Çevremizi korumak için, suyumuzu, toprağımızı, gıdamızı, korumak gerekir. Doğamızı ve tarihimizi korumak gerekir. Temiz düzenli ve sağlıklı bir ortamda yaşamak için hiç şüphesiz göz ardı edilen ve diğ...

Çevremizi korumak için, suyumuzu, toprağımızı, gıdamızı, korumak gerekir. Doğamızı ve tarihimizi korumak gerekir. Temiz düzenli ve sağlıklı bir ortamda yaşamak için hiç şüphesiz göz ardı edilen ve diğer her önemli konuyu yok hükmüne düşüren oluşum, ranta dayalı yapılaşma haline gelmiştir. Derneğimiz kurulduğu günden bu yana yapılaşma çılgınlığında sınır tanımayan uygulamalar ile de mücadele etmiştir. 2018 yılında yürürlüğe giren İmar Barışı uygulaması, kötü niyetli rant düşüncesi elinde çok daha çetrefilli bir mekanizmaya döndürüldü. “İleri bir zamanda yaparız” düşüncesi dahi devreye girdi. Var olmayan yapılara bile yapı kayıt belgesi alındı! Yarattığı çevre ve imar kirliliği ile bulundukları bölgelerde emsali de bozan birçok kaçak yapı, İmar Barışı sürecinde meşrulaşmış oldu. Doğal SİT statüsünde koruma bölgeleri, arkeolojik tanımlı alanlar, hazine parselleri ve kıyıda 50 metre 100 metre ile tanımlı kamuya ait yerler talan edildi. Koruma ilkeleri, hiçe sayıldı. Tüm bu yapılaşma devam ederken, bölgemiz değerleri ve ayrıca susuzluk tehdidi gibi önemli eksiklerimiz görmezden gelindi. Derneğimiz 7. yılına girerken hatalı uygulamaların takipçisi olmaya devam ediyor. Yapılan yanlışları ilgili ve yetkili kurumlara bildirdik. Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü, Valilik, Milli Emlak, belediyemiz yetkililerini göreve davet ettik. Kanun, yönetmelik, hukuk nizam dışı iş ve ihlallerin kaldırılması konusunda ısrarcı olduk. İdari soruşturma açma, suç duyurusu yapma, dava açma gibi türlü metotlarla illegal ile savaştık. Halkımızın duyarlılığı sayesinde gelen tüm ihbarları, önce BİMER, HİM, kurumsal iletişim adresleri ve sonrasında CİMER vesilesi ile ilgililere ilettik ve takibini yaptık. Derneğimiz, hukuki dayanaklarını dilekçelere döktü ve elektronik ortamda yüzlerce kişi ve kurum ile paylaştı. Diğer tarafta, basın ve sosyal medya hesapları ile geri bildirimedevam etti. Basın ve medya içinde yer alan çok kimse, medya üzerindeki baskılara ve üst dinamiklere rağmen, derneğimiz çabalarına destek olmuştur. Rant ile çevre savaş içindedir. Ve rant çoğu zaman çevreci maskesi altında çalıştırdığı oluşumları kullanır. Bu savaşta çevre yanında durabilmek, bir çıkar ilişkilerine karşı refleks ve sağduyu ortaya koymak, en fazla basın açısından zordur. Bu minvalde reklam, finans ve sermaye dinamiklerine karşı duruş sergilemeyi başaran, siyasi baskılara boyun eğmeyen müstesna meslek erbapları dostlarımıza, “iyi ki siz gibiler de var”, demeden geçemeyiz. Başta gazetemiz Ege Telgraf ailesi olmak üzere Manşet Türkiye ailesi ve Hasan Çömlekçi, İlkses Gazetesi ve Sultan Gümüş, Ertan Gürcaner, Ceyhun Torlak ve Sabah Grubu, Erhan Gülenç ve Yeni Asır, Ufuk Akkaya, Osman Güdü, Özgür Doğu Saymaz ve Ulusal Kanal ekibi, Sıla Kemahlı ve Aydınlık Gazetesi, İlkay Kıyak ve Ege TV, Sinan Kara ve Egenin Sesi, Meclis Özel Dergisi ve Özlem Tansal, Gülengül Uslu, Ahmet Aydın Akansu, Nivent Kurtuluş, İsmail Şahin ve Sözcü Gazetesi haber değeri taşıyan çalışmalarımızı halka iletmemize yardımcı ve destek olmuştur. Her bir basın emekçisi dostumuza ayrıca çevre hassasiyetimizin sesi olmalarından ötürü şükranlarımızı borç biliriz. Elbet ki, Ege Telgraf Ailemiz içinde değerli basın yayın emekçileri arkadaşlarımız ve bizleri bu güzel çatı altında toplayan Sayın Aylin Suphandağlı’ya teşekkür ve şükranlarımızı sunmadan geçemeyiz.