip çıkmışlardır. Bugün gidin bir markete veya pazardaki zeytinci tezgahına, bir kiloğram sofralık zeytinin 70-80 liraya yükseldiğini, pazaryerinde dalından koparılıp getirilen zeytinin de 40-50 liradan satıldığını görürsünüz. Hele hele zeytinyağının fiyatlarına bakmayın hiç. Tariş'in 81 lira taban fiyat çektiği zeytinyağının rafine hali raflarda 120 liraya yükseliyor. Bugünlerde harıl harıl çalışan zeytinyağı fabrikalarından yağ almaya giderseniz 80-90 liradan aşağı yağ alamazsınız. Aşağısına alacağınız yağı ise yiyemezsiniz. Bu yıl yağmurlar geç gelmesine rağmen zeytinde “var yılı”. Allah bereket versin dağlardan yağ, ovalardan bal akıyor. Avrupa kuraklıktan kırılırken bir damla zeytinyağına muhtaç hale gelmiş durumda. Bu işin şampiyonu İspanya’da zeytin yok ki yağı bulasınız. Hakeza İtalya ve Yunanistan’da da durum farklı değilken, Yüce Yaradan bu nimeti ülkemize bol bol vermiş durumda. Şimdi tüm bu zenginlikler ortada iken, siz kalkacaksınız zeytinliklerin “idam fermanını” imzalayacak kanun teklifi verecek ve bunu hayata geçireceksiniz. Bu olay bilmem kaç defa denendi ama tutmadı. “Ölmez Ağacı” öldürülemedi. Nedir bu zeytin düşmanlığı anlamak mümkün değil. Ben sağduyunun galip geleceğine ve bu kanun teklifinin Torba Yasa taslağından çekileceğine inanıyorum. BAYINDIR’ DA OLAY VAR Hazır zeytinliklerden bahsetmişken, Bayındır’da kurulma aşamasındaki Çiçekçilik Tarım Organize Sanayi Bölgesi’nden bahsetmeden geçemeyeceğim. Bölgenin kurulacağı alanın hemen hemen tamamı zeytinliklerden oluşuyor. Eğer burası organize bölge olacaksa, İzmir-Ödemiş Karayolu ile Bayındır-Ergenli Mahallesi Yolu üzerindeki tüm zeytinlikler gidecek. Bayındır ilçemiz bir tarım kenti. İlçenin ekonomisi çiçekçilik, zeytincilik ve hayvancılığa dayalı. Bir tek endüstriyel fabrika bile yok. Dolayısıyla geçim tarım ve hayvancılıktan. Siz o zeytinlikleri yok ederseniz, insanları ekmeğinden ve yağından edersiniz. Sonuçta; Bayındır’a kazıklar çakılmış, işaretlenmeler yapılmış. Belki de Torba Yasa’daki bu değişiklik bekleniyor. Çünkü mevcut Zeytin Yasası, her ne olursa olsun zeytinliklerin yok edilmesini engelliyor. Ha bir de halk var. Bakalım Bayındırlılar, atalarından kalan geçim kaynakları zeytin bahçelerinin bir avuç çiçekçi zengine peşkeş çekilmesine izin verecekler mi? Bekleyip göreceğiz.