İstanbul-İzmir Otoyolu’nun devreye girmesiyle beraber iki kent arasındaki ulaşım bir hayli kolaylaştı. Özellikle pand...

İstanbul-İzmir Otoyolu’nun devreye girmesiyle beraber iki kent arasındaki ulaşım bir hayli kolaylaştı. Özellikle pandemi süreciyle beraber uzaktan çalışma imkanının da birçok sektör için yeni bir çalışma modeline dönüşmesi büyük şehirlerden daha sakin, sessiz yerlere göçü hızlandırdı. İstanbul’da yaşayan beyaz yakalıların birçoğu bu dönemde kendilerine en erişilebilir lokasyonlara doğru seyahat planlarını hayata geçirdi. Seferihisar, Urla, Dalyan, Ortaca, Marmaris gibi birçok tatil beldesi uzun süreli kiralamalarla işini ve hayatını bu bölgelere taşıyanlara kucak açtı. İstanbul-İzmir ve İstanbul-Muğla rotalarındaki gidiş gelişlerin artmasıyla beraber bu güzergâh üzerindeki birçok nokta da yeni keşif ve seyahat deneyimlerinin peşinden gitmek isteyenler için birer çekim merkezine dönüştü. Bugün İstanbul’dan yola çıkan bir otomobil 3-3,5 saat gibi bir sürede otoyol üzerinden Akhisar’a ulaşabilir konumda. Kendi seyahat deneyimimden de yola çıkarak Akhisar örneğini özellikle paylaşmak istedim. İstanbul’a gidiş gelişlerde vaktimizin uygunluğu ve yorgunluk durumumuza göre bir şeyler atıştırmak için sık sık uğradığımız Akhisar’da her ziyaretimizde farklı şehirlerin plakasına sahip araçlardan inip çarşıdaki esnaf lokantalarına uğrayanları gördükçe yüzümde bir tebessüm beliriyor. Yolculuklarında son durağı Akhisar olmayanların bu ilçede mola vermesinin birden fazla sebebi var haliyle. İzmir-İstanbul Otoyolu’nun etkisi yadsınamaz. Kısa süre içerisinde konforlu bir yolculukla seyahat edenler güzergahtaki alternatifleri rota planlarına eklemeye başladılar. AKHİSAR FARKI Rota üzerindeki birçok noktaya göre çok daha avantajlı bir konumda olan Akhisar, bugüne kadar belki de çok geniş kitlelere ulaştıramadığı değerlerini çok daha güçlü bir şekilde aktarma fırsatı bulmuş oldu. Köftesiyle hatırı sayılır bir tanınırlığa sahip olan ilçe Türkiye’de en çok zeytin ağacına sahip olan merkez olarak yerel halk tarafından ‘Zeytin Denizi’ ismiyle de anılıyor. Zamana meydan okuyan şirin esnaf lokantaları, sokak lezzetleri, Roma döneminden kalan eserleri, güler yüzlü halkı, çınar ağaçlarının gölgesinde güne başlayan hoş sohbet esnafı ile Akhisar gerçekten gezilip görülmeye değer bir nokta. Bir İzmirli olarak dost sohbetlerinde bir şekilde konunun kendisine nasıl geldiğini anlamakta zorluk çektiğimiz Akhisar’ın bu özelliği özellikle Ege Bölgesi’nde yaşayan birçok kişinin yakından ya da uzaktan Akhisar’la bağlantısının olduğunu anlatıyor aslında. Balkan göçmenlerinin yanı sıra Türkiye’nin dört bir yanından gelip yerleşenlerle beraber tam anlamıyla bir kültür mozaiği olan Akhisar, Ege’de alternatif turizm rotaları arayışında olanların yeni gözdesi olmaya aday.