İlk açıklandığında kimse anlamadı. Aylık 150 kWh saatlik elektrik sarfiyatından sonra katlanacak dendi…

  İlk açıklandığında kimse anlamadı. Aylık 150 kWh saatlik elektrik sarfiyatından sonra katlanacak dendi… Koskoca elektrik mühendisleri de tepki vermedi. Ne zaman ilk faturalar gelmeye başladı, işte o zaman hepimiz feryadı bastık. Gerçekten gelen faturalar cep ve can yakıyordu. Neyse ki feryatlar biraz sonuç verdi. Bizzat Sayın Cumhurbaşkanı açıkladı; sınır değer aylık 210 kWh’te çıkacak ve o değerden sonra ücretler katlanacak… Yeni değer üzerinden elimize fatura daha gelmedi, bekliyoruz. Fakat bilinmesi gereken şu; Bir ülkenin kalkınmışlık ölçülerinden biri de “kişi başına düşen elektrik sarfiyatıdır” Evet evet yanlış okumadınız, bütün dünyada kişinin elektrik sarfiyatı kalkınmışlık göstergesidir. Türkiye gelişen ve büyüyen bir ülke… Bunu hepimiz görüyor ve hepimiz söylüyoruz… Mesela kişi başına elektrik tüketimi rakamlarına bakılacak olursa; Türkiye’de, 1990 yılında kişi başı elektrik enerjisi tüketimi yaklaşık 1.000 kWh seviyesindeyken, 2018 yılında söz konusu değer 3.709 kWh olmuştur. Şu anda bu rakam 4000 kWh’te ulaşmıştır. Burada büyük bir NOKTA koyuyorum. Fatura sınır rakamı ister 150 kWh olarak belirlensin ister 210 kWh… Noktanın büyüklüğü değişmez! *** Geçtiğimiz hafta sonu iki güzide takımımız derbi maçında karşı karşıya geldi… İki ezeli rakip ve iki ebedi dost… Göztepe ve Altay. Maçta ev sahibi Göztepe’nin tribün şovları mükemmeldi… Seyirci coştukça coştu. Maçın sonucunu boş vermeyelim ama ikinci plana atalım… Bu nedir arkadaşlar, değerli hemşehriler, kıymetli sporseverler ve aziz futbolseverler, bu şiddet nedir böyle… Taraftarlık bu mu? Sosyal medya galiz küfürler, vahşet sözler ve hiddet çığırtkanlıklarıyla dolu… Ne oluyor, neler oluyor? Siz kardeşsiniz yahu! Hadi tamam rakipsiniz ama düşman değilsiniz! Birbirinizi yenmek zorundasınız ama küfür ve saldırıdan uzak durmalısınız… Gazeteci olarak şehrin dinamiklerini, hız alanlarını ve tıkanıklarını görmek için bilhassa futbol sektörünü takip ediyorum. Gördüğüm iki yanlıştan en önemlisi İzmir futbolunu aşırı çekişme yüzünden İstanbul’un gerisine atmamız… Neyse benden futbol ve çekişme üzerine bu kadar… *** Bir tartışma da yoğun bakım üniteleri üzerine… Bakanlık diyor ki yerimiz var, Tabipler Odası diyor ki; yok! Hangisine inanacağız? Hemen telefonu kaldırdım, Şehrin iki başhekimi arkadaşıma sordum; “Hocam, yoğun bakım ünitelerimiz ne durumda, çok mu hastanız var? Cevapları da şöyle… “Hasta olarak yoğunluk yaşıyoruz, Covid rakamlarında artış var ama yoğun bakım ünitelerimiz normal, çünkü aynı zamanda taburcu ediyoruz…” Sağlıkla kalın diliyorum…