Ulusal televizyon kanallarındaki tartışma programlarına denk geleniniz var mı? Sözde Türkiye ve dünya gündemini tartışan iki farklı dünya görüşüne sahip grup arasında sonu gelmek bilmeyen bir ‘Kim dah...

Ulusal televizyon kanallarındaki tartışma programlarına denk geleniniz var mı? Sözde Türkiye ve dünya gündemini tartışan iki farklı dünya görüşüne sahip grup arasında sonu gelmek bilmeyen bir ‘Kim daha yüksek sesle konuşacak’ platformu oluşturuluyor. Kadın haklarının tartışıldığı programda kadına yer verilmezken, psikolojiden bahsedilirken psikolog olmuyor bu programlarda. Bazı gazeteci görünümlü isimler ise arkeolojiden sağlığa, dış politikadan ekonomiye farklı disiplinler hakkında çok detaylı analiz yapacak kadar uzman oluyor. Türkiye’de herkes her konuda uzman sözü bu programları izlerken daha da anlamlı oluyor. Canan Karatay,  hangi sözleri kullanırsa kullansın Türkiye gündeminde kendine bir şekilde yer buluyor. Hamilelere uygulanan şeker yüklemesinden yumurta tüketimine, zeytinyağından tereyağına kadar hem beslenme önerileri veriyor hem de kendince ezber bozuyor. Canan Karatay, geçen yıl şubat ayında gebelikte şeker yüklemesi testiyle ilgili, "Bebeği zehirliyor" iddiasında bulunmuştu. İstanbul Tabip Odası Onur Kurulu, soruşturma sonunda Karatay'ın "15 gün meslekten uzaklaştırılması" kararını vermişti. Karatay, Ankara 12. İdare Mahkemesi'ne iptal davası açmış, ancak mahkeme davanın reddine karar vermişti. Karatay'ın avukatı bu kez yerel mahkeme kararının iptali için, 12. İdari Dava Dairesi'nde istinaf yoluna başvurmuştu. Dava, Karatay aleyhine sonuçlandı. Kararla ilgili Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Avukatı Tahir Yahya İlhan, "Hekimlerce gösteri mahiyetinde ve insanları allak bullak eden, bilimsel dayanaktan yoksun açıklamalar yapılmasını doğru bulmuyoruz" demişti. Kalp ve İç Hastalıkları Profesörü olan Karatay’ın hem meslektaşlarını hem de bilim dünyasını hayrete düşüren son derece sağlıksız açıklamalarının her türlü flaş bilgiye balıklama atlayan bazı gazeteciler için haber değeri olsa da bu açıklamaların genel anlamda toplum sağlığına zarar verdiğini söylemek mümkün. 2013 yılında kendilerini polis ve savcı olarak tanıtan şüphelilerin dolandırdığı Canan Karatay’a ne derece güvenilmeli sorusunun yanıtını size bırakıyorum. Dolandırıcılar Karatay'a bankadan çektirdikleri 50 bin dolar ve 10 bin lirayı iki ayrı parkta bıraktırmıştı.

AŞI TARTIŞMASI

Karatay’ın son vukuatı ise Habertürk yayınında oldu. Habertürk’te 1 Ocak 2020 tarihinde yayınlanan “Türkiye’nin Nabzı” isimli programa konuk olan Prof. Dr. Canan Karatay, İsrail’de hiç aşı yapılmadığını iddia etti. Sunucu Didem Arslan Yılmaz moderatörlüğündeki programda söz alan Karatay, bazı ülkelerde “din bakımından” hiç aşı yapılmadığını ve İsrail’in de bu ülkelerden biri olduğunu ifade ediyor. Allahtan Teyit.org gibi oluşumlar var da iddia edilen bilgilerin gerçek olup olmadığını çok kısa sürede anlayabiliyoruz. Yine de iddia sahibinin iddiaları yanlış bilgi olarak toplumun dört bir yanına dağılıp zihin bulandırıyor. Canan Karatay’ın ‘İsrail’de hiç aşı yapılmıyor’ iddiasını Teyit.org’dan Ali Osman Arabacı bilimsel veriler ışığında çürütmüş. İsrail’de aşı yapılmadığı iddiası doğru değil. İsrail’de hem çocuklar hem de yetişkinlere aşı yapılıyor. Birçok ülkenin olduğu gibi İsrail’in de bir aşı takvimi var. İsrail’de uygulanan aşılarla ilgili olarak İsrail Sağlık Bakanlığı’nın internet sitesinde bazı bilgiler mevcut. Site incelendiğinde ülkede devlet tarafından ücretsiz olarak yapılan aşıların tablosu da görülebiliyor. Tabloda farklı zaman dilimlerinde uygulanan dokuz ayrı gruptaki aşılar var. Tipat Halav isimli aile sağlığı merkezlerinde yaptırılan aşıların formülasyonlarının yer aldığı bilgilendirici bir yazı da bakanlığın internet sitesinde mevcut. İsrail Sağlık Bakanlığı 65 yaş ve üzerindekilerin grip, tetanos, difteri ve pnömokok gibi aşıları olmalarını da tavsiye ediyor. Yine ülkede 2016 yılında çıkarılan bir genelge ile sağlık alanında görev yapan bazı meslek gruplarının aşılanması zorunlu hale getirildi. Dünyadaki birçok ülkede gelişen aşı karşıtı hareketlerle bağlantılı olarak İsrail’de de kızamık salgınları baş gösterdi. İsrail Sağlık Bakanlığı salgınların çocuklarına aşı yaptırmak istemeyen anne babalar ve büyük çoğunluğu Kudüs’te yaşayan tutucu Yahudi grubu Harediler yüzünden ortaya çıktığını ifade etti. Ancak İsrail’de kızamık kaynaklı salgınlar ve olaylar yaşanmaya başlasa da Dünya Sağlık Örgütü’ne göre ülkedeki kızamık aşılama oranı yüzde 98 seviyesinde. Sonuç olarak İsrail’de rutin bir aşı programı var ve aşılar ücretsiz olarak uygulanıyor. Canan Karatay’ın iddiası sosyal medyada en çok karşılaşılan yanlış bilgi türlerinden “uydurma” kategorisine yerleştirilebilir.